Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Şubat '10

 
Kategori
Ben Bildiriyorum
 

Yaşanmış bir uçak kazası hikayesi - Etiyopya Havayolları 961

Yaşanmış bir uçak kazası hikayesi - Etiyopya Havayolları 961
 

23 Kasım 1996 tarihinde, Addis Ababa(Etiyopya)- Nairobi(Kenya) seferini yapan Etiyopya Havayolları'na ait Boeing 767 tipi yolcu uçağı, üç Etiyopyalı korsan tarafından kaçırılmıştı.

Uçakta 35 ayrı Ülke'den 163 yolcu ve 12 mürettebat vardı.Kaçırma eylemi tam olarak (GMT)11:20'de meydana geldi. Kalkıştan 20 dakika sonra, ayrı yerlerde oturan korsanlar kokpite doğru yaklaştı.

-Korsanlardan en az ikisi, kalkıştan önce lavaboda belli bir süre zaman geçirmişti.

Kokpite yaklaşmaya devam eden korsanlardan biri , bağırarak koridor boyunca koşmaya başlarken, diğer ikisi de ona katıldı.

-Yolcuların ifadelerine göre korsanlar, 20-25 yaşlarında, psikolojik sorunlu ve de sarhoştular. Hepsi de traşlı ve Batılı kıyafetler giymişti.İçlerinden biri kafasında kar maskesi taşıyordu.

Korsanlar kokpite ulaştıklarında, ikisi kokpit kapısına yüklendi. Kapıyı açmayı başaran korsanlar, yardımcı pilotu döverek etkisiz hale getirdi ve kokpitten dışarı çıkmaya zorladı.Saldırganlar, üzerlerinde silah olarak yangın söndürme
tüpü ve minik bir yangın baltası taşıyorlardı.Ve daha da kötüsü uçağı havaya uçurma tehdidinde bulundular.

Yardımcı pilot koltuğuna oturan korsanların lideri, kaptana kabin içi anons yapmak istediğini söyledi. Korsan interkom'dan yaptığı konuşmasında Amharik dili, Fransızca ve bozuk bir İngilizce kullanmıştı.
Hapishaneden yeni çıktıklarını, Etiyopya Hükümeti karşıtı olduklarını ve siyasi sığınma talebinde bulunmak istediklerini söyledi. Bunun için de uçağın yönünü değiştirteceklerini ve müdahale edilirse tereddüt etmeden bombayı patlatacaklarını haykırdı.

-daha sonra o bombanın, aslında kapalı bir kutuya konulmuş bir şişe likör olduğu anlaşılacaktı.

Korsan, pilota, mevcut rotasında 11 saat uçabilen bir uçağın, söyleyeceği noktaya da ulaşacağını bildiğini söyledi ve derhal 39000 feet (12000 metre) irtifada, Avustralya'ya doğru uçmasını istedi.

Kaçırılma süreci başladığından itibaren, uçuş boyunca kaptanın, korsanları yakıtlarının bitiyor olduğuna ikna etmeye çalışması, aralarında sert tartışmalar yaşanmasına neden oldu.

İki korsan kokpitteydi, diğeri de kabini gözlemek için kokpit kapısının önünde duruyordu. 4 saat çekilen bu çile boyunca, korsanlar daha çok, kokpit çevresini kontrol altında tutmakla ilgilenmiş ve uçuş boyunca , uçağın diğer kısımlarına bir daha uğramamışlardı. Yolcuları kokpit kapısından uzak tuttukları sürece onlar, kendileri için herhangi bir sorun teşkil etmiyordu.

Bu kaçırma eylemi gerçekten sıradışıydı. Yolcular, uçuş boyunca kendi aktivitelerine devam ettiler. Gazete okuyan, uyuyan, hatta yemek yiyen bile vardı.Yolcular, Korsanların hareketlerinden, onların bu kaçırma eylemini çok hazırlıksız bir şekilde gerçekleştirdiklerini düşünüyorlardı. Bu da, uçak içinde daha rahat olmalarını sağlamıştı. Ayrıca korsanlara havada müdahale etmenin de büyük bir hata olacağı konusunda fikir birliğine varmışlardı. Sonuçta korsanlar üzerlerinde bomba taşıyordu ve olası bir müdahalede bombayı patlatma riskini göze alamazlardı.Yolcuların planları arasında, olası bir inişte acil çıkış kapısından kaçmak da vardı. Tabi herkes çok rahat görünse de, kokpitte neler olduğundan bihaberdi.

Kaptan, korsanların söylediği gibi Hint okyanusu üzerinden Avustralya'ya uçmak yerine, aslında, uçağı Afrikanın doğu sahili boyunca güneye doğru uçuruyordu. üç saatlik uçuştan sonra yakıtı biten uçağın motorlarından birinin durmasıyla uçak , 7500 metreye kadar irtifa kaybetti. Aldatıldıklarını anlayan korsanların lideri kaptanı tartaklamaya başladı. Kaptan, artık korsanların her an bombayı patlatacaklarını düşündü ve interkom'dan kabine yaptığı anonsta, uçağın yakıtının bitmek üzere olduğunu, ve acil iniş yapacakları için yolcuların can yeleklerini giymelerini, ancak henüz şişirmemeleri gerektiğini bildirdi.
Bu anons kabinde panik yaşanmasına neden oldu. Ancak kabin ekibinin de yardımıyla yolcular can yeleklerini giydiler.

Uçak irtifa kaybetmeye devam ederken bir taraftan da sallanmaya başlamıştı. Bazı yolcular korsanlara müdahale etmek istese de , diğerleri tarafından engellendi. Bu arada kabin görevlileri, yolculara can yeleğini nasıl kullanmaları gerektiğini anlatıyorlardı. İnişten önce şişirilmemesi söylenmiş olmasına rağmen , bazı bölümlerden can yeleklerinin şişirme sesi geliyordu.

Bu arada Kaptan ikinci anonsunu yaptı.."çarpma için hazır olun". bu anons yine bir panik havası yaşattı.. Korsanlar kaçırma eyleminin başarısız olduğunu anladılar ve eylemi intihara çevirmek istercesine uçağın kumandasına yüklendiler.

Amaçları sahilde bulunan bir binaya çarpmaktı. Ancak, Kaptan'ın büyük gayretiyle uçak tekrar denizin üzerinde 350km hızla uçmaya devam etti. Kokpitte yaşanan büyük kargaşa nedeniyle düzgün bir iniş yapma ihtimali bulunmayan uçak, suya önce sol kanadını çarptı. Bu da uçağın sola yatarak 3 parçaya ayrılmasına neden oldu. Yaşanan bu trajik kazada 175 kişiden 123'ü hayatını kaybetti. Ölümlerin çoğu , çarpmanın etkisiyle , diğer bir kısmı da,
uçak henüz havadayken can yeleklerini şişirmiş olan bazı yolcuların , içine tonlarca su dolan uçaktan yüzerek çıkmalarını engellemesiyle meydana geldi.

Not: Kaptan ve yardımcı pilot kazadan yara almadan kurtulurken, korsanların üçü de öldü.



Kaynak: Airdisaster

Çeviri: Özgür Ozan ÖZDUMAN

 
Toplam blog
: 23
: 2211
Kayıt tarihi
: 07.02.10
 
 

Değerli Milliyet Blog Üyeleri, Havacılıkta hergün yeni birşeyler öğrenildiğini iyi bilen biri..