Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Temmuz '12

 
Kategori
Blog
 

Yazamadıklarım...

Yazamadıklarım...
 

Bugün izinliyim…

Erken kalktım, üç beş satır kitap okuduktan sonra bilgisayarımı, Milliyet Blog’u açtım. Gözüme eski yazılarım çarptı. Yazılarım ve yapılan yorumlar bundan üç dört sene öncesine ait olanlar.

Yıllar ne çabuk geçiyor !

Ve o yıllar geçerken bizler ne çok değişiyoruz. Bazı yazılarımda kendimi ti’ye almışım bazıları aşk dolu vıcık, vıcık bazıları ise akıllı uslu…

Sevgili dostlarım son zamanlarda enteresan bir psikoloji içerisinde yazmaya pek fazla vakit ayırmadığımı biliyorum. Vakit ayırmaktan da öte şunu fark ettim ki; eskisi gibi paylaşmıyorum kendimi.  Eskiden bazı arkadaşlarım ( blogda yazdığımı bilen ) beni eleştirirlerdi; herşeyi yazıyorsun kendini saklamıyorsun, utanmıyor musun hiç? Diye. Son dönem yazılarımı bu kişiler okuyorlarsa eminim mutlu oluyorlardır. Çünkü şunu fark ettim epey uzun bir süredir kendimi ya yazmamışım ya da “akıllı uslu” yazmışım. Çoğunlukla da yazmamışım zaten.

Şu geçirdiğimiz son bir –iki senenin sanırım büyük bir çoğunluğunu iyileştirdiğim ülserim ve sonra yeniden başlayan gastritimle baş başa geçirdim. Drajeler eşlik etti çoğunlukla bu ağrılara. Şehir değişiklikleri yaptım bol bol ama yaramadı. Güzelliklerin olmasının yanı sıra baki kaldı “aynı dili konuşamamam çoğunlukla insanlarla” ve tabi özlemlerim gerçek aşka ve mükemmel ilişkiye dair.

Ve yanılgılar ve üst üste eklenen kırgınlıklar. Küsüşler, okumalar, izlemeler, mide ağrıları ve hop yeniden başlayan kısır döngüler…

Dün eski yazılarıma bakınca kafama dank etti. O yıllarda da yok muydu sanki sıkıntılarım? Karmaşa ve özlemlerim? Tabi ki vardı ve çoğunlukla anlatmıştım bunları size utanmazca. Ama sanırım mide ağrılarım yoktu…

Şimdi sevgili Blog dostlarım, uzun zamandır seslerini soluklarını duymadıklarım. Esas olan;  bu satırlarda her birimiz yalnızlıklarımızı, söyleyip isteyip de söyleyemediklerimizi üç beş kişi tarafından anlaşılacağımızı bilerek paylaşıyoruz. Farklı platformlarda yazıyor olsak da öz aynı. Öz aslında söyleyecek çok şeyin, söylenecek insanımızın olmaması reel dünyalarımızda. Ve bir bakıyoruz buradayız zaman zaman anlaşılıyoruz…

Demek ki ülsere en iyi çare Milliyet Blog diye geçiriyorum kafamdan ….

 

 
Toplam blog
: 200
: 959
Kayıt tarihi
: 21.04.08
 
 

Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Arkeoloji Bölümü mezunuyum . Maalesef bir tak..