Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Temmuz '12

 
Kategori
Blog
 

Milliyet Blog'un yarattığı, yazıda fırsat eşitliği...

Milliyet Blog'un yarattığı, yazıda fırsat eşitliği...
 

Sana sağlanan bu fırsat eşitliğini iyi kullan. Benden sana söylemesi. Gerisi sana kalmış. Sen bilirsin ne yapman gerektiğini...


İçinde olmaktan, düşüncelerimi yazmaktan, kimi zaman taban tabana zıt düşüncelere sahip olduğum, kimi zaman da, aynı düşünceleri paylaşmaktan mutlu olduğum, blogdaşlarımın, yazı arkadaşlarımın da olduğu, Milliyet Blog'tan, büyük bir keyif almaktayım.

Bu gün sizlere, Milliyet Blog'un, biz yazı emekçilerine, yazma sevdalısı ve paylaşma gönüllüsü üyelerine sağladığı fırsat eşitliğinden bahsetmek istiyorum; dilim döndüğünce; izninizle...

İster dağda çoban olsun, ister Harvard'da öğrenci, ister asgari ücretle çalışan bir işçi, emekçi olsun, ister en kalantorundan bir işadamı; yüreğinde yazma sevdası olan, söyleyecek sözü olan, kendini yetiştirmiş, halen de yetiştirmekte olan, yazma, düşünme, uygulama çapı ister en vasatından olsun, ister en üst kalibresinden kendini, hayatı azıcık bilen, aktif okur - yazar olan herkese yer var bu blogta; gördüğüm kadarıyla...

Artık kimsenin " Ben yetenekliyim; ama bana fırsat veren yok! Ah bir fırsatını bulsam, gör, bak, ben neler yapıcam, yazıcam! " deme lüksü de, çocuk yerine koyup başkalarını kaldırma şansı da kalmadı malesef!...

İnternet çağında, Milliyet Blog, " Ben yetenekliyim, artık yazar olmak istiyorum." diyen herkese, " Buyur güzel kardeşim... Meydan senin... Ne yazabiliyorsan yaz. Yanlız burası, mangalda kül bırakmadan atmanın değil, aklını, bilgini, duygunu, kalemini, yeteneklerini konuşturabilmenin yeri... Varsa bir yazı yeteneğin, hadi bakalım cümle aleme göster şimdi! " dedi.

Kimi çok yetenekliyim sandı; ama havasını aldı... Kimi kendi yeteneklerinin burada farkına vardı... Kimi çok laf, az iş üretti. Kimi sadece üretebileceği katma değere, yazacağı yazının kalitesine, kalibresine adadı kendini... " Lafa bakılmaz. Aynası işidir kişinin..." kabilinden... Aynen gerçek hayatta da olduğu gibi...

Kendimden de bir örnek vermem gerekirse eğer " haftada üç gün yazabilirsem, her yazımı ortalama 100 kişi okursa, kendimi başarılı sayıcam. " derken ben... Gördüm ki, her gün yazabilmekteyim rahatlıkla ve her gün yazılarım yüzlerce kişi tarafından okunmakta...

Profesyonel yazar olma idealime nerede, ne zaman ulaşabileceğimi şimdilik bilemiyor olsam da... O büyük gün gelip çattığında, en büyük teşekkürü Milliyet Blog için yazıcam. Bu yazımı okuyan herkes de, o gün geldiğimde, bu gün yazdıklarımın şahidi olsun.

Ben tükürdüğümü asla yalamam ama... Neme lazım... Söz uçar, yazı kalır... Bu gün yazdıklarım o gün yazacaklarımın kefili olsun.

Bugün elimin altında Milliyet Blog gibi bir fırsat, bir değer olmasa, bırakın yazdıklarımı yüzlerce kişinin okumasını, karalama defterlerime, günlüklerime yazdığım yazıları ben bile ikinci bir kez okumayacaktım belki de...

Haaa!... Hala eksik bulduğum, yanlış yapıldığına inandığım işler yok mu, görmüyor muyum  bunları? Gördüğüm hata ve yanlışları her fırsatını bulduğumda yazdım. Bundan sonra da gördüklerimi, doğru bildiklerimi, olması gerekenleri yazmaya devam edicem. Yazdıklarımı dikkate alıp, almamaksa, tamamen yönetimin tercihi...

Ama öyle, ama böyle... Kervan da, Milliyet Blog da yolda diziliyor be arkadaş!...

Karanlığa küfredeceğine, istersen bir mum da sen yak.

Yazdıkların, yaptıkların başta sana, sonra da herkese ışık olsun. Yazdığın yere hakkıyla sahip çık ki, dilediğin sürece yazabileceğin bir yerin, yurdun, bir blogun, Milliyet Blog'un olsun.

Ne dersin? Haksız mıyım?

Not: Yazıda kullanılan görsel www.aliyyulala.com adresinden alınmıştır.

 
Toplam blog
: 1349
: 1777
Kayıt tarihi
: 30.01.11
 
 

İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler veTanıtım, A.Ö.F. Adalet Yüksek Meslek ..