- Kategori
- Güncel
Yazıktır, günahtır beyler!...
Dün akşam büyük bir umutla televizyonun karşısına geçtim. Toplantının sonunda çıkacak müjdeli haberi bekliyorum.
Kameralar, her günkü gibi yine onların arasında. Hemen hepsinin yüzünde, az da olsa umut kırıntısı var.
Kolay değil. Kışın, tüm şiddetiyle kol gezdiği şu günlerde onlar naylon çadırlarda özlük hakları için mücadele ediyorlar. Günlerdir kursaklarından sıcak bir aş geçmemiş. Ortada yanan odun ateşinin etrafına sırayla geçerek ısınmaya çalışıyorlar. Sevdiklerinden uzaktalar.
Sıcak bir yuva, sıcak bir çorba, sevdiklerinin özlemi gülle gibi çökmüş yüreklerine. Ama yüzlerine bakıyorum, kararlılar, ''Özlük haklarımızı almadan gitmeyeceğiz, '' diyorlar
47 zorlu gün ve gece yaşandıktan sonra yetkililer insafa gelmiş, ''Eh.. Gelin de bir görüşelim, '' diyerek lutufta bulunmuşlar.
Sıcak odamda, sıcak çorbamı yudumlarken gözüm ekranda; müjdeli bir sonuç bekliyorum.
Nihayet toplantı bitti. Sonuç: Sana sevdanın yolları, bana kurşunlar...
''Maliye bakanı konu ile ilgili çalışma yapacak ve tekrar görüşecekler''
Şimdiye kadar aklınız nerdeydi? Niye bir çalışma yapıp toplantı öncesi başbakana sunmadınız?
YAZIKTIR, GÜNAHTIR BEYLER!...
Sizler, ''kerhen'' katıldığınız o toplantıdan sonra paltonuza sarınıp, klimalı arabanıza bindiniz ve evinizin yolunu tuttunuz.
Arabadan inip evinizin kapısına kadar yürürken de üşümüşsünüzdür. Kapıda sizi karşılayan eşinizle kim bilir neler konuştunuz. Ben tahmin edebiliyorum. Bu karda kışta sizi toplantı yapmaya mecbur kılan işçilere sitem etmişsinizdir.
Sizler sıcak yuvanızda kahkahalar atarken, onlar umutlarını gecenin ayazına gömdüler.
İyi uykular, tatlı rüyalar Sayın Mehmet Şimşek.