Yeis içinde miyiz?

Sevgili okurlar, siyaset konulu yazıları yazmak aslında hoşuma gitmiyor. Havanda su dövmek gibi geliyor. Ama içinde bulunduğumuz ortamda umutsuzluktan doğan karamsarlık, üzüntü havası hakim. Yeis içindeyiz.

Yoksa bana mı öyle geliyor. Önceki yazılarımda altını çizdiğim gibi aslında değişen bir şey yok mu?

Balyoz soruşturmasında 163 kişinin tutuklanması birçok kişiye normal gelebilir. Darbe girişimi, affedilemez. Bu girişimde kim varsa herkes cezasını çekmeli. Bu düşünceye kimse itiraz etmiyor. Ama Ergenekon duruşmasında da olduğu gibi ortaya atılan suç ispatlanmış, hukukca onaylanmış değil. Peki tutuklama ne anlama geliyor?

Kimse kusura bakmasın bu yol iyi bir yol değildir. Sanık olanların bir çoğu (sevseniz de sevmeseniz de) bu vatana hizmet etmiş kişilerdir. Kaçmalarına, delillerin ortadan kaldırılmasına imkan yoktur. Son yaşananlar hükümet için kara bir tablodur.

Son yaşananlar sokakdaki halkın umrunda mı? Görüntü, olmadığını gösteriyor. Silahlı Kuvvetlerimiz toplumun en güvenilir kurumu, ama oran düşme eğilimine geçmiş. CHP li Batum'un tabiri, güven endeksinin düşmesine sevinenleri neden kızdırıyor anlamış değilim. Tam bir komedi.

Devlet Bahçeli'nin yorumuna katılmamak mümkün değil, ülke bölünüyor. Tıbkı bölünmüş yollar (hükümetin en büyük icraati) gibi.

Dört ay sonra seçime gidiyoruz. Birşeyler değişecek mi? Sanmıyorum, ama biz bu köşede yine yazmaya devam edeceğiz.

Facebook, twiter, blog'lar gibi sanal ortamlar, halkın bilinçlenmesinde önemli. Belki birkaç uyuyanı uyandırız....