Yeni çağın Firavunu

Dünya kurulduğundan bu yana iktidarı elinde bulunduran, halkına ve insanlığa zulmeden birçok hükümdar gelmiştir. Bunlardan Nemrut, kendisinin Tanrı olduğunu iddia ederken Firavun II.Ramses ise, Allah tarafından hükümdar olarak gönderildiğini iddia etmiştir.

Geçmişte bir çok kavim ile milletler zulme maruz kalmış, yaşadığımız çağda dahi hala zulüm gören milletler ve topluluklar bulunmakta. Doğu Türkistan, Myanmar, Suriye, Irak, Filistin gibi.

Dünyada zulme uğrayan topluluklardan öne çıkanlardan bir tanesi de hiç kuşkusuz İsrailoğullarıdır.

İsrail, Hz. Yakub (as)'ın bir diğer ismidir. Hz. Yakub (as)'ın oğulları "İsrailoğulları" olarak bilinir tanımlanır. Bugün  İsrailoğullarının soyundan Yahudi olarak anılan topluluk Hz.Yakub (as) oğullarından Yuhada’nın soyundan gelenler olarak bilinmekte. İsrailoğulları'nın Mısır'a gelişleri ise Hz. Yakub (as)'ın küçük oğlu Hz. Yusuf (as) zamanında olmuştur.

İsrailoğulları Mısır’da Firavun’dan büyük zulüm görmüş, bu zulümden ise Allah’ın ilahi takdiri ile kurtulmuşlardır. Firavunun en büyük zulmü ise;

Zalim Firavun bir gün dalkavuk ve yardakçılarını huzuruna çağırır.

-Ben kahinlerden dinledim. Bugünlerde doğacak bir oğlan çocuğu büyüdükten sonra benim makamımı elimden alacak, yönetimimi sona erdirecekmiş. Der ve emir verir.

 -Mısır'ı mahalle mahalle dolaşacaksınız, hamile kadınların listesini yazıp doğum günleriyle birlikte önüme koyacaksınız?”

Dalkavukları ve yardakçıları;

-Efendimiz sizin makamınızı elinizden alacak olanın hangi çocuk olduğun nasıl bileceğiz? Diye sorar.

Firavun:

 - Bilmenize gerek yok. Doğacak çocukların hepsi de potansiyel tehlike. Hepsinin de suça iştirak ihtimali söz konusudur. Öyle ise hiçbirini de hayatta bırakmayacak, hepsini de doğar doğmaz öldüreceksiniz. Potansiyel suçlu yaşatmak istemiyorum ülkede, der.

O günlerde bütün erkek çocukların öldürülmesine rağmen içlerinden bir tanesi Allah’ın inayeti ile kurtulur. Üstelik Firavunun sarayına sarayında yetişir. Bu çocuk ileride İsrailoğullarını Mısır’daki Firavun zulümden kurtaracak Allah’ın elçisi Hz. Musa (as)’dır.

İsrailoğulları kendilerine kurtarıcı olarak gönderilen Hz.Musa (as) Mısır’dan çıkararak Firavunun zulmünden kurtarmasına rağmen yarı yolda bırakmışlardır. Tih sahrasında tam 40 yıl dönüp durmuşlar ve Kenan’a ulaşamamışlardır.

İsrailoğulları diğer adı ile Yahudilerin gördüğü zulüm sadece bu değildir. İkinci dünya savaşı sırasında “Holokost” denilen Nazilerin Yahudiler üzerinde yaptığı zulüm ve katliamlar neticesinde yaklaşık 6 milyon Yahudi öldürülmüştür.

Tarihleri boyunca vatansızlığın, esaretin ve zulmün birçok çeşidine maruz kalan İsrailoğulları özgürlüğün ve insani değerlerin ne kadar kıymetli olduğunun farkında olması ve zulme karşı her milletten daha fazla mücadele etmesi gerekirken.

Şu veya bu şekilde işgal ettikleri ve kendilerine yurt kurdukları topraklarda 60-65 yıldır yaşam mücadelesi veren Filistin halkına zulüm etmekten yılmadılar. Benyamin Netanyahu’nun 2009 yılında iktidara gelişinden bu yana İsrail’in Filistin’e acımasız saldırıları daha da şiddetlendi, hastane, okul demeden sivil mekanlar bombalanıyor, yaşlı, kadın ve çocuk demeden hunharca katlediliyor. Adeta çocuklar ileride kendilerine karşı savaşmasın diye Firavun zihniyeti ile hunharca öldürülüyor.

Firavunluğa soyunan Netanyahu’nun bu acımasızca saldırıları yaklaşık bir aya yakın süredir Gazze’de devam ederken bütün dünya seyrediyor. Söz konusu Müslümanlar olunca zalim İsrail olunca diğer bir zalim olan ABD saldırırları savunma hakkıdır diye geçiştiriyor.

Firavunun zulmünden İsrailoğullarını çıkaran bir Hz. Musa’yı gönderen Allah CC. Mutlaka bir gün Filistin halkını da, diğer zulüm gören milletleri de kurtuluşa götürecek bir Musa gönderecektir.

Nemrut’un sonunu bir sivrisinek ile getiren, Firavunu Kızıldeniz’in derinliklerinde boğan, Ariel Şaron’u yıllarca yatağa mahkûm eden mülkün sahibi Yüce Allah CC. Yeniçağın Firavunu Netanyahu’ya zulmünün karşılığını elbette en şiddetli şekilde verecektir. "Zulm ile âbâd olanın, âhiri berbâd olur"

İbrahim Halil SİPAHİ

Araştırmacı Yazar