Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Ekim '16

 
Kategori
Siyaset
 

Yeni faili meçhuller mi olacak?

15 Temmuz darbe girişiminin üstünden yaklaşık üç ay geçmesine karşın hala bazı noktaların karanlık kalması, toplumda tedirginlik yaratıyor.

            Darbenin Fettullah Gülen marifetiyle uluslar arası emperyal güçler vasıtasıyla doğrudan devlete ve halk iradesine yönelik yapılmak istendiği konusunda kamuoyunda geçerli bir kanaat oluştu.

            Üstelik örgütün kullandığı şifreler de büyük ölçüde çözüldü.

            Ancak  Fetö’nün kara kutusu denilen ve olayların daha bir aydınlanmasını sağlayacak olan Adil Öksüz hala yakalanamadı!

            Aslında olayların gelişimine baktığınızda yakalandı da kimi gizli eller tarafından göz göre göre serbest bırakıldı.

            Adil Öksüz’ü kim ya da kimler niye, nasıl bıraktı?

            Denizli’ de Komando Tugayını Ankara’ya yürütmek isteyenler,

            Boğaz köprüsünde sivil insanların üstüne ateş açan, tank sürenler ya da onlara emir verenler kimlerdi?

            Daha somutlayacak olursak gazeteci Mustafa Cambaz’ı, reklamcı Erol Olçak’ı ve dahi 241 masum insanı kim katletti?

            Soyut bir FETÖ soruşturması ve bunun üzerinden yapılan açıklamalar kamuoyunu tatmin etmiyor.

            Soruşturma derinleştikçe bir yerlere kadar uzanır ve bundan kimileri rahatsız olur endişesi varsa bu çok daha vahim bir durum.

            Ölen bu kadar insanın, yaralanan, sakat kalan, çalışamaz hale gelen, daha da önemlisi maddi-manevi mağdur olan binlerce insanın vebalini taşımak kolay değil.

            Kuşkusuz darbenin dış bağlantılarını çözmek de o kadar kolay değil ve hatta imkansız.

            Ancak madem, her şeye rağmen halk; ülkesine, demokrasiye ve insanlık onuruna sahip çıktı, darbecilere karşı ölümüne direndi, bu darbeyi yapan, yönlendiren sorumluları bilmek onların en doğal hakkı.

            Nasıl bir dönem devlet adına, derin bir yapılanma yüzlerce insanı bildik yöntemlerle öldürdü ve herkes tarafından bilinen ama devletin kayıtlarına faili meçhul olarak geçtiyse, 15 Temmuz şehitlerinin katilleri de faili meçhul mü olacak?

            Geçmişte işlenen her cinayet, yapılan toplu kıyımlar derin devlet diye geçiştirildiyse, bugün de gün ışığına çıkan tüm karanlık olaylar” FETÖ yaptı” diyerek geçiştirilecek mi?

            Biz hala Hrant Dink’in gerçek katillerini, cinayetin arkasındaki karanlık güçleri bilmiyoruz. Daha doğrusu biz biliyoruz da devletin kayıtlarında meçhul.

            Ergenekon ve Balyoz davaları her ne kadar sulandırıldı ve amacından saptırıldı, sonunda FETÖ ye bağlandıysa da o dönem hiç mi darbe yapmayı planlayan, darbeci zihniyetle davranan yoktu?

            Aynı dönemlerde Mardin Dargeçit de 6 masum köylüyü öldürüp, bu konudaki vicdani rahatsızlığını dile getiren uzman çavuşu karakolun kalorifer kazanında diri diri yakanlar, hala elini kolunu sallayarak geziyor ve bu konuda devletin gözü kör, yargının kulağı sağır, kamu vicdanı kanıyorsa,

            Üzerinde binlerce araştırma, yüzlerce kitap yazılan faili meçhuller konusunda somut bir adım, ciddi bir yasal düzenleme yapılmamışsa, 15 Temmuz darbesinin gerçek sorumlularının ortaya çıkarılması konusundaki bu suskun ve fazla temkinli gidişten endişe duymamız çok doğal.

            Sorumluların yakalanması ve yargılanması konusunda daha titiz bir çalışma yapma kaygısıyla, işlerin ağırdan alınması anlaşılabilir ama darbe nedeniyle haksız tutuklamaların yaratacağı mağduriyetlerin telafisi büyük olacaktır.

            Daha da önemlisi, 15 Temmuzda oluşan darbeye karşı dik duruş ve direnme ruhunun yitirilmemesi adına, yargılamaların daha hızlı yapılması, gözaltı ve tutuklamalarda daha titiz davranılmasında sayısız yararlar vardır. Burada asıl önemli olan, darbenin kime karşı ya da kimler tarafından yapıldığından daha çok, darbeci zihniyetin hala, tehlikeli bir şekilde toplumda karşılık buluyor olmasıdır.

            Şimdi iktidara düşen en büyük görev, bu darbe soruşturmalarını da fırsat bilerek geçmişte yaşanmış tüm faili meçhulleri yeniden gündeme getirmek, dosyaları yeniden inceletip, gerçek katilleri ortaya çıkarmak olmalıdır.

            Bunu yaparken, kimi durumdan vazife çıkarmak isteyen işgüzarlara fırsat verilmemeli, olağanüstü hali muhalifleri sindirmek için kullanmaktan özenle kaçınılmalı, kanun hükmünde kararnameleri, anayasaya aykırı olarak, meclisi devre dışı bırakacak biçimde uygulamak yerine toplumun desteğini alacak, inandırıcı hamleler yapmalıdır.

            Daha da önemlisi tüm bunları mağduriyetlere neden olmayacak hızda ve adil yapmalı, ülkenin biran önce normalleşmesi için gerekli adımları atmalıdır.

            Şehitlerin ruhu incinmesin, gaziler gocunmasın, aileleri daha çok acı çekmesin ve de haksız uygulamalarla, mağduriyetler yaşanmasın istiyorsak eğer,

            İktidarın da muhalefetin de daha sorumlu davranması, nefret söylemlerinden uzak durması, toplumu kutuplaştıracak tavır ve davranışlardan kaçınması gerekiyor.

            AYHAN ONGUN(Gazeteci-Yazar) 11 Ekim 2016/BODRUM

 
Toplam blog
: 396
: 168
Kayıt tarihi
: 13.01.10
 
 

Barış içinde, birlikte yaşayabilmek adına insan ve emek odaklı paylaşımlardan yanayım.   Öğretmen..