Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Aralık '20

 
Kategori
Ruh Sağlığı
 

Yeni Nesil Bağımlılık

Bağımlılık söz konusu olduğunda, geçmişte ağırlıklı olarak madde bağımlılığından söz ederken artık günümüzde buna bir yenisi eklendi. İnternet bağımlılığı ciddi bir sorun ve bilinçli internet kullanımı önemli bir ihtiyaç haline dönüştü.  Gün geçmiyor ki, kişisel gelişim ve danışmanlık dünyasında bu yönde yeni araştırmalar, eğitimler gündeme geliyor.

Özellikle çocuklarda ve ergenlerde benlik duygusunun gelişmemiş olması sebebiyle daha sık rastlanan bir sorun. 12-18 yaş riskin en yüksek olduğu dönem olarak karşımıza çıkıyor. Gençler arkadaşlarıyla online iletişim, çevirimiçi oyunlar ve sohbet odalarında saatlerini geçirebiliyor.

Cinsiyet olarak incelediğimizde, erkeklerde kızlardan 2-3 kat daha sık rastlanıyor.

Yapılan araştırmalar sonucunda, internet bağımlılığı olanlarda sosyal fobi, dikkat eksikliği, depresyon, alkol bağımlılığı riski daha yüksek.

 

PEKİ HANGİ HALLERDE BAĞIMLILIKTAN SÖZ EDEBİLİRİZ ?

Bilgisayar başında fazla vakit geçiren her kişiye ‘internet bağımlısı’ diyebilir miyiz ?

Kişi şu özellikleri gösteriyorsa;

-İnternette geçirdiği vakit kişiyi sosyal yaşamdan koparıyorsa

-Daha uzun kalabilmek için çevresindekilere yalan söylüyorsa

-Gerçek yaşamdaki arkadaşlık ilişkileri bozulmuşsa

-Ders başarısında,  işine veya okula bağlılığında düşüş yaşanıyorsa

-Diğer sosyal aktivitelere zaman ayırmakta zorlanılıyorsa

-Uyku düzeni olumsuz etkileniyorsa

-İnternet kullanımı sınırlandırıldığında huzursuzluk veya sinirlilik hali yaşıyorsa bağımlılık söz konusudur diyebiliriz.

Görüldüğü gibi internet başında geçirilen süre bağımlı olunup olunmadığının kriteri olamaz. Kriter, normal yaşantısını aksatıp aksatmaması, depresyon, uyku bozukluğu, kaygı gibi sorunlara yol açıp açmadığıdır.

 

İNTERNET BAĞIMLILIĞININ NEDENLERİ NELER OLABİLİR ?

İnterneti cazip kılan ve kişiyi bağımlılığa sürükleyen nedenleri şöyle sıralayabiliriz;

- Artık kişinin internet ortamındaki arkadaş sayısı ve paylaşımlarına yönelik beğeniler kişinin ne kadar popüler olduğunun ölçüsü olarak kabul ediliyor. Kişi, kullandığı resimler, videolar, vb… ile narsistik bir tatmin yaşıyor. Sahte benlikler ile istediği kişi olabiliyor. Öyle ki klavye erkekliği diye anılan bir kavram bile söz konusu. Normal hayatta çekingen olan bir genç internet başında saldırganlaşabiliyor. Veya sosyal  mecralarda  sadece mutlu olduğu anları ön plana çıkaran bir genç imajını bu yönde oluşturabiliyor.

- Bilginin gerçek güç olarak kullanıldığı bir çağda yaşıyoruz. İnternetle kişi istediği bilgiye istediği an ulaşabiliyor. Tüm dünyaya ve ilgi alanlarına dair haberlere anında ulaşabiliyor. Bu da kişiyi bilgiye bağımlı hale getiriyor.

- Yoğun kent ve iş yaşamı arasında internet mağazaları, kişiye kolay ve zahmetsiz alışveriş imkanı sağlıyor. Bir çok mağaza arasında dolaşan kişi bir süre sonra kontrolden çıkabiliyor.

- Sosyalleşmesine imkan tanıyor. Normal hayatta ulaşamayacağı popülariteyi internet ortamında daha korunaklı bir şekilde sağlayabiliyor. İletişimi kolaylaştırıyor ancak iletişimin samimiyetini bozuyor.

-Pornografik içerikli sitelere ulaşım imkanı ile kişiye cinsel anlamda tatmin kaynağı oluyor.

Bugün dünya üzerinde milyarlarca internet kullanıcısı bulunmakta. Ülkemizde bu sayı milyonlarla ifade ediliyor. Özellikle akıllı telefonların hayatımıza girmesiyle internet, cebimizde taşıdığımız ve her an ulaşabileceğimiz bir dünya haline dönüştü. Hal böyleyken internetin yaşamımızdaki yeri tartışılamazken, çocuğumuzun kullanmasını tamamıyla yasaklamak veya eve internet almamak önerilebileceğimiz bir yöntem olmaktan çıkıyor. Çünkü yasakçı yaklaşım onun cazibesini daha da arttıracak, bu kez gizli yapılan eylemler bizim kontrolümüzden çıkacaktır. Başarmamız gereken interneti bilinçli kullanmayı öğrenmek ve bu bilinci çocuklarımıza aktarabilmektir.

BİLİNÇLİ İNTERNET KULLANIMI İÇİN YAPMAMIZ GEREKENLER NELER ?

Bilinçli internet kullanımını sağlamak adına ve internet bağımlılığına karşı yapmamız gerekenlere bakarsak;

1)      Her şeyden önce çocuğumuza bilinçli internet kullanımı konusunda rol model olmalı ve yaşayacağı herhangi bir rahatsızlıkta bize başvurabileceği güvenini yaşatmalıyız.

2)      İnternet araştırmalarında karşımıza her türden bilgi çıkmakta. Bu bilgilerin doğruluğunu sınamanın önemi ve güvenilir kaynakların neler olabileceğinin analizini yapmalı ve bunları çocuklarımıza anlatmalıyız. Birlikte güvenli sitelerin bir listesi oluşturulabilir. Çocuklarımıza riskler, güvenlik önlemleri ve bilinçli internet kullanımı hakkında bilgi vermeli, kendisini korumasını öğretmeliyiz.

3)      Gencin veya çocuğun yaşamında haz aldığı tek durum internetse, bunu bırakması kolay olmayacaktır. Onun için alternatif haz kaynakları sunmak gerekir. Herhangi bir spor, sanat veya bilim faaliyetine yönlendirilebilir. Böylece internetten aldığı hazzın değeri düşecektir.

4)      Arkadaşlarına zaman ayırmasını, sosyalleşmesini ve insan ilişkilerini geliştirmesini teşvik etmeliyiz.

5)      Çocuğumuzun internete girdiği bilgisayar bizim gözetimimizde olabilecek bir konumda bulunmalı, gerekirse çocuğumuzun hangi sitelerde ve hangi sohbetlerde bulunduğunu gözlemeli, ihtiyaç halinde bir filtreleme programı almalıyız.

6)      Ödev hazırlama süresi hariç bilgisayar kullanma süresi günde 1 saati geçmeyecek şekilde bir kural koyabilir ve bunun uygulanmasını sağlayabiliriz.

7)      İnternet ortamında tanımadığı kişilerle konuşmanın, girmiş olduğu sitelerde iznimiz olmadan herhangi bir bilgiyi paylaşmasının-tel numarası, adres, kimlik bilgileri, kredi kartı bilgileri,vb…- risklerini anlatmalıyız.

8)      Yapılan araştırmalar gösteriyor ki, aile içi iletişim ve uyum güçlüyse, çocuk bağımlılığın etkisini daha kolay atlatıyor. Bir süre böyle bir alışkanlık geliştirseler bile zamanla bırakacak gücü kendi içlerinde buluyorlar. Onun için aile ilişkilerimizi gözden geçirmeli, gerekirse bir uzmandan yardım almalıyız.

 

 

Hilal USTA

Uzman Psikolog 

Email:hilalusta@gmail.com

www.hilalusta.com

 
Toplam blog
: 14
: 404
Kayıt tarihi
: 24.09.14
 
 

Hilal Usta, İstanbul Üniversitesi,Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık bölümünden 2002 yılında mezun..