Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Ağustos '12

 
Kategori
Ekonomi - Finans
 

Yeni Nesil Kölelik Kredi Kartı

Tarihi insanoğlunun tarihi kadar eski olan kölelik; insan gücünün vahşice tüketilmesi için güçlü olanın güçsüz olanı zorla emir altına almasıdır.

İlk olarak aydınlanma çağında (18. yy.) köleliğin insani ve ahlaki olmadığı idrak edilmeye başlanmıştır.

19. yy ‘da artık insanları zincire vurarak çalıştırmanın kitlesel isyanlara neden olduğunu gören efendiler köleliği ilk olarak 1807’de Amerika ve İngiltere de yasaklamıştır. Osmanlı’da da Sultan Abdulmecit döneminde (1847’de) bir fermanla yasaklanmıştır. 

Bununla birlikte, dünyanın kaymağını yemeye alışkın olan bu efendiler, güçlerini isyan eden kölelere kaptırmadan dünyanın kaymağını yemeye devam etmek için bir sistem arayışına girdiler, çözüm kısa sürede bulundu.

İnsanları borçlandırarak, onlar için çalışmalarını sağlamak...

Üstelik bu zincirli kölelikten daha verimli ve çağdaştı.

Aradan yıllar geçti, zaman içerisinde sistemler gelişti, insanlar değişti ve gelinen noktada ekonomik menfaatlerin her şeyin üzerinde olduğu bir düzen oluştu.  Bu düzenin en başına ise bankalar yerleşti(rildi).

Bu düzen kurulmadan önce mahallemizin bakkal amcası vardı, herkes alış verişini çarşıda pazarda yapardı. Esnaflık kavramı vardı ve hepimiz o esnafların velinimetiydik. Gerektiğinde ihtiyaçlarımızı karşılar paramız olduğunda öderdik, aramızda kart da yoktu faizde.

İşte bu dönemlerde yeni düzenin ilk tohumları filizlenmeye başladı. Bankalar mantar gibi bitmeye başladılar, her sokakta, her köşe başında… Sokaklarda ki işportacılar gibi kaldırımların üzerine tezgahlar açtılar, başlarına genç alımlı kızları ve erkekleri koydular yoldan geçen herkese kredi kartı dağıttılar.

Başlangıçta her şey güzeldi, almak istediğini al kartı uzat,

-    kaç taksit
-     12 taksit.

Harcadık da harcadık, sonra bağımlı hale geldik…

Geçen hafta büyük bir market de sıra beklerken iyi giyimli bir beyefendi’nin 3 ekmek için kasiyere kredi kartı uzattığını gördüm. Bugün bize ne kadar doğal geliyor değil mi?

Doğal geliyor çünkü hepimiz biliyoruz ki, ülkede yoksulluk sınırı 3 bin 48 lira.

Maaşlar ne durumda, efendim maaş zamları enflasyona göre belirleniyor.

Enflasyon kaç yüzde 9

Açık söyleyeyim benim enflasyonum yüzde 9 değil en az yüzde 15 – yüzde 20.

Yıllar yılı maaşlardan ‘‘enflasyon düzenlemesiyle’’ çalınanlar olmasaydı en düşük memur maaşı da elbette en az 3 bin 48 TL olurdu.

En düşük memur maaşı ne kadar?

1520 TL

Halk ne yapıyor?

Kredi kartı almaya ve kredi ile yaşamaya devam ediyor.

Az önce Bankalar arası Kart Merkezi’nin web sitesinden baktım Temmuz ayı itibariyle toplam kredi kartı 53.383.920 (Elli üç milyon üçyüz seksen üç bin dokuz yüz yirmi) adet.
Bu rakam kişi başı en az iki, üç kredi kartı düştüğünü anlatıyor.
Diğer taraftan ödenmeyen borcun, kredi kartı borcuna oranı ise her geçen saat yükselmekte.
2012’nin ilk yarısında kredi kartı ve bireysel kredi borcunu ödeyemeyenlerin sayısı, buraya lütfen dikkat edin, 2011 toplamını da aşarak 600 bin kişiye ulaştı. (Tüm zamanların rekoru) Tüketici derneklerine göre 10 milyon kişi sadece asgari borcunu ödeyebiliyor ve ilerleyen dönemde borcunu ödeyemeyenlerin sayısı daha da artacak.

Peki vatandaş bu kredi borçlarını nasıl ödeyecek?

Bunun iki yolu var ya geliri artacak ya da başka harcamaları kısacak.  Maaş artıştı olmaz enflasyon hortlar, o zaman başka harcamaları kısacak daha çok tasarruf edecek.

İyi de zaten bu kredi kartı kullananların derdi parasızlık değil mi? Bir çoğu zaten yoksulluk sınırının hatta açlık sınırının altında yaşamıyor mu? Karnını doyurmak namerde muhtaç olmamak için kartla alışveriş yaparak karnını doyurmuyor mu?

Halkın büyük çoğunluğunun geliri, olması gereken yaşamı sürdürmesine yetmediği için mecburiyetten kazandığından fazla borçlanıyor.

Sorunun çözümü şuan için o kadar kolay gözükmüyor, biz de toplum olarak, ‘gün ola harman ola’ diyerek günü geçirmeye devam ediyoruz.

Edit: Yazının bu bölümünü sonradan değiştirdim.

Yazıyı yayınlamadan önce eşime okudum,

Taksitle yaşayıp borçla ölenlerin ülkesi, ne yapalım yani  isyan mı edelim dedi. (!)

Ona tarihin ilk köle isyanını hatırlattım.

Romalı meşhur köle Spartaküs de dahil hiçbir köle isyan ederek kölelikten kurtulamamıştır. Kölelerin özgürlüğü ancak ve ancak efendilerinin insiyatifi ile mümkündür.

Kısaca bir köle kölelikten kurtulamaz; kurtarılır.

Bakalım toplumu bu kölelikten hangi efendi kurtaracak.

Saygı ve sevgilerimle

 

Özel Korkut ÖZTÜRK

https://twitter.com/ozal_oz

 

 
Toplam blog
: 194
: 1098
Kayıt tarihi
: 24.10.11
 
 

Ekonomist, stratejist, teknik analist ..