Yeni yılda, Keçiboynuzu, Sarımsak ve Limonun Vajinismus'u tedavisi ve erkekleri tavlamanın yolları!

Eğer bu yazı denetimden geçer de yayınlanırsa, muhtemelen benim için 2015'in son yazısı olacak...Bu son yazıyı blog kategoriine ayırdım ama editorya bunu  "mizah" da yapabilir!!

Esasen "çay güzeli" Sırrı'nın "kaçak çay" demlemenin sırlarına dair çıkışı üzerine yazdığım yazı, editörya ocağında aşırı demlemeye tabi tutulunca can sıkıntısından böyle bir yazı yazayım dedim.

Blog kategorisinin efendisi Culduz, google "yosma"sının çok tik'lenme marifetine değinen bir blog kaleme aldı...Kendisinin bu "yosma"nın tik'lenme rekorları kıracak cilvelerine cevap veremeyişinden hayıflanarak dile getirdi.

Doğrudur...Bu alemde çok tik'lenmenin sırları vardır.Ben de bugün Şeytan'a uyup bu cilveli "yosma"nın hoşlandığı tellerden çalmak istedim.

Bunun için, daha önce yazan arkadaşlar alınmasın ama ben de keçiboynuzunun "boynuzlanmama"ya faydalarından, sarımsak ve limonun halvetinin vajinismusu bitirip erkek tavlamaya katkısını yazmak istedim!!

Şeytan'a uymak herkesin hakkı ve harcıdır bu dünyada!!...İşte,ben de bu işlere bulaşıp şimdi Şeytana uyuyorum...Nasıl olsa, Yılbaşı gecesi Şeytan fazla mesai yapacak, bize pek uğramaz.

Aslında ne boynuz'dan anlarım ne de sarımsak ve limonun'un mucizevi birleşmesinden...Vajinusmusun ne olduğunu ise hala tam olarak bilmiyorum inanın...

Şimdi madem ki, bu işe soyundum hakkını vermem lazım biliyorum da şu saydığım şeylerden ne kadar espri çıkarabilir, ne ölçüde mizah yapabilirim onu da bilmiyorum.

Esasında bu şeyler çok ciddi şeyler de olabilir...Demek ki, memlekette sağlık sorunları yaygın ve millet alternatif tıp peşinde...Herkes derdine derman arıyor.

Netekim, ben de "Ayak mantarını nasıl tedavi ettim" başlıklı bir yazı yazmıştım bir zamanlar...Zannederim, en çok okunan yazım hala odur...Gerçi öyle yüz binlerce değil ama on bini geçmiştir (şimdi açıp bakmayacağım)

Gerçi, o yazı da bir parça mizahi yazıydı...Yine de bir "misyonu" olmasaydı o yazıyı silerdim...Bence misyonu olmayan yazı blogçuya yakışmaz...Neden?...Çünkü biz amatörüz, bize tik başına para vermiyorlar, o halde misyonumuzu yerine getirelim bari...

O yazıda, ayak mantarını parfümle tedavi ettiğimi yazmıştım...Hakkatten de parfum ayak mantarını geriletiyordu...Bununla da bu parfüm denen şeylerin aslında ne tür bir kimyasal olduğunu vurgulamak istemiştim...Öyle ya, mantarı öldüren insanı da öldürebilir...

Miladi bir yıl biterken havadan sudan yazmak istedim (siz buna havanda su dövmek de diyebilirsiniz)...Hani, son blog neşeli olsun da yeni yıl neşeli geçsin diye!!!

Bakalım benim bu atraksiyonum işe yarayacak ve bu yazı çok okunanlar listesine girip rekor üstünü rekor kıracak mı?...O zaman ben de Yeni Yıl'a neşeli  girebilirim!!

Hoş bu denemeyi bir kaç defa yapmıştım da nasıl olduysa "yosma" yı kandıramamıştım...Herhalde o da biliyor kime göz kırpacağını...

Evet, eski yılı hafif bir konu ile bitirelim istiyorum...Nasıl olsa yeni yılda "ağır" konular yazmaya devam edeceğiz...Kaçak çaycılar yakalanır mı, yargılanır mı, bir sürü sıkıntılı konu var yeni yılda!!

Rusya'yla kriz, yıkılan Sur, yakılan Suriye...Eski yıl bitince bunlar bitmiyor ki...Keşke hafif konular yazmakla hayatın yükü de hafiflese...

Her şeye rağmen, kazasız, belasız bir yıl diliyorum...