Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Ocak '10

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Yeni Yılın Başağrısı

Uzunca bir aradan sonra, tüm dünyaca çok büyük anlamlar yüklenmiş bir günde, yeni yılın ilk gününde tekrar yazmanın manasına uygun bir yazı olur umarım.

Yeni yıl, yıl başı, noel ...Bir yılın bitip yeni bir yılın başlaması malumunuz..Yeni yılın ilk gününü geride bıraktık bile.Ne oldu? Ne değişti hayatımızda? Dün gece çılgınlar gibi eğlendik dünyaca. Gece yarısı geri sayım başladığında kalbimizi tarifsiz heyecanlar doldurdu. Yeni yıla nasıl girersek öyle geçer bütün yıl diye, kimimiz sevdiğimize sarıldık, kimimiz sevinç çığlıkları attık.Çocuklar gibi şendik dün gece. Buna sözümüz yok elbet, mutlu olmak bir gecelikte olsa, yalancıktan da olsa fena bir şey değildi. Eski yılda bizi üzen şeyleri alkolle uyuşmuş beynimize hapsettik.

Bu gün ne oldu? Ne değişti hayatımızda? Hiç...Hiç bir şey. Öğleye doğru şiddetli bir baş ağrısıyla uyandık ve tekrar uyumak için başımızı yastığa gömdük. Ne çare ki mide bulantımız uyumamıza izin vermedi. Hırpalanmış beynimizle evi dolandık , evin bir çöp yığınına dönüştüğünü farkettik. Çöp torbalarından taşan içki şişeleri, kuruyemiş kabukları, sigara izmaritlerini şaşkınlıkla seyrederken, bu kadar çöpü çıkarmış oluşumuza şaşırdık. Mutfakta yarısı tüketilmiş, yarısı ise bir gecede pörsüyüp yaşlanmış börekleri, salataları, lime lime hindi parçalarını, üzerinde çatal izleri duran mezeleri görünce, bir de buna kesif alkol kokusu eklenince midemiz ayaklandı yeniden.Kimimiz de geceyi dışarda geçirdiğimiz için üzerimiz de akşamdan kalma kıyafetimizle salondaki kanepede bulduk kendimizi. Boşalan beynimizle boşalan cüzdanımızı mukayese ederken mutlulukla mutsuzluk arasında gidip geldik. Vücudumuza doldurduğumuz alkolü neyle atabileceğimizi düşündük ayık kafayla. Belki işe yarar diye balkona çıkıp temiz hava almaya karar verdik. Balkondan büzüşmüş gözlerimizle sokaktaki temizlik işçilerini seyrettik, bakkalı, fırıncıyı, dolmuşları gördük. Bazıları için dün gecenin hiç ama hiç bir anlam ifade etmediğini, hayatın her zamanki gibi devam ettiğini farkettik. Salondaki sehpada duran piyango biletlerimizi atmadan önce bi daha kontrol etmenin umut kırıntısını yaşadık bir an. Keşke hiç işe gitmesem, hep böyle tatil olsa diye çocukça bir arzu geçirdik içimizden. Keşke annem şimdi burda olsa da bana sıcak bir çorba yapsa diye iç geçirip özlem duyduk.Velhasıl, akşama kadar kabuğundan ayrılmış kaplumbağa gibi, ordan oraya uyuşuk uyuşuk dolandık evin içinde.

Yani 31 Aralık 2009 ile 1 Ocak 2010 arasında hiç bişey değişmedi, mucizeler getirmedi yeni yıllar hiç bir zaman.Yeni yıl bize bir günlük baş ağrısı dışında değişik bir şey getirmedi, tabi biletinize ikramiye çıkmadıysa ya da yeni yılın ilk bebeğini kucaklamadıysanız.Hayatınızdaki mucizeleri yaratmanız için önünüze bir yığın fırsat çıkması dileğiyle, iyi yıllar...

 
Toplam blog
: 47
: 793
Kayıt tarihi
: 17.10.09
 
 

Yaşıyorum, yaşadıkça öğreniyorum, öğrendikçe düşünüyorum, düşündükçe çözümlüyorum, çözümledikçe y..