Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Temmuz '14

 
Kategori
Bebek - Çocuk
 

Yenidoğan bebekte görülen değişiklikler

Yenidoğan bebekte görülen değişiklikler
 

Doğumdan hemen sonra yenidoğanın vücudunda yeni çevre koşullarına uyum sağlamaya yönelik bazı değişiklikler olur.
Solunum başlar; dolaşım, sindirim ve özümseme süreçleri değişikliğe uğrar. Bütün bu yeni işlevler arasında fizyolojik bir dengenin kurulabilmesi için belirli bir sürenin geçmesi gerekir.

Vücut Sıcaklığı

Özellikle erken doğan (prematüre) bebeklerde vücut sıcaklığı çevre sıcaklığından çok etkilenir. Sıcak havalarda bebeği aşırı giydirmenin vücut sıcaklığını 38°C-39°C'ye kadar yükseltmesi oldukça sık görülen bir durumdur. Benzer biçimde soğuk havalarda ya da daha soğuk bir ortama geçişte de vücut sıcaklığı 35,5°C-36,5°C'ye kadar düşebilir. Vücut sıcaklığında ortaya çıkan bu sapmaların düzelmesi normal koşullar altında 10-12 saati bulur.

Fizyolojik Kilo Kaybı

Bebeğin ağırlığı doğumdan sonra biraz azalır. Bu azalma doğumdan sonraki ilk gün belirgindir ve 2-3 gün daha sürer. Kilo kaybı bebekten bebeğe değişmekle birlikte en çok doğum tartısının yüzde 10'u kadar olmalıdır. Kilo kaybı daha çok olduğu zaman ateş de ortaya çıkabilir; buna yenidoğamn geçici ateşi ya da yenidoğanın susuzluk ateşi denir. Bu bozukluk özellikle bebeğin sıcak bir ortamda tutulmasma karşın, yeterince su almaması ya da yüksek kalorili bir süt karışımıyla beslenmesi durumunda görülür. Yaklaşık 10 gün sonra yenidoğamn kilosu doğumdaki ağırlığına erişir. Kilo kaybı ilk günkü açlığa (tam açlık), idrarla atılan sıvıya, terlemeye, çıkan mekonyuma (ilk kaka) ve göbek kordonunun kurumasına bağlıdır. Yenidoğan 10. ile 12. günler arasında doğum sonucu ortaya çıkan bütün dengesizliklerin üstesinden gelebilir.

Sindirim Sistemi

Yenidoğan daha ilk solunum hareketiyle hava yutmaya başlar. Yuttuğu hava doğumdan 3-4 saat sonra çekilen kalınbağırsak filminde görülür; görülmezse bir tıkanmadan kuşku duyulmalıdır. Bağırsağın içi ilk iki gün mikropsuzdur. Üçüncü günden başlayarak asit ortamında yaşayan ve sütün mayalanmasında etkili olan basiller ortaya çıkar. Bunlar laktik asitin ve başka bakterilerin üreyebileceği bir ortamın oluşmasını sağlar. Bu arada sindirim sistemi de çalışmaya başlar. Yenidoğanlar bu gelişmelere bazı mide ve bağırsak bozukluğu belirtileri göstererek yanıt verebilirler.

Kusma- Bebek doğarken dölyolunda yuttuğu kanlı yapışkan salgılan ve amniyon sıvısını doğumdan kısa bir süre
sonra kusabilir. Kusmaya ilk hafta içinde sağlıklı çocuklarda da rastlanır. Ama yenidoğanın kusmasını önemsemek gerekir. Kusma beyin kanamasına, yemek borusu ya da bağırsağın doğumdan gelen tıkanıklığına, diyafram fıtığına ve mide dönmesine bağlı bir belirti olabilir. Böbreküstü bezlerinin yetersizliği de kusmaya yol açabilir. Fizyolojik tuzlu su verilmesiyle bu kusma hızla kaybolur. Mide kapısı (pilor) darlığı da yaşamın ilk haftasında kusmaya neden olur.

Mekonyum (İlk Kaka)

Bebeğin sağlık durumunun önemli bir göstergesi olan mekonyum, yaşamın ilk iki gününde anüsten çıkan atık maddelerdir. Mekonyumun küçük bir bölümü doğumu izleyen ilk saatlerde atılabilir. Doğumun üzerinden 24 saat geçmesine karşın çıkartılmamışsa bebeğin kontrol edilmesi gerekir. Böyle bir gecikme önemli hastalık ve bozukluklardan kaynaklanabilir. Örneğin anüs tam olarak açık değildir. Ayrıca solunum ve sindirim sistemi mukozasında çok koyu kıvamda mukus birikmesine çoğu kez pankreas salgı yetersizliğinin de eşlik ettiği kalıtsal bir hastalığa (mukovisidoz ya da kistik fıbroz) bağlı bağırsak tıkanması ortaya çıkabilir. Mekonyumun yüzde 80'i sudur; sudan başka safra, bağırsak salgılan, atılan hücreler, dölüt evresinde deriyi kaplayan yağlı maddeler ve amniyonun içerdiği maddelerden oluşur. Doğumdan sonraki 3. ya da 4. günden başlayarak "geçiş kakası" görülür. Bu dışkı mekonyumla normal dışkı arası bir. özelliktedir. Normal dışkılamaya 6. ya da 7. günde geçilir.

Deri

Doğumda deri grimsi beyaz renkte, verniks kazeoza denen yağlı bir madde ile kaplıdır. Bu maddenin deriyi mikrop bulaşmasına karşı koruduğu için temizlenmemesi önerilir. Dış ortamın yol açtığı örselenmeye bağlı olarak deri, doğumun ilk günü kırmızı bir renk alır (yenidoğanın eritemi). Bazen daha sonraki gün ya da haftalarda deri soyulması görülür. Bazı yenidoğanlann derisi pulsu bir görünüm alır. Özellikle bilek eklemlerinin çevresi kuru,soluk, düz ve yer yer çatlaktır. Bu durum daha çok yaşamm ilk birkaç haftasında ortaya çıkar ve gerçek iktiyoz ile hiçbir ilgisi yoktur. Alerjik ekzantem (yenidoğanın kurdeşeni) bebeklerin yaklaşık yüzde 50'sinde görülen ve en hafif seyreden belirtilerden biridir. İlk 3-4 günde ortaya çıkar ve birkaç gün sonra kaybolur. Hiçbir tedavi gerektirmez.

Bunlarla karşılaşırsanız kaygılanmayın

  • Morarmış kol ve bacaklar: Yenidoğan sürekli ayru konumda kalırsa el ve ayaklan moranr. Bu renk bebeğin hareket ettirilmesiyle kaybolur.
  • Kulak kiri: Yenidoğanın kulaklarında kir bulunması normaldir; kaygılanmaya kesinlikle gerek yoktur.
  • Bıngıldaklar: Az saçı olan bebeklerin bıngıldaklarında, yani kafatası kemikleri arasındaki birleşme yerlerinin henüz tam kapanmadığı bölgelerde nabız hissedilebilir. Bu normaldir. Hatta bıngıldak bölgelerinin sert olması durumunda hekime başvurulmalıdır.
  • Gözyaşları: Yenidoğanın gözyaşları dökerek ağlaması çok zordur. Çünkü gözyaşı salgısı ancak bir ay kadar sonra ortaya çıkar. Erken akan gözyaşı da normaldir.
  • Beyaz dil: Yalnız sütle beslenen çocuklarda son derece normaldir. Ama dilde üzeri pembe beyaz lekeler varsa bu hastalık belirtisidir.
  •  Vücutta mavimsi benekler: Mongol lekesi ya da mavi benek olarak bilinen bu renklenme deri altında koyu renk pigmentlerin toplanmasına bağlı olarak gelişir. Zamanla kaybolur.
  •  Başta kırmızı lekeler: Doğumda dölütün basınç altında kalmasından oluşur. Birkaç gün sonra kaybolur.
  • Şişkin memeler: tik birkaç günde hem erkek, hem de kız bebeklerde ortaya çıkan ve anneden gelen hormonların kana karışmasına bağlı olarak gelişen bir durumdur. Süt salgısı yoksa dokunmaya gerek yoktur. Süt varsa mikroplanmayı (meme iltihabı) önlemek gerekir.
  • Burunda sümük: Soğuk algınlığı olmasa bile, yenidoğanın burnunda bir miktar salgı bulunabilir. Solunumu kolaylaştırmak için emici aletlerin yardımıyla bu salgı alınmalıdır.
  • Şiş ve kırmızı gözler: Bu durum doğum sırasında basınçla karşılaşmaya bağlı olarak ortaya çıkar ve birkaç gün içinde kaybolur. Belirtiler sürüyorsa hekime bildirmek gerekir.
  • Kıllanma: Erken doğanlar başta olmak üzere, bazı bebeklerin kalça ve omuzlarında hafif kıllarıma görülebilir. Bunlar kısa sürede kaybolur.
  • Dölyolu akıntıları: Genellikle beyaz, bazen kanlı olan bu akıntılar etene aracılığıyla bebeğin kan dolaşımına girmiş hormonlara bağlı olarak ortaya çıkar ve zamanla kaybolur.
  • Sık çiş yapma: Yenidoğan günde 20 kez altını ıslatabilir. Bebeğin 3-4 saat çiş yapmadan durması bir hastalık ya da bozukluk belirtisidir. Bu durumda hekime başvurmak gerekebilir.
  • Sünnet derisi: Doğumda penis başını örten deri kıvrımının penise yapışık olması normaldir, ilk birkaç yıl içinde bunlar yavaş yavaş birbirinden ayrılır. Bu nedenle başlangıçta sünnet derisini geriye çekmek pek olası değildir. Kendiliğinden ayrılmasını beklemeden bu deri kıvrımım çekmeye çalışmaktan kaçınılmalıdır.
  •  Erbezi torbaları: Şişmiş ve kırmızı, görünür. Bu durum anneden geçen hormonların kan dolaşımına girmesine bağlı olarak üç hafta kadar sürebilir.
  •  Pullanmalar: İlk birkaç günde, özellikle bebeğin el ayası ve ayak tabanındaki derilerin pullanması doğalda. Soyulma 10 gün içinde gerçekleşir.
  • Terleme: Bebeklerin boyun ve başında görülen terleme doğaldır. Derinin örselenmesini önlemek için sık sık silinmesi gerekir.
  • Dölyolu: Şiş ve iltihaplı olabilir. Bu durum etene aracdığıyla kan dolaşımına giren hormonların etkisiyle ortaya çıkar.
  • Emme kesecikleri: Bunlar üstdudakta emme sırasında ortaya çıkar. Ama genellikle çabucak, kendiliğinden kaybolur.
 
Toplam blog
: 74
: 8561
Kayıt tarihi
: 30.04.14
 
 

İsmim Emel, İstanbul doğumluyum. 29 yaşında, evli ve çocuklu bir satış yöneticisiyim. 8 senedir T..