Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

31 Ocak '09

 
Kategori
Siyaset
 

Yerel Seçim 2009- Burdur CHP- (Röportaj)-2

Yerel Seçim 2009- Burdur CHP- (Röportaj)-2
 

BURDUR BELEDİYESİNE ALTOKLU BAYRAĞI YENİDEN DİKECEĞİZ!


Yerel seçim2009- BURDUR CHP-(RÖPORTAJ)-2

—SORU: Ama Sayın Başkan, okumuşsunuzdur Yeni Gün gazetesinde Sayın Sebahattin Beyle yaptığımız söyleşiyi… Orada Sayın Başkan, Senir suyu ve Arıtma’nın haricinde bütün hizmetlerin başından sonuna, tasarı, planlama ve inşa süreçleriyle tamamının kendilerine ait olduğunu belirtiyor. O zaman Necdet Bey sadece Susamlık ile Su Deposu tesislerini mi yaptı?

—YANIT: Esasen bu konu için açıklama yapmaya gerek bile yok ama siz sordunuz ben de yanıtlayayım. Burdur halkı CHP’nin hizmet yöntemini bilir. Uzun yıllar bildiği için CHP’li başkanları seçmiştir zaten. 2004 seçimlerinde bakmayın siz kaybettiğimize. O sadece bir kazaydı. Kendimize fazlaca güvenmenin verdiği bir sonuçtu. O seçimlerde sadece bir avuç oyla, 381 oy farkıyla, yani kıl payıyla kaybettik seçimleri. Ve AKP o kadar oyu eğer tüm sağı arkasında toplamasa rüyasında bile göremezdi. Uzun yılların “iktidar partili başkan” propagandası o dönemde bir temerküz olayı yarattı. İktidar partili başkan olmanın Burdur’a ayrıcalık getireceği inancı insanları bu yola itti. İtti de iktidar partili başkanla fazladan hangi hizmeti getirmişler? Sayın Akkaya size verdiği röportajda açık açık söylüyor bunu. Belediyelerin gelirlerinin yasalarla belirlendiğini, bunun dışında bir özel hizmet olamayacağını somut bir şekilde açıklamış. Daha ne yani?

SORU: Uzun CHP’li Başkanlar dönemiyle Sayın Akkaya dönemini karşılaştırır mısınız?

—YANIT: CHP olarak biz belediyecilikte birçok belediye başkanının cesaret edemeyeceği altyapı çalışmaları yaptık. Bu süreç tam 15 yılımızı aldı. Altyapı çalışmaları ne yazık ki, toprak altına gömülen ve görülmeyen yatırımları bizim başkanlar yapmıştır. Şimdi burada bir haksızlık var. Açılan bir park ya da yol hemen göze çarpıyor. Bir de insanlar güncel somut yaşamlarının derin etkisi altındadır. Geçmişe dönük çalışmalar artık tarih olmuştur. Bu nedenle insanları fazlaca etkilememektedir. Bununla birlikte geçmişte CHP’li belediye başkanlarının yeraltına yaptıkları yatırımlardan pişman olmadığımız gibi, bugünlerin temelini atmış bulunduğundan bunlarla gurur duyuyoruz. Onların altyapı çalışmaları olmasaydı sonra gelenler tuğla üstüne tuğla bile koyamazlardı.

20 yıllık sürecin tam 10 yılını toprağın altına gömdük, kimse görmüyor, hatırlamıyor. Sonraki ve şimdiki hizmetler bu altyapı üzerinde yükselmektedir. Binanın subasmanı olmadan yukarısı olur mu?

Bu süreçte içme suyu ve kanalizasyon şebekesinin yüzde 80’ni tamamlandı. Bunun yanında arıtma tesisi ihale edildi. Senir suyu projesi başladı. Sıcak asfalt şantiyesi kuruldu. Taş kırma ve eleme kompleksi kuruldu. Çay boyu çalışmaları başlatıldı. (Eğer bu çalışmalar olmasaydı, şimdi Sayın Başkanın yepyeni bir projeymiş gibi sağa sola boy boy resimlerini astırdığı köprüleri genişletebilir miydi?

Cumhuriyet Parkı, Yeşiltepe ve Susamlık tesisleri çok küçük projeler midir? Çevre yolu projesini başlattık. Burdur’u ilk kez sıcak asfaltla tanıştırdık. Bütün ana arterleri yeni baştan sıcak asfaltla kapladık. Ana caddeler bugün tertemiz ve boydan boya dümdüz asfaltlı durumdaysa bunu Sayın Necdet İlci’nin son yılına borçluyuz.

Bugün gene boy boy resimleri bilbortlara konabilen Otogarın, TOKİ evlerinin ve alışveriş merkezlerinin temelleri o zamanlarda atıldı, kamulaştırılmaları gerçekleştirildi.

Mahrukatçılar sitesinin oluşturulma şerefi de CHP’li başkanlara aittir. Hayvan pazarının kamulaştırılmaları ve taşınması da bize aittir.

Serenler tesislerini inşa eden de biziz.

BAHTAŞ ve BİMTAŞ Şirketlerini kurarak belediye gelirlerini artırdık, böylece halkımıza sadaka dağıtarak şerefiyle oynama yerine ona yeni istihdam, yeni iş alanları açtık.

Park ve bahçeleri yaygınlaştırdık. Belediyenin sera alanını kurduk.

Ilıcalar Mevkisinde, TEK Deposunun arka kısmında yeni mezarlık alanı kamulaştırdık, kısmen düzenlemesini yaptık.

Semt pazarlarını yaygınlaştırdık. Halk pazarında düzenlemeler yaptık.

Çine ovasında şehir içme suyu için yeni kuyular, yeni sondajlar gerçekleştirdik.

Bütün bu hizmetleri tamamen kendi imkânlarımızla, kendi öz kaynaklarımız çerçevesinde yaptık; değilse belediyemizi 25–30 milyar borcun altına sokarak değil…

Bu konu açılmışken halkımıza bu bölge için görüşlerimizi iletmeyi bir görev biliriz. İnsuyu havzasının korunması hayati önemde bir şarttır. Zira ilimizin içmesuyu bu havzadan karşılanmaktadır. Son yıllarda bu bölgede sondaj sayısı arttı. Sulu tarıma geçildi. Bu durum 70 bin kişinin içtiği suyun kirlenmesine yol açmaktadır. Bu durun ayrıca örneğin İnsuyu’nda suların çekilmesine de neden olmaktadır. Öte yandan son zamanların bir başka olumsuz durumu, bu yörede kaçak yapılara hoşgörülü davranılmasıdır.

Bu havzada yapılması gereken, İl Özel İdaresi, Belediye ve merkezi hükümetin desteği ile –burada yaşayan yurttaşlarımızı mağdur etmeden- bir çözümün bulunmasıdır. Kısa vadede Burdur içme suyuna seçenek bulmak zordur. İşte bu nedenledir ki, İnsuyu havzasının gözbebeğimiz gibi korunması ilimiz açısından hayati bir sorundur.

Senir’den gelen su elbette ki, bir katkıdır ama seçeneksiz de kalınmaması, ileriye dönük düşünülmesi, öngörülü olunması gerekir.

Sayın Sebahattin Akkaya’nın başkanlığı konusuna gelince… Belediye Başkanı seçilen her kişinin esas amacı hizmet üretmek ve hizmet etmektir. Eminim ki, Sayın Başkanın da esas amacı bu olmuştur. Ayrıca her yiğidin bir yoğurt yiyişinin olduğu atalar sözüdür. Sayın Sebahattin Akkaya da karınca kararınca hizmetini üretmiş, yapabileceğini yapmıştır. Ancak iktidar partisinden olması nedeniyle çok daha fazlasını yapabilirdi. Zira yıllarca bu propagandayı yaptılar. İktidar partisinden bir belediye çıkarılamadığı, bu nedenle Burdur’un yeterli hizmeti alamadığını söyleyip durdular. İktidar partisinden belediye başkanı olarak yapılan yatırımların yeterliliğini kamuoyunu takdirine bırakıyorum.

CHP’li başkanlar döneminin bütün hizmetleri proje olarak başından sonuna kadar kendi üretimimiz, kendi yarattığımız hizmetlerdir. Sayın Sebahattin Akkaya döneminde, örneğin kendisinden sonra gelen başkanın devam ettireceği proje olarak bizzat kendilerinin ürettiği yepyeni olan kaç projeleri vardır? Büyük çoğunluğu geçmişin sürdürülmesidir, altyapısını ve projesini biz yapmışız, üzerini Sayın Akkaya sürdürmüştür. Ama bakıyoruz şimdi Sayın Akkaya bunların üzerine yatıyor, benim projem diye! Neredeyse tüm Burdur’u kendisi imar etmiş!

Bir doğalgaz projesi başlattılar, onu da ağızlarına yüzlerine bulaştırdılar. 2007 yılında, doğalgaz EPDK tarafından Toros Gaz şirketine 30 yıllığına ihale edildi. Ama Organize Sanayi dışında ele avuca sığar bir çalışma yapılmadı. 2007 yılı içinde normal koşullarda, 5 bin eve hizmet götürmesi, regüle istasyonlarını kurmuş olması gerekirdi. Bu arada kamuoyunun doğalgaz konusunda bilinçlendirme çalışması yapılabilirdi. Ama işler Toros Gaz şirketinin keyfiyetine terkedilmiş, yetkililer tarafından doğalgazın biran önce getirilmesi için çaba sarfedilmemiştir. 2008 yılında medyada ve CHP olarak tarafımızdan konunun üzerine gidilmesi üzerine, Organize Sanayinin dağıtım merkezinden normal güzergâhın dışında bir hatla TOKİ evlerine kadar ulaştırıldı. 2008 Şubat Meclis toplantısında Sayın Başkan yaptığı açıklamada, -bütün yerel basında yayınlandı bu- 2008 yılı sonunda Burdur’un yüzde 90’ı doğalgaz kullanır duruma getirilecekti. Sonra yeniden olay uykuya yatırıldı. Bir süre izledik durumun gidişatını. Baktık ki, mudulsuz gidiş yok! Yeniden konuyu tazeledik basın açıklamalarıyla. Bir zahmet harekete geçildi yeniden; Şirinevler mahallesinde çalışma başlatıldı. Şimdilik bu hattan 40 ev doğalgaz kullanır hale getirilebilirdi. 2008 yılı sonu itibariyle doğalgaz cephesinde durum bundan ibarettir. Şimdi biz söyledik mi Sayın Başkan kıpkırmızı olup “bühtan” diyor –gerçekten bu halkın kandırılmasından başka, halkın gazının alınılmasından sonra da uykuya yatırılmasından başka nedir?

—Peki, Sayın Başkan, bir de Burdur’da hizmet verilen alanların inşası sırasında Burdur’a hiçbir katma değer aktarılmadığı söylentisi var Burdur halkı arasında. Bu konudaki görüşlerinizi bu arada alabilir miyim?

—Evet, çok doğru! TOKİ ihalesi olsun, Otogar ihalesi olsun, hiçbiri yerli bir şirkete gitmedi en başta. Hadi bu ihaledir diyelim; ihaleyi alan şirket bütün harcamalarını il dışına kaydırdı. İşçi konusunda bile Burdur halkı yararlanamadı bu inşaatlardan. Oysa ihale TOKİ’ye verilirken Burdur esnaf ve işçisine öncelik verilsin diye, sırf bu amaçla ihale yüzde 15 düşük tutuldu. Ama bu inşaatlardan yararlanan Burdurlu parmakla gösterilecek kadar azdır. Bu yatırımların inşa aşamasında Burdurlu çok az pay alabildi. Bu nedenle Burdur ekonomisine istenen seviyede bir katkı sağlayamadı. Bu TOKİ evlerinden de daire karşılığı Belediyeye 115 konut alınabildi. Bunların satışında da fiyatlar yüksek tutulduğu için o kadar uzun bir zaman zarfında istenen randıman alınamadı. 10–15 ayda 70–75 daire ancak satılabildi.

Bur-Kent tarafındaki TOKİ evlerinin durumu ise çok daha vahim, çok daha içler acısı… İnşaatı üstlenen müteahhit kaçtı gitti. İş mütevelli heyete teslim edildi. Dar gelirli yurttaşlara yuva yapılacaktı, ama önlemsiz, öngörüsüz ihalelerle dargelirli yurttaşların yuvası yıkıldı! Altyapı sorunları uzun süre tamamlanamadı. Kanalizasyon uzun süre anayol üzerindeki köprünün altına bırakıldı. Derenin içinde rögar bacasını geliş geçişte rahatlıkla görebilirsiniz. Dere, köprünün altına dökülen malzeme nedeniyle neredeyse kapanma durumuna geldi. Logar da çağdaş bir belediyeye yakışmayacak bir şekilde, ilkel bir çözüm yolu bulunarak halledildi. Şehir şebekesine halkalı boru ile köprünün altında n geçirilerek ilkel bir şekilde bağlandı. Böyle ilkellikler çağdaş bir belediyede asla görülmez. Yol, su ve elektrik konularında yurttaşın sıkıntıları burada hala devam etmektedir.

TOKİ hizmetleri esasen Başbakanlığa bağlı bu kuruluş tarafından yerine getirilmektedir. Belediye hizmeti olarak değerlendirilemez. Otogar’ın proje ve 400 milyarlık bir kaynak zaten bankada bloke edilmişti. Onu bile yanlış insana ya da şirkete ihale ettiklerinden yarıda kaldı.

SORU: CHP Başkanlığı alırsa neler vaat ediyorsunuz Burdur halkına?

—YANIT: Bir kere “belediye başkanlığını alırsanız” değil. İfade yanlış bize göre. Kesinlikle belediye başkanlığı CHP’nin olacaktır. Bunun kararlılığı ve çalışması içerisindeyiz.

İlimizin birçok toplumsal sorunları birikmiştir. Geçmişte başlattığımız ama tamamlayamadığımız, bu dönemde de tam manasıyla ikmal edilemeyecek olan bazı hizmetleri bitirmeyi düşünüyoruz. Her ne kadar Sayın Başkan geçenlerde arıtma tesislerini hizmete açmışsa da, -buna ancak o tesisler hakkında bilgisi olmayanlar inanır- o tesisleri biz komplike halde –biyolojik arıtma ünitesi dahil- tamamlamak istiyoruz. Senir içme suyuna Burdur’umuzu ve halkımızı kavuşturmak istiyoruz. Hayvancılık organize bölgesini oluşturmak istiyoruz. Burdur’umuzun ve halkımızın su sorununun kesin ve köklü çözümü Çine ovası ve İnsuyu havzasında yatmaktadır. İnsuyu havzasında yurttaşlarımızın da mağdur olmayacakları bir çözüme kavuşturulmasını sağlayacağız. Organize sanayi alanının birçok eksiğinin tamamlanmasını sağlayacağız. Raylı sistemin alt yapı çalışmalarını gerçekleştireceğiz. Her şeyden önemlisi yolcu trenimizi istiyoruz. DDY’nin imar planındaki yerine intikalini sağlayacağız. Yeniden yolcu treni seferlerinin başlamasını sağlayacağız. BP kavşağına sağlıklı bir çözüm üretmek hedeflerimiz arasındadır. Ayrıca kent trafiğini altüst etmiş olan mevcut tek yönlü yolları, özellikle Gazi caddesinin eski haline döndürülmesini sağlayacağız. Susamlık tesislerini tur operatörleriyle işbirliği halinde turizme kazandırmak bir başka amacımızdır.

Seçim bildirimizin temel maddeleri hakkında kısa notlar düşmek istiyorum:

—Burdur’u bugünkü hale CHP getirmiştir, daha çağdaş, daha modern, çağı aşan bir kent haline de CHP getirecektir.

—Pilot bölgeler seçerek eski mahallelerde yeni imar planı uygulamalarını yürüteceğiz. Örneğin Zaferi, Karasenir, Tepe, Manastır gibi yerleşim yerlerinde yeniden yapılanmayı teşvik edeceğiz. Ticari alanlar yapacağız.

—Eksik bıraktığımız ve günümüzde de tamamlanmamış olan alt yapı ve drenaj çalışmalarını tamamlayacağız.

—İlimizde trafik sorunu bir kaosa dönüşmüştür. İlk elden bunun çözümünü gerçekleştireceğiz. Gazi caddesini yeniden çift yönlü trafiğe açacağız. Köprübaşı mevkisinde kavşaklık ve köprülü ulaşımı düzenleyeceğiz.

—Raylı sistem için altyapı çalışmalarını başlatacağız. Bu çalışmanın Gökçebağ’dan Burkent’e kadar planlamasını yapacağız.

—Demir Yollarını planındaki alana mutlaka aktaracağız. Burdur’a yeniden yolcu tren seferlerinin başlatılması için elimizden geleni yapacağız. Gerekirse halkın önüne düşeceğiz.

—İstasyon caddesinin altındaki Bağlar Mahallesi alt geçidini mutlaka yapacağız.

—Sahil bandı ve çevre düzenlemesini gerçekleştireceğiz. Yeni plaj alanları ve dinlenme tesisleri, kuracağız. Gölümüzü turizme kazandıracağız.

—Yeni otopark alanları, yeşil alanların genişletilmesi, çocuk parklarının mahallelere yaygınlaştırılmasını sağlayacağız.

—Kentimizin giriş ve çıkışlarındaki anayol kıyılarını yeniden dizayn ederek görüntü kirliliğini ortadan kaldıracağız.

—Burdur temizlik hizmetlerini yeniden belediye hizmetleri olarak düzenleyeceğiz ve böylece istihdam sağlayacağız.

—Yeni mezarlık alanını düzenleyecek, camisi, cenaze yıkama ve morg, şadırvan yapılarak halkın hizmetine sunulacaktır.

—Rahmetli Armağan İlci zamanında başlatılmış olan, son zamanlarda yavaş yavaş söndürülmekte olan sosyal ve kültürel faaliyetlerde, özellikle Ağustos etkinliklerinde büyük oranda canlanma sağlamayı düşünüyoruz.

—Organize hayvancılık bölgesi oluşturulması, böylece modern hayvancılık yaparak maliyetleri düşürüp üretimi artırmak en büyük planlarımızdandır.

—MAKÜ’nün örtülü yerleşkesi çevresinde mücavir alan uygulamasına gidilerek sağlıklı ve planlı yerleşime özen göstermek bir başka planımızdır.

—Belediyeyi halkla birlikte, halk için yöneteceğiz. Yönetim süreçlerine muhtarları ve kitle örgütlerini de dâhil ederek şeffaf bir belediyecilik sağlamak yerel yönetimcilik anlayışımızın en önemli ayağıdır. Yani Kent Konseyini sadece elit tabakanın faaliyeti olmaktan çıkaracak, kitlelere indireceğiz.

—Gölümüze yönelik çalışmaların en önemli boyutunu, göldeki su sporlarının belediyece desteklenmesi oluşturmaktadır.

SORU: Son bir diyeceğiniz?

—YANIT: Her şeyden önce yerinden yönetmek temel amacımızdır.

Muhtarlarımızla, kitle örgütlerimizle işbirliği, elbirliği halinde yerinden yönetimi yaşama geçireceğiz. Belediyeyi halkımızla birlikte yöneteceğiz. Belediye makamını fildişi kule halinden çıkaracak, yurttaşlarımızın uğrak yeri haline getirecek, halkçı, kamucu ilkelerle çağdaş belediyeciliği kaynaştıracağız.

Son olarak çöp ihalesinde bilinçli bir kombinezon oluşturulmaktadır. Amaç işçileri işlerinden etmek, işçileri işten atmaya bahane yaratmaktır. Nitekim sendikalı işçiler önce işten atıldılar, sendikadan çıkarlarsa yeniden işe alınacakları vaat edildi. Ama hepside sokağa ve açlığa sürüklendiler. Bu kadar ekmek düşmanlığına gerek yoktur. Sayın Sebahattin Akkaya belediye ve kendisinin işin dışında olduğu izlenimi vermeye çalışmaktadır ama bizce bizzat işin başındadır. İşçilerin ekmeği ile oynayan bizzat kendisidir. Seçim öncesi yandaşlarını işe alabilmek için böyle bir yol izlemişlerdir. Bu ekmek düşmanlığıdır. Buradan sizin aracılığınızla halkımıza bunları şikâyet ediyoruz. Bizim belediyeciliğimizde işçi düşmanlığı yapılmayacak, emek en büyük değer olacaktır.

Buradan şunu da ilan ediyoruz. Bizim milletimiz, tarihsel süreç içinde imparatorluklar ve insanlık tarihine yön vermiş büyük devletler yönetmiş bilge bir millettir. O, her çiçekten bal eyleyen balarısı gibi herkesi dinleyecek, bir karara varacaktır. En iyisini, en doğrusunu bulacağına eminiz.

www.fatihozcan.org

 
Toplam blog
: 510
: 505
Kayıt tarihi
: 04.04.08
 
 

"Cv" Dedikleri Özgeçmişim 1953 yılının karanlık günlerinde Haziran ayının 24. günü, ağaçların mey..