Yerel yönetim seçimleri (4)

TBMM ve il genel meclisleri ile belediye meclisleri aynıdır. Hepsi seçimle iş başına gelmekte; aynı çalışma teknikleriyle, daimi encümenleriyle, kurullarıyla, komisyonlarıyla, Türkiye'nin, illerin ve belediyelerin meclislerini oluşturmaktadırlar.

O nedenle; sosyal demokrat parti olduklarını iddia eden parti yöneticilerinin, bir önceki yazıda söz konusu ettiğim meslek grupları dahil olmak üzere, esnaf-zanaatkar, işçi-çiftçi, eğitimci, emekli vb. toplumun tüm kesimlerinden kişilerin yer aldıkları yerel meclislerin oluşturulmasına dikkat etmeleri gerekir.

CHP'de iş başındaki sürekli seçim kaybeden parti yönetimi; milletvekili veya yerel seçimlerde, aday sıralamalarını yaparken şu şekilde hareket etmektedir: 

Bütün üyelerin oy kullandığı önseçim veya ilçe kongre ve önseçim delegelerinin oy kullandığı genişletilmiş usulde aday yoklaması yapsak, genel merkezin istemediği kişiler seçilir! O nedenle önseçim veya genişletilmiş usulde aday yoklaması yapmayalım!

İlçe kongre delegelerinin oy kullandığı basit aday yoklaması yapsak, o da iyi değil, onda da delegeler genel sekreterin sözünden çıkmıyor, delegeler onun adamı deniliyor, ne yapacağımızı şaşırdık! "O nedenle merkez ataması yapalım" düşüncesiyle hareket ederek, parlamento ve yerel meclisler için kendilerine zemin hazırlamaktadırlar.

80 kişiden oluşan Parti Meclisi Üyeleri, kendilerinin listelerin ön sıralarına yazılması için merkez ataması yapılması yönünde oy kullanmaktadırlar! Parti Meclisi içinden çıkan, Genel Başkanın  belirlediği 20 kişilik MYK kararları almakta diğerleri onaylamaktadırlar.

Bir sosyal demokrat partide, kalem bende diye sürekli kendini ve önüne gelen adamını listelerin ön sıralarına yazamazsın! O zaman sosyal demokrat olamazsın!

Derin politikaların adamı gibi, illa benim adamım olsun, TBMM'de sözümden çıkmasın! Belediyelerde ve il genel meclislerinde sözümden çıkmasın! İtaat isterim! Oralardan bana haber getirsin mantığıyla hareket edemezsin!

Bunun hesabını seçimlerde halk kaç kere sormadı mı? Bunun hesabını gelecek bir günde parti üyeleri, hangi konumda olursanız olun sormayacak mı?

SHP'den zamanında milletvekili oldukları halde; DYP-SHP koalisyon hükümeti icraatlarını şimdi inkar eden, SHP'den geçmişte yararlanan, inkarcı bir takım politikacılar varken, onlar arka arkaya kaç kez aday belirlemenin en benmerkezci yöntemi olan merkez atamasıyla parlamentoya ve yerel meclislere seçilirken, ama ömür boyu partili kalmış, hiç bir yere gidip gelmemiş, ilkeli insanlar var diye insan biraz dikkat eder, geriye çekilir, yönetici dediğin, kendini değil partiyi düşünür!

SHP Genel Başkanı Murat KARAYALÇIN ve DSP Genel Başkanı Zeki SEZER bir dönem, CHP'de 1992'den beri MYK'ya seçilmiş birçok parti yöneticisi üç dört dönem, Genel Sekreter Önder SAV altı dönem milletvekili oluyor! Beş altı dönem milletvekili olmak için ne gibi bir özelliğiniz ve vazgeçilmezliğiniz var?

Şimdi biz seçiliyoruz diyeceklerdir, hayır siz seçilmiyorsunuz! Artık şapka düşmüş beyaz saç ve kel görünmüştür. Siz kendi belirlediğiniz delegelerle parti yönetimine geliyorsunuz, sonra demokratik işleyişi bir tarafa bırakıp, kalem elinizde, kendinizi ve sadık adamlarınızı seçim listelerinin ön sıralarına yazıyorsunuz. Millette gidip sandıkta size değil, CHP'ye yani partiye oy veriyor, siz partiyi kullanıyorsunuz! O kadar...O kadar...