- Kategori
- Estetik / Güzellik
Yılanın Yağı

Mona Lisa kel olsaydı !
Kabus gibi sanki.
Taradıkça, havlunun üzerine dökülen ve tarağıma dolanan saçlarıma ve seyrelmiş saç diplerime bakıp, üzüntümden ağlamak istiyorum.
Tutam tutam elime geliyorlar.
"Kesin yakında kel kalacağım".
***
Neredeyse 3 yıldır , zaman zaman artan oranda saç dökülme problemi yaşıyorum ve bu sorunla ilgili denemediğim yöntem kalmadı.
Doğal yöntemler konusunda uzman olduğunu söyleyen kişilerin bitkisel tarifleri bir yana, o pahalı ve "başarısı klinik deneylerle kanıtlanmış" serumlar, şampuanların çoğu da kafa derimin üzerinden geçti. Takviye vitaminleri de unutmadan. Ama ne saçımın dökülmesi durdu ne de benim çare arayışlarım.
Kel de kalmadım ama zayıf ve cansız saçlarım benim en büyük estetik problemim olmaya ve benim sinirimi bozmaya devam ettiler.
Kabul ediyorum, tamam, hiçbir zaman lepiska gibi gür, uzun ,parlak ve güzel saçlara sahip olmadım ama olmaz ki bu kadar da dökülmez ki!
***
Saçlar tarih boyunca doğal insan güzelliğinin bir aksesuarı ve insanların kendilerini ifade etme unsurlarından birisi olmuştur.
Aynı zamanda şekliyle, rengiyle, statü ve güç göstergesi olarak da kullanılmıştır.
Gür , parlak, bakımlı, güzel saçlara sahip olmak, insanın var olan fiziksel özelliklerini ve güzelliklerini saçlarıyla taçlandırmak anlamına gelir bence. Gençliğini ve zindeliğini simgeler.
Dolayısıyla kişinin kendini daha çekici ve özgüvenli hissetmesini sağlar.
Tüm bu nedenlerle saç, sadece kadınlara ait değil, erkeklerin de en büyük estetik problemlerinden birisidir. Ve günümüzde saç bakımı ve dökülmeyi önleyici ürünlerin pazarındaki genişleme, artan taleple orantılı, dikkat çekici özelliktedir.
Gerek doğal gerekse kimyasal ürünler, bu geniş pazarda uzman ve uzman olduğunu iddia edenlerce pazarlanmaya ve önerilmeye çalışılmakta. Bir saçı dökülen olarak ben de bu ürünlerin epey bir deney tahtası oldum.
Olsun ne yapalım. Ama sonunda başardım galiba.
Bugün saçımı taraken saydım sadece 15 tel saçım dökülmüş Son bir aydır saç dökülmemim neredeyse %85-90 oranında azaldığını sevinçle gözlemlemekteyim. Ayrıca saç diplerimden yenileri de gelmekte. İnanılır gibi değil ama doğru.
Herşey bundan 4.5- 5 ay kadar önce, alışveriş için Konağa indiğimde samimi bir arkadaşımın telefonuyla başladı.Benim gibi saç dökülme ve zayıflık problemi yaşayan arkadaşım;
" Ben yeni birşey duydum. yılan yağı. Hemen Kemeraltı'ndaki aktarlardan birine gidip alıyorsun ve başlıyoruz."
Güldüm.
"Tamam" dedim. "Kafamıza sürmediğimiz bir yılanın yağı kalmıştı, o da eksik kalmasın".
Hani içinde yılan lafı geçince insan ister istemez zehirlenirmiyim gibi bir şüpheye de düşmüyor değil. Ya da benim nedense aklıma ilk o geldi. Ve aktara "bu zehirli bir şey olmasın ?" diye sordum. O da bunun saç dökülmelerine iyi geldiğini ve bunun için kullanıldığını söyleyip beni rahatlattı neyse ki (!)
Sonuçta denize düşen yılana sarılıyor :)
Tam tamına 4 ay, gün aşırı, istikrarlı bir şekilde hiç aksatmadan, yılan yağını kafama sürüp masaj yaptım ve üzerine bir duş bonesiyle en az 3 saat beklettim. Sonrasında ise yine aktardan aldığım Hatay iline ait olan defne ve zeytinyağından yapılma sabun ile iki kez ve piyasadaki (ismini vermeyeyim ) saç dökülmelerini önleyen iyi cins ve tabiki pahalı :) bir şampuanla da bir kez yıkayıp duruladım.
4 ayın sonunda ise bakımı haftada bir gün ve yılan yağını yarı yarıya susam yağıyla karıştırarak yapmaya devam ediyorum. Ben de inanamıyorum ama sonuç iyi. Dediğim gibi dökülme neredeyse durdu. Saç telleri daha kalın ve canlı.
Artık bu yılan yağının mı, psikolojik olarak benim buna inanıp ısrarla devam etmemin mi, yoksa saçlarımın dökülmekten bıkıp, durmak istemesinin mucizesi midir bilmiyorum. Ben haftada bir yılan yağıma devam edeceğim.
Saçı dökülenlerle de bu deneyimimi paylaşmak istedim. Umarım başkalarında da işe yarar.
Yalnız denemek isteyenler,güvendikleri bir aktardan alışveriş yapsınlar. Üzerinde yılan resmi olan, küçük şişelerde satılan ve ithal olanları tercih etsinler.
Tijen Taşlı- İzmir