Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Haziran '14

 
Kategori
Blog
 

Yıllarca Milliyette blog'culuk yaptık. Zerzevat olmadık. Dimdik kaldık!

Yıllarca Milliyette blog'culuk yaptık. Zerzevat olmadık. Dimdik kaldık!
 

 2006 dan bu yana / Her konuda yaza yaza, / Geldik 2014 yılına /  Ne gam ama / Devam etseydik, / İki fakülte daha bitirebilirdik.

Eski defterleri karıştırdık. / Yazılarımıza baktık. / Üstelik de alık alık. / Kabahat bizde dedik. / Bab-ı Ali’de olamayışımıza yandık. / Bir de olanlara baktık / Blog’larda karar kaldık.

Neydi eski günler dedik. / Uğraşa uğraşa kendimizi yedik/ Yine de / Gel teskere gel demedik / Ucundan da pay beklemedik / Kendi hesabımıza tık’ları istifledik / Ucundan accık accık yedik / Bizim başımız kel mi  demedik / Başkalarına yedirdik / Gece demedik / Gündüz demedik / Sahura kalkar gibi / yazılar yazdık / Fiyakalı resmimizi bulamadık / Komtere’li olamadık. / Sahibinin sesinden / Yeni bir şey öğrendik / Güzel profile / Verilirmiş payelik / Bu fasulye iki buçuk lira / Hem kaynasın, hem oynasın / A be Şemsettin / Niye öyle gevşettin / İyi ettin de geldin / Ne yedin de güzelleştin

Sonracığıma diyeyim / Öncelerinden bir alaydık / Daha sonra tugayları aştık / Şimdilerde kolorduya dayandık / Giriş tarihinden bu yana rütbeler aldık /Ama yerimizde saydık / Fırsat bu fırsat dedik / Sayfamız editörü olmak istedik / Şimdiye kadar, cepten yedik / Boğaz tokluğuna bile çalışmadık  /  Yıllar yılı, zam bile istemedik / Yıllık izinlere çıkmadık / Pankart bile  açmadık /

Neydi o yaşanan yastık kavgaları / Blog yüzü ile yastık yüzünü karıştıranları / Bel altı vuranları /Tanıdık birer birer onları / Şimdi hepsi, gerilerde kaldı / La minör tondan istemezükler çektik / Yeniçerilileri bile geçtik / Kız Kulesinin külahını bile, tersyüz ettik./ Ağrıdı dişim, nanay / Çok içmişim nanay /  Nanay yavrum nanay / Ana konu üretmek / Mehter Marşı ile yürümek / Bir ileri, iki geriye gitmek / Az gitmek, uz gitmek / Tıktık’ları istiflemek.

Blog aleminde tabur bozanlar / Laylay lom’a prim verenler /Ah neler yaşadık neler / Ah naneler naneler  

İşin özü, “yazmak”iken / Lüks değil miydi laylay lom demek? / Laylay lomcu’ ya PRİM VERMEK / Ne demek? / Bilebilir miydik Diyojeni / Hipotenüs icat edilmeseydi / Dert  miydi ? /Ama laylay lomcu’larınki, / Doğrusu gücümüze gitti. / Tarihteki Diyojen misali / Meşhurlaşır mıydı, / Olmasaydı feneri / Veririm zaten hep bu misali / Hele o İskender, İskender / Aradan bunca geçmiş seneler / Günümüze kimler taşıdı kimler / Ah naneler, naneler / Adam iyi adammış zâr / Kendi gitti, / Kebabı kaldı yadigâr. / Ama laylay lom’cunun mumu / Yanar yatsıya kadar.

Kıdem sıramıza göre rütbelerimiz değişik. Yeniler katıldıkça, eskilere şöyle bir bakıveriyorlar. “Yine en iyisini biz biliriz deyip, geçiştiriyorlar. Biz eski kuşaktakiler gibi, sık sık kazan kaldıran yok. “İstemezükçü” ler yok. Önüne ne korlarsa yiyorlar. Ağızlarına vur, lokmalarını al. Şimdiden sivrilmeğe başlayanlardan daha ışık alamadık.

Bizler 2006’ lıyız. Duhul tarihimizdir bu. Eskiler artık üretmiyor. Dağınıklar. Kaçak da güreşmiyorlar. Komşu gezegenlere kapağa atmışlar, oralarda geziyorlar. Arada bir nanik yapıyorlar. Kendi göbeğimizi kendimiz kesiyoruz diyorlar. Kendi “kendi kendimin editörü oldum” diyenler de var. Ama müşterek tema,  maaş derdi. Her tarafta “no mani” formülü var. İşte bu aşılamadı. Bundan gayrisi, evlere şenlik

 

İçinde  bulunduğumuz bu katar / Gidecek gideceği yere kadar / Bilişimi, ibrişim diye okuyanlar / Hala daha, de – da’larda kalmışlar / Keleynak kuşları gibi gagalıyorlar / Birbirlerini düelloya çağırıyorlar /

Aşk ayağına yatanlar / Yüzüne gözüne bulaştıranlar / Sağ gösterip, sol cebine koyanlar / Yalancıktan yananlar / Ağzı var, dili yoklar / Dili var, yutağı yoklar / Süper ciciler / Mangırlar, bakırlar, cevahirler / Yanarlar, dönerler / Silifke’nin yoğurdu diyenler / Elbet sıramız gelecek diyenler /

Koltukları sekreterli, / Camları çerçeveli /Adresi Milliyet kom- te - re ‘li / Bu blog sitesinden / Gitmek yok diyenler / Ve de idare edenler / Deriz ‘bitsin artık bu çile! / Bunca yıl, çile bülbülüm çile / Çekeriz be cancağızım epten çile! / Rezil olmayalım, ele güne / Diye diye geldik bu hallere / İsteriz bizler de birer köşe / Fıtık olduk nöbetlerde / Niye geldik biz bu hallere / Biyocuk düşünsenize / Arz- ı halimizdir, Milliyet nokta kom nokta te - re / Geldik 2014’lere / Döndük birer tenekeye / Sular da boşu boşuna akacak / Kurbağalı sular, çekile çekile / Cascavlak kaldık orta yerlerde./ Burası böylecene   biline /

Zerzevat gibi seçenler, seçilenler / Yatacak yeriniz yok diyenler / Bunca ahaliyi yok sayanlar / Bizler hala fındık ayıklar / Hak mıdır bre aymazlar /

Blog, Milliyettir logosu / 9 bine dayandı kadrosu / Değişmez yılarca huyu suyu / Ve de logosu /

 Rabbim bana bir köşe yapındır! (Alan da gaçan mı?) Diye diye kendimizi kandırdık. / Ama bizim kariyerimiz belli / Mal ortada, sizinkinden ne haber? / Diye de  dayatmadık /  Haddimizi bildik / Resmimiz cebimizde kaldı / Zerzevat niyetine de satılmadık. / Sarımsak sapı gibi de / Dimdik kaldık.

Ört ki, ölem !

 
Toplam blog
: 1616
: 918
Kayıt tarihi
: 13.08.06
 
 

Hayatın dikenli yollarından geçmenin  sırrı, aralarından çabuk geçmektir. Ümit, naylon çorap giyd..