Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Eylül '12

 
Kategori
Futbol
 

Yine bize hüsran

Fenerbahçe Marsilya karşısında maça yine tutuk başladı ve daha ilk dakikada kalesinde pozisyon gördü. Volkan'ın parmak uçları ile çeldiği top direğe çarparak rakip oyuncunun önüne düştü ve Allah'tan o oyuncu ofsayt pozisyonundaydı. Maçın genel görüntüsünün bu şekilde olacağı daha ilk dakikadan belli olmuştu. Ancak 10. daikadan sonra Caner ve Topuz'un etkili bindirmeleri ve Meireless'in oyunu 2 taraflı yönlendirmesi ile topa daha çok sahip olan Fenerbahçe Caner'in çok zor bir vuruş yaparak kalecinin içinden geçirdiği topla öne geçti. Ancak skor avantajını yakalayan Fenerbahçe oyun üstünlüğünü yine rakibine kaptırdı ama yine de rakibe çok net gol pozisyonu vermedi.

İkinci devrenin başında yine top Marsilya da ama kontrol bizdeydi. Topuz'un harika ortasına o ana kadar sahada varlığı yokluğu belli olmayan Alex'in harika kafa vuruşu skoru 2-0'a getiriken tarafttar kendinden geçip maçın bittiğini düşündü. Hatta sahadaki bir çok Fenerli futbolcu da artık bu maçı aldık havasına girdi. Sadece Meireless, Gökhan ve Caner mücadele ediyor diğerleri seyrediyordu. Herkes maçın berabere bitmesini Aykut Kocaman'ın Alex'i çıkarmasına bağlayacak ama maalesef hiç kimse resmin tamamına bakmıyor. Alex gol vuruşunu yaptığı 67. dakikaya kadar sahada hep saklandı aldığı her topta önce geriye döndü. Yani resmen el freni gibi oynadı. Aslında yapılan değişiklik doğruydu ama Baroni MİY maçında attığı golün büyüsünden halen çıkamamış ki girdiği andan itibaren hiç bir olumlu iş yapmadı. Sow'u çıkarıp Bienvenü'yü almak ise gerçektn çok büyük riskdi ve Semih girmiş olsaydı Topu ileride tutmak daha kolay olacakdı. Ancak burada Aykut Kocamanı da anlamak gerekiyor. Maç 2-0 olmuş ve Bienvenü'nün önüne atılacak toplarla hızlı çıkacağını düşünmüştü. Ayrıca Bienvenü'yü satabilmek için vitrine çıkarmak da gerekiyordu. Ama Bienvenü belkide bu son şansını da çok kötü kullandı ve bir daha böyle bir şans yakalaması artık çok zor. Caner'e aktaramadığı top zaten maçın kırılma anıydı. Orada topu Caner'in önüne atsa maç 3-0 olacak ve Marsilya havlu atacaktı. Bu pozisyondan sonra zaten takımın genelinde bir panik başladı ve 2-1 olunca bütün takım iyice geriye yaslandı. Caner'in sakatlanarak oyundan çıkarken yerine Stoch değil Selçuk girmeliydi. Çünkü takım olarak skoru koruma içgüdüsü başlamışrı ve bu durumda kesici ve markaj özelliği yüksek olan Selçuk en doğru tercih olurdu.

90+4 de gelen son saniye golünde Bekir eğer bir adım öne çıkabilse 3 puanı alacaktık ama bir musibet bin nasihatten iyidir diye düşünmek lazım. Fransız futbolunun bu seneki en oturmuş takımna karşı alınacak 3 puan çok büyük moral motivasyon olacaktı ama yinede çok şey kaybedilmiş değil. Bu gruptan çıkmak için deplasmanda da Marsilyaya yenilmemek yetecektir. İlerleyen haftalarda takımın dişlileri çok daha iyi işleyecektir. Paniğe gerek yok.

 
Toplam blog
: 227
: 240
Kayıt tarihi
: 01.02.09
 
 

1972 Antalya doğumluyum. Elektronik Teknikeri olarak bir tekstil fabrikasında çalışıyorum. Evli v..