Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Mart '08

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Yine dönem sonu, niye dönem sonu?

Yine dönem sonu, niye dönem sonu?
 

Merhaba değerli okurlar,

TBMM'si Anayasa-Adalet Karma Komisyonu, 75 dokunulmazlık dosyasıyla ilgili olarak dokunulmazlığın kaldırılmasının dönem sonuna ertelenmesine karar verdi.

Dönem sonuna ertelenen dosyalar arasında, Başbakan Recep Tayyip ERDOĞAN'ın, Maliye Bakanı Kemal UNAKITAN'ın, Tarım ve Köy İşleri Bakanı Mehdi EKER'in, CHP Genel Başkanı Deniz BAYKAL'ın, DTP grup Başkanı Ahmet TÜRK'ün dosyaları dikkat çekmektedir.

Yine dikkat çeken bir diğer husus ise, CHP, MHP ve DTP'li komisyon üyelerinin dosyalarla ilgili hiç bir ayırım yapılmaksızın dokunulmazlığın kaldırılması yönünde oy kullanmalarına rağmen, AKP'li üyelerin, dokunulmazlığın dönem sonuna ertelenmesi yönünde oy kullanmalarıdır.

Peki, AKP yargı karşısında hesap vermekten niye korkuyor?

Yani CHP'si, MHP'si, DTP'si yargı karşısına çıkmaktan korkmuyor da, bu AKP niye korkuyor ve kaçıyor?

Acaba hesabını veremeyecekleri icraatları mı olmuştur Sayın Başbakanın ve dosya sahibi diğerlerinin...

Basına yansıdığı kadarıyla, altı üstü 2 tane dosyası varmış Sayın Başbakanımızın...

Haaa bu dosyaların içeriğine gelince de,

1-Görevi ihmal,

2-Zimmet,

3-Kamu taşıma biletlerinde kalpazanlık,

4-Resmi evrak ve kayıtlarda sahtecilik ile cürüm işlemek için teşekkül oluşturmak...

Yani, tabii ki bunların hepsi iddia...

Ama ne varsa Sayın Başbakanımız, iddia kelimesinden nefret ediyor ve hiç hoşlanmıyor...

Ancak, insanın istemediği ot burnunun dibinde bitermiş misali, Sayın Başbakanımızın da kendisi ve partisi hakkındaki iddialar hep gündemde...

Keşke biraz cesaretlenip Komisyon Başkanı Sayın Kuzu'ya bir talimat verip, " Şu dokunulmazlık dosyalarını ötelemeyin kardeşim..." diyebilse ve yargı karşısına çıkıp,

"Ben görevimi ihmal etmedim, Zimmet fiilini işlemedim, kalpazanlık yapmadım, sahtecilikle işim olmaz, ben teşekkül falan da oluşturmadım " diyebilse...

İnanın hem Ülkemizde, hem de dışarda büyük alkış alarak takdir toplar ve tüm bunların ötesinde, iyi bir örnek olur...

Ve yine inanın, kendisi de huzur bulur...

Zaten, 2002 yılı seçim sıralarında sayın Başbakanımızın halka verdiği sözdü, dokunulmazlığın kaldırılması...

Sayın Başbakanımızın eğer o dönemde halka vermiş olduğu söz, bürokraside sıkça söylenir eğer ki sehven söylemişse, PARDON AĞZIMDAN KAÇTI da diyebilir ve halka karşı tutmadığı ya da tutamadığı bu sözünden dolayı özür de dileyebilir....

Bu onu asla küçültmez ve bilakis yüceltir...

Örnek almaya çalıştığımız Avrupa'da bu işler böyle yapılmıyor mu?

AKP'nin kapatılması konusunda gündeme getirilen partiler kapatılmasın, kişileri sorumlu tutalım anlayışı son derece makul bir yaklaşımdır.

Çünkü, A partisini kapatırsın, B partisini kurarlar...

Önemli olan suç işleyenlerin, ya da şimdiki vaziyetiyle partilerin kapatılmasına neden olan eylemlerde bulunanların yargı karşısına DÖNEM SONU DEĞİL, TIPKI SUÇ İŞLEYEN BİR VATANDAŞA UYGULANDIĞI GİBİ DERHAL çıkartılabilmesidir.

Bu da, dokunulmazlıkların kaldırılması ile mümkün olabilir.

Siz Başbakan olacaksınız ya da bir partinin genel başkanı olacaksınız.

Yasalarımıza göre suç sayılan fiilleri işleyeceksiniz, işlediğiniz suçlar için dokunulmazlığınız kaldırılması dönem sonuna ertelenecek, ama, bir dahaki ve daha sonraki seçimlerde de en güçlü yerden aday gösterileceğiniz için yeniden seçileceksiniz ve yargı karşısında hesap vermeyeceksiniz.

Demokrasi anlayışımız bu mu olmalıdır? Tabii ki hayırrrr...

Herkesin yaptıklarının yanına kar kalmadığı, yasalarımıza göre, yapılan ve suç teşkil eden hareketlerin, dönem sonu gibi kavramlarla ötelenmeden anında hesabının sorulabildiği bir anlayış biçimi artık Ülkemizde yerleşmelidir.

Çünkü geciken adalet, adalet değildir...

 
Toplam blog
: 407
: 877
Kayıt tarihi
: 02.07.06
 
 

15.12.1950 Mersin doğumluyum. İzmir Ticari İlimler Mezunuyum. Bir Kamu Kuruluşundan  Şube Müdürü ..