Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Ağustos '11

 
Kategori
Kültür - Sanat
 

Yobaz türleri, Johann Sebastian Bach ve bayramınız kutlu olsun!

Yobaz türleri, Johann Sebastian Bach ve bayramınız kutlu olsun!
 

Yobaz kimdir?

Beyninde sorgulamaya yer olmayan, düşünüp karar vermek yerine, kendisine verilen her emri sorgulamadan kabullenen ve bu kabullenişin gerekçesini de “inanç” olarak açıklayan kişidir.

Olmadı mı?

Peki, şöyle diyelim:

- Yobaz, hokkabazın sarıklısıdır…

Yobaz, insanlığın kültürel geçmişine dikenlerini çıkartıp, “reddi miras” yapan bir lümpendir…

Bizce biraz oldu, az biraz yaklaştık.

Ancak yobaz kavramı tek bir tipi tarif etmez. Yobazlığın yobazları vardır!..

Çeşitleri, türleri, nevileri vardır.

Hoş…

Televizyonda bir Bach konseri var.

Günün gündemini, günün planına yapıştırdık, durum fena değil…

Dışarıda bir tatil kasabasının yapışkan kalabalığı…

İşte meselemizin bir yanında bu yapışkan rezilliğin dibindeki tortu var. Yıllar yılı biriktiren bu kara/kuru/balçık bir kültürel tortu…

Bu tortu eskiden de vardı. Şimdi koyulaştı ve inanca bulaştı…

Eskiden gündemde pijama/atlet tavla şakırdatan bir kültür vardı.

Şimdi tavlaların yerini, tespihler aldı.

Bach “İtalyan Concerto”sunu tüttürüyor keyifle, pijamaların, tespihlerin kuşatmasından habersiz…

Ben de bir kenarda oturmuş aklıma takılan yobaz türlerini sıraya sokuyorum:

1.- İNANÇ YOBAZI: bu yobaz çeşidi, üzerinde en çok koşulan bir türdür. Özellikle çağdaş aydınlanma kültürüne yabancı kalmış kültürlerde boy verir, gelişir ve serpilir ve bön/bön bakan iki gözü çevreleyen kara bir sakalla sembolize edilir.

2.- 1/2 AYDIN YOBAZ: Bu aydın tipine halk arasında yarım/aydın da denir. Bu tür yobaz her mahallede bulunur. Her toprakta yetişir. Tarım dili ile söylersek, arsız bir nebat [yani yaratık]’tır. Her kapıdan içeriye sessizce ve rahatlıkla süzülür. Kendi türdeşleri ortamında oldukça etkilidir ve böylece ve bu kanaldan [zaman zaman da olsa] toplumun pusulasını elinde geçirir.

3.- DİYALEKTİK YOBAZ: Bu tür yobaza “devrimci” yobaz da denmektedir. Tabii devrimci sözcüğünü tırnak içine alıp az biraz gevşettikten sonra…

Çoğu zaman gergindir devrimci yobaz. Atılgandır, öne çıkmak için bir kabını öteki kabına sığdıramaz ve bencilliği ister istemez ruhunun bir kenarından damla damla akar kabının içine… Sürekli olarak kişiliğini cilalayacak bir fırsat peşindedir. Çenesi kuvvetlidir, hançeresi güçlüdür, dimağı zayıf, düşüncesi nasırlıdır. Bellediği tek şey, onun/bunun/şunun kendisine bellettiği “amentü”lerden ibarettir…

Kendisini inkâr yönetimi ile oluşturduğu köle ruhlu kişiliği, içine düştüğü biçareliğin mide bulantısını [ve aşağılık kompleksini] çevresine, arkadaşlarına, önünde secde ettiği lideri hariç, herkese yönelttiği saldırı kültürü ile gidermeye çalışır.

-

Bach birden sustu televizyon ekranında.

Dışarıdaki yapışkan kalabalığın sesi belirginleşti.

Yobazların türleri birbirlerine karıştı bu karışıklık içinde.

Gece sabaha doğru ilerledi gecenin içinde…

Ve önümde uzanan A/4 sayfası satırlarının tükendiğini ve dolayısıyla da bu yazının bir sonla noktalanması gerektiğini bildirdi bilinç/üstüme…

Son üç noktayı koyduk.

Ve size iyi bayramlar dileklerimizi ilettik.

Bayramınızı kutlar, saygılarımızı iletiriz…

farukhaksal@superonline.com

LÜTFEN “TIK”LAYINIZ:

www.soruyusormak.com

www.dnm-ler.com

www.kitlecizgisi.com 

 
Toplam blog
: 913
: 485
Kayıt tarihi
: 30.01.09
 
 

1942 yılının Şubat ayında Bursa'da (Mehmet Kemalettin'den olma, Emine İffet'ten doğma olarak) dün..