Yoğun analiz, kararlı başarı

Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.

Devletin zirvesi toplantıda… Ne sonuç çıkacak diye, naklen yayın araçları, yüzlerce kamera-muhabir, saatlerce toplantı salonunun kapısında merakla bekliyor.

Toplantı esnasında sanki içeriden bilgi sızabilirmiş gibi, 15 dakikada 1 canlı bağlantılar yapılıyor.

Nihayet, bitiyor toplantı… Saatlerdir kapıda bekleyenlere daima tek sayfalık bir sonuç bildirisi dağıtılıyor. Aynı anda bütün millet alınan “hayırlı” kararları öğreniyor.

Devletin zirvesini buluşturan bu toplantıların sonunda oluşturulan metinde en az 20 senedir değişmeyen bir bölüm var: Zaten haber kanalları da hep o tek maddeye vurgu yapıyor… “Terörle mücadeledeki kararlı tutumun sürdürülmesine oy birliğiyle karar verilmiştir!”

Ohhh… Bütün millet deriiiin bir nefes alıyor!

Devletin zirvesinin hayır dualarla kulakları çınlatılıyor.

“Kararlı tutumları” sayesinde terörle mücadele nesiller boyu sürüyor…

Elbette şükrederek düşünüyoruz; devletin zirvesi yıllar yılı ya bir de terörle mücadelede karasız kalsaydı, halimiz ne olurdu?

* * *

Zirvenin sakinleri ferden de istikrarlı tutumlarını her fırsatta gösteriyorlar… Her terörist saldırıdan sonra gayet kararlı bir dille aynı cümleyi azimle vurguluyorlar: Terör hedefine ulaşamayacak!

Ve fakat 20 yaşındaki çocuklar toprağa düşüyor, analar ağlıyor, yürekler yanıyor…

Terör hedefine ulaşamayacak, amenna! Fakat bu gençler geri gelecek mi?

Bu suale verilecek cevabı henüz “karar”laştırmadılar!

Şimdilik, istikrarlı bir şekilde “kanları yerde kalmayacak!” cümlesiyle idare ediyorlar!

Vakıa, bunu da bitürlü anlayamıyoruz. Şehitlerin kanı yerde kalmayacak ne demek? Devletin, ağzından çıkanı kulağı duyuyor mu?

Öte yandan İçişleri Bakanı, “çok yoğun çalışıyoruz” diyor! Ne için çok yoğun çalışıyorlarmış?

İskenderun’daki hadiseyi aydınlatmak için!

Terörün tırmandığı vakitlerde bir gün; “Analizlerimizi iyi yapıyoruz” demişti.

Bunları duymak insanın içini nasıl da rahatlatıyor!

Endişelenmeyin, İçişleri çok yoğun çalışıyor… Analizlerini iyi yapıyor… Failler mutlaka bulunacak, hadisenin arka planı tabak gibi ortaya çıkacak! Ve bir daha böyle hadiseler meydana gelmeyecektir!

İşte böyle, “yoğun çalışan, iyi analiz yapan” yetenekli bir İçişleri Bakanımız var. 21’nci asrın ilk yıllarında Türkiye’de yaşan halk ne kadar talihli!

Ve ekliyor; “Demokratik açılım devam ediyor!”

Sayın Bakan, bilhassa bunu iyi ki hatırlattı… Yoksa millet demokratikleştiğinin farkında bile olmayacaktı. Demokratikleştiğini fark edince kim bilir nasıl sevinmiştir!

* * *

BM KİMİ KINADI?

Gayet yumuşak ve çelebi tavırlarıyla tanıdığımız Dışişleri Bakanımız da bugünlerde ziyadesiyle sert ve yoğun!

Nitekim Birleşmiş Milletler’den pek sert bir “Kınama kararı” çıkartmaya muvaffak oldu!

Bu karar kimi kınıyor?

Bizimkiler İsrail’i diyor…

Stratejik ortağımız ve müttefikimiz Amerika ise daha başka türlü söylüyor.
Bizim “komşularla sıfır problem”in mucidinin, ABD Dışişleri Bakanı’yla 2, 5 saat görüştüğünün bildirilmesinden hemen sonra, gazetecilerin karşısına geçen, ABD sözcüsü; sorulan bir soru üzerine aynen şu sözleri sarf ediyor: “O kınama kararının kimi kınadığı belli bile değil… İsrail’i mi, yoksa Gazze’ye yardım götüren gemidekileri mi?”

Türk Dışişlerinin bu konuda ABD’ye bir cevabı olmayacak mı?

Aradan 2 gün geçti…

Çıt yok!