Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Mayıs '14

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Yok artık! Bundan beteri olmaz!...

Her seferinde aynı ifadeyi kullanıyoruz: “Yok artık! Bundan beteri olmaz!...

Her seferinde tekrarlıyoruz; şahsen ben utanıyorum aynı ifadeyi tekrarlamaktan lakin yaşadıklarımız da başka bir ifadeye olanak tanımıyor!

Oysa, insan nasıl ister: İnsan hakları konusunda yine baştan üçüncü seçilmişiz falan demeyi; sondan üçüncülük durumundayken, hepsi hayal ama insan bu ya, istiyor!

******

Gözümüzün içine baka-baka yalan söyleniyor; “Yok artık! Diyor insan, buna da inananlar var mı?”

Var, felaket şekilde var; inanmayanlar “Hükümeti devirmek” ile suçlanıyorlar!

Yok artık, daha neler!

“Yalanım varsa gözüm kör olsun!” deyimi vardır, bilirsiniz, yalanı olan değil de hakkını arayanların gözleri kör oluyor artık!

Yalanı olanların gözleri çıkmıyor, aksine altlarına minderler serildikçe seriliyor; sorgulayanların gözleri çıkıyor, beyinleri patlıyor ve hep nedense gözleri, beyinleri çıkanlar “Suçlu” ilan ediliyor!...

******

Şimdi; ben inanmıyorum, sen inanmıyorsun, o inanmıyor; bu iktidar bu gücü nereden buluyor?

******

Kimbilir kaç kez yazdım, bir daha yazayım: Yıl 1982 falan, üniversite öğrencisiyiz, bir hareket var ancak hiç ihtimal vermiyoruz. Kapı-kapı dolaşan yumuşak sesli ablalar, abiler var; aile evlerine komşu olarak ziyaret edenler var…

Hiç ihtimal vermedik!

Öylesine reddediliyorlardı ki İzmir’de, başka illeri düşünemeyecek kadar toyduk!

******

“Bundan beteri olmaz!” durumuna gelene dek aslında çok evrelerden geçtik!

******

Fazla geriye bakmanın anlamı yok; “Bundan beteri olmaz” dediğimiz anlayış yeterince geriye gidiyor; örneklerinden belli, o zaman o vakitlerde yapılan beyin yıkama metodunu yine cumhurbaşkanlığı için yaparlarken “Bir dur!” deme vaktidir!

Yalanlar ortaya çıkıyor, talanlar ortaya çıkıyor, ölüler çoğalıyor ve hiç biri üstüne almıyor! Almaz! En fazla birini gözden çıkartırlar, aslanların önüne atar gibi atarlar; laf üretirler de kim inanır?

Kimsenin inanması gibi bir dertleri de yok; almışlar başlarını gidiyorlar!

******

Cumhurbaşkanlığı için en azından iki yıldır çalışma yapıyorlar; tek isim ortaya konuyor!

Bizler en doğru, en yeterli kişileri bulma çabasındayken ki en doğru olanı budur; iki yıldır beyinlere kazınan bir isim var!

Doğruluk, adalet, yeterlilik gibi kavramların “Bundan daha kötü ne olur?” standardına vardığı bir ülkede sırf vatanı, vatandaşı korumak üzere tek bir isim seçmek gerektiğini düşünüyorum.

Bunun da acilen yapılıp, Türkiye Cumhuriyeti’nin varlığına destek olarak algılanıp, onlarca yeterli seçmenin “Yok sayılması” anlamına gelmeyip, en kısa zaman içinde tek bir kişi belirlemenin ortak hedefimize ulaşmak babında önemli olduğu kadar zaruri olduğunun da ilgili kişiler tarafından doğru bir şekilde anlaşılacağından şüphem dahi yok…

******

Her bir düşündüğümüz aday çok değerli, ancak ille de tek bir isim üzerinde birleşmezsek seçim sonuçları gibi bir tablo ortaya çıkar ki: üzülürüz…

 

http//twitter.com/Gulgunkaraoglu

gulgun_2006@hotmail.com

 
Toplam blog
: 1269
: 1343
Kayıt tarihi
: 18.09.07
 
 

İzmir, 1963 doğumluyum. Dokuz Eylül Üniversitesi İngilizce bölümü mezunuyum ve özel bir şirkette ..