Yoksulluk ve soğuyan havalar

Havalar soğudu, çocuklarımız üşüyecek; en çok da yoksul çocuklar üşüyecekler. Şimdi Ramazan ayındayız. Vermeyi, yedirmeyi, içirmeyi hatırladık. İyi de oldu.

Paketler hazır, alan hayır sahipleri fakir-fukaralara ulaştırıyorlar. İyi de ediyorlar.

Genel bir seferberlik içinde olsak ne iyi olur. Fukaralık milletimizin kaderi olmasın. Hayır işlemeyi de yılboyunca yapsak ne iyi olur. Çocuklarımıza üst-baş almanın yanında onlara kitap da alsak, çocuklarımızı sinemaya, tiyatroya da götürsek... sevabı genişletsek, çocuklarımıza bilgisayar da alsak. Sonuçta kazanan Türkiye olacak. Sevap niyetine tiyatroya götürülen çocuk, kitap alınıp okutulan çocuk kime yarar sağlar? Hepimize... Bir de çocuklarımızı çok sevsek, o sevgiyi de sevabına yapsak ne iyi olur!..

Annesi olmayan çocuğun annesi olsak, babası olmayan çocuğun babası olsak... O çocukları evimizde konuk etsek.. Sevsek bu çocukları hem de çok sevsek... Kendi çocuğumuzu sevip de okutsak da, onları mal-mülk, makam sahibi yapsak da faydasız... Sevgiden mahrum ve yoksullukla, kavgayla içiçe yaşayıp büyüyen çocuk, günün birinde kimle kavga edecek biliyor musunuz? Bizim el bebek, gül bebek büyüttüğümüz çocuklarımızla...

Nedeni ne olursa olsun sorgulamadan, yargılamadan ve geç kalmadan yoksul, kimsesiz çocuklara sahip çıkmalıyız. Onlara üstbaş almanın yanında, onlara kitap alalım; onları müzelere, tiyatrolara götürelim. Anneliğin ve babalığın tadını bizim olmayan çocuklara göstererek çıkaralım.