Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Ağustos '09

 
Kategori
Futbol
 

Yola devam

Yola devam
 

Fenerbahçe bu akşam UEFA Avrupa Ligi play-off turu rövanşında FC Sion ile karşılaştı. Öncelikle şunu net bir şekilde ortaya koymak gerekiyor. Fenerbahçe taraftarı maça büyük beklentiler ile gelmişti. Ligde ve Avrupa' da son maçlarını iyi futbol oynayarak kazanmış, taraftarlarına keyif ve güven veren bir futbol sergileyen Fenerbahçe' den Kadıköy'de bir futbol şovu bekleniyordu. Esasen erken gelen gol de bu beklentiyi güçlendirmiş oldu. Ancak konuk ekibin maçtaki hırsı ve iyi futbol oynama arzusu Saraçoğlu' na gelen hemen herkesi şaşırttı. Belli ki turu geçtiğine inanan bir Fenerbahçe ve bunun aksini düşünen bir Sion vardı sahada. Önce beraberliği yakaldılar, sonra öne geçtiler. Soğuk duş gibi gelen ikinci Sion golünden tam 9 dakika sonra kazanılan penaltı Fenerbahçe' yi belki de olası bir futbol kazasından kurtarıyordu. İkinci yarı karşılıklı ataklar ve pozisyonlar olsa da, başka gol olmayınca maç berabere tamamladı ve futbol adına beklentiler karşılanmamış olsa da tur geldi.

Maçın istatistiklerine baktığımızda Fenerbahçenin %58 topla oynama oranı ile topa hakim olan taraf olduğunu görüyoruz. Fenerbahçeli oyuncular 550 pas yaparken, rakibi 403 pasta kalmış. Bu pas rakamları, topla oynama oranları arasındaki farkı da açıklıyor. Fenerbahçe rakip kaleye 14 şut atarken, rakibi 15 şut ile cevap vermiş. Fenerbahçenin 7, Sion 'un ise 4 gol pozisyonuna girdiğini görüyoruz. Fenerbahçe rakibinden 19 top çalarken, Sion Fenerbahçe' li oyunculardan 14 kez top kapmış. Sion' un Fenerbahçe' den daha iyi olduğu tek istatatistik, ceza alanına yapılan ortalar. Sion ceza alanına 18 orta yaparken, Fenerbahçe' nin 9 da kaldığı görülüyor. Ancak maçı seyreden herkes Fenerbahçe' nin sahada rakibinden istatitisklerin gösterdiği kadar üstün olmadığını gördü. Futbol böyle bir oyun işte. Peki, Fenerbahçe lehine gerçekleşen bu istatistiki fark nereden kaynaklandı? Elbette Fenerbahçe' li oyuncuların Sion' lulardan daha iyi futbolcular olmasından. Birde maçın Kadıköy' de olması Fenerbahçe açısından önemli bir psikolojik avantaj sağlıyordu.

Her iki takım da ilk maçtaki kadrolarından farklı oyuncular ile sahaya çıktı. Aslında Daum, oldukça yorgun ve yıpranmış bazı oyuncularını yedek soyundurmakta haklıydı. Üstelik maç, yedek oyuncuların kaldıramayacağı zorlukta da değildi. Ayrıca son haftalarda artan sakatlıklardan da çekiniyordu Alman Hoca. Yoğun maç trafiğinde zorlanabileceğini tahmin ettiği isimleri dinlendirmeyi seçti. Santos' u Semih' in yerine, Semih' i de Guiza' nın pozisyonuna kaydıran Daum, Santos' un yerine Uğur Boral, Carlos' un yerine de Vederson ile başladı. Emre' nin görevini ise Selçuk üstlenmişti. Rakip de ilk maçtaki kadrosundan farklı 5 yeni oyuncu ile sahadaydı. Santos' un maçın oyuncusu olduğu düşünüldüğünde, yerini yadırgamadığı ortada. Görevini en iyi şekilde yerine getirdi. Esasen FB' de sorun orta istatistiğinden de anlaşılabileceği gibi kanatlardaydı. Her iki kanat da hem ofansif, hem de defansif olarak iyi çalışmadı. Rakibin içeri çok sayıda orta yapmasına imkan verildi ve bu yan toplar defans açısından büyük problemler yarattı. Ayrıca alışılmış Emre- Cristian kurgusunun bozulması, toplam pas sayısında olmasa da pasların isabetlilik oranında ve pas trafiğinde düşüş yarattı. Belli ki Selçuk tüm iyi niyetine rağmen Emre' nin boşluğunu dolduramıyor. Emre' nin oyuna girmesi ile Fenerbahçe resmen hareket kazandı. Emre' nin bu takım için önemi gerçekten çok büyük. Sion' a gelince ilk maçta forma giymeyen oyuncular önemli bir futbol vitrininde olduklarının bilinci ile iyi mücadele ettiler. Kendilerini göstermeye çalıştılar. Ancak kapasiteleri maçı koparmaya yetecek düzeyde değildi. Maçta dönem dönem endişeye kapılsak da, rakipte bu endişeleri 90 dakikaya yayacak bir futbolcu kapasitesi yoktu.

Görülüyor ki Fenerbahçe defansının göbeğindeki sorunlara, yan top sorunu da eklendi. Fenerbahçe' nin yediği her iki golde de defansın orta göbeğinden kaynaklanan yerleşim ve kademe hataları vardı. Şunu net bir şekilde gördük ki, Fenerbahçe, hangi rakiple oynarsa oynasın rakibe rahat orta yapma imkanı verirse büyük sorunlar yaşayacak. Elbette, bazıları çıkıp Fenerbahçe' li oyuncular maçı ciddiye almadı diyebilir. Bence Fenerbahçe' li oyuncuların maçı ciddiye almama hakkı yoktu. Rakip, 2-1 ' den sonra kazayla bir gol daha bulsa, tur dahi tehlikeye girecekti. Daum' un basın toplantısının gecikmesi de sanıyoruz bu sebepleydi. Daum soyunma odasında futbolcularına maçla ilgili memnuniyetsizliğini dile getirmiş olmalı.

Fenerbahçe' yi takım olarak eleştirmek için erken olduğunu sürekli dile getiriyorum. Fenerbahçe' nin zamana ihtiyacı var. Önemli olan kayıpları en aza indirmek. Fenerbahçe bugün kadar bunu başardı ve bu noktaya kayıpsız geldi. Zaman Fenerbahçe' nin lehine işliyor. Bugün sahada taraftarlarını futbol olarak hayal kırıkılığına uğratan bir Fenerbahçe izledik. Buna ister Daum' un açıklaması gibi yorgunluk sebep oldu deyin, ister maçın ciddiye alınmaması, Fenerbahçe iyi futbol sergilemedi. Son 15- 20 dakikada kazanılan bazı net pozisyonlar gole çevrilmiş olup, maçı 4-2 kazanılsaydı bile bu görüşümüz değişmeyecekti. Görünen o ki Alex, Mehmet Topuz ve Deniz' in en kısa sürede sakatlıktan kurtulmaları, Özer' in hazır hale gelmesi gerekiyor. Kadro içinde rekabet düzeyi ve seçenekler artmadıkça, yorgunluk, sakatlık ve motivasyon düşüşleri gibi sorunlar yaşanabilir. Kadrodaki Brezilyalılar ile Kazım ve Guiza gibi bazı oyuncular, yapıları gereği bu tür motivasyon sorunlarını yaşama potansiyeli taşıyorlar. Daum' da zaten basın toplantısında bu sorunlara değindi ve özellikle de sakatlıkların nedenini araştırdıklarını belirtti. Milli maçlar nedeniyle verilecek aralar Fenerbahçe' ye ilaç gibi gelecektir.

Fenerbahçe bu maçta tat vermedi, ancak Avrupa Ligi' nde yoluna devam ediyor. Fenerbahçe' yi tebrik ediyoruz. Manisaspor maç yorumları ile tekrar birlikte olacağız. Herkese iyi hafta sonları dilerim.

Bu blog Canlı Maç Anlatımı sayfamızda da yayınlanmaktadır

 
Toplam blog
: 575
: 567
Kayıt tarihi
: 10.05.07
 
 

İlgi alanları ekonomi, para politikası, siyaset, edebiyat, futbol, Türk ve Ortadoğu Tarihi, AB ve..