Yolun açık olsun Fenerbahçe...

Şampiyonlar Ligi'nde Fenerbahçe en çok puan toplayarak gruptan çıkan ilk takım olmayı başardı. Takımımla gurur duyuyorum. Bağnaz olmayan herkes de hangi takımı tutarsa tutsun bu sonuçla mutlu olmalı diye düşünüyorum.

Dün akşam Beşiktaş'ın galip gelmesini çok istemiştim, ama olmadı. Halbuki siyah beyazlılar bir eleme turu gibi rakiplerini yendikleri takdirde lider olarak gruptan çıkacaklardı. Kolay değildi biliyorum ama, Avrupa'da boy ölçüşmek için böyle kritk maçlarda galip gelmesini bilmek lazım.

Aslında Fenerbahçe de 90 dakika boyunca aynı stresi yaşadı. Ya yenilirsem, ya elenirsem korkusu bu... Oysa yenilme korkusu yerine gaşibiyete odaklanmış kazanma duygusunun, kendine olan güvenin ön plana çıkması lazım. Edu'nun rahatça Volkan'a bırakabileceği bir pozisyonda ters bir hareketle topu kaleye yuvarlaması bu korkunun bir sonucuydu.

Yenen gol korkuları iyice artırdı. Ama Alex'in hemen iki dakika içinde gelen muhteşem golü skoru tekrar eşitleyince mücadele yeniden başladıç Devre biterken gelen galibiyet golü rahatlığı hem getirdi, hem götürdü.

İkinci 45 dakika yine aynı stres içinde geçti. Rakibin çok güçlü olmaması belki kalemizde yeni bir gol görmemiziengelledi. Gerçi direkten dönen şutumuz büyük bir şanssızlıktı.

Arkadan İnter'in galibiyeti yürekleri biraz ferahlattı ama, Fenerbehçe sahadan galip ayrılmalıydı. İlk devrenin bitişini ilan eden Uğur Boral ikinci devrenin sonunda da klasını konuşturunca istenen sonuç geldi.

Atılan dört golün sahibi de Fenerbahçe'ydi.

Artık Sarı Laciverti takımın tarihinde yeni bir sayfa açılıyor. Başarılar Fenerbahçe, yolun açık olsun...