- Kategori
- Deneme
Yönetilebilir Bir Toplum Olmak
DEMOKRASİDEN bahsederken hep olması gerekenden dem vururuz ya…
İşte doğru düzgün işleyen bir “piyasa ekonomisinin” varlığı…
Hukuk sisteminin, kanun devletinden yana değil de adalet dağıtan bir toplumdan yana olmasını işaret ederiz.
Temel insan hak ve hürriyetlerinin olmazsa olmaz olduğu…
Modern veya çağdaş devletleri, pekâlâ uyguladıkları sistemler, “diğerlerinden” ayırmaktadır.
Demokrasinin standardı… Vatandaşların eşit haklara sahip olması… Gelir ve servetin “adilanece” dağıtımı…
Tüm bu saydıklarımız, “çağının çağdaşı” olmaya başkoyan toplumları, yarışmacı ortamda ileriye taşıyacak faktörlerdir.
Ama, sadece bunlar yeter mi?
Hayır… Her şeyden önce, açık toplumları- esasında demokratik toplumları diğerlerinden ayıran yön, sadece yerindelik değerleri değil; yasa ve anayasaca korunan kurumlarının özerklikleridir.
Özellikle…
Merkez Bankaları… Bizde olan YÖK… Yine RTÜK…
Üstelik sivil toplum kurumları/kuruluşları…
Bunlar, toplumların ilerleme ve dönüşümlerinde manivela işlevi görür. Eğer ki, bu açık toplum olmanın değer ve kurumları, olması gereken zaviyede korunur ve işletilirse…
Hem o ülkenin iç düzeni bir aksaklık yaşamaz.
Hem de uluslararası ilişkilerde, duygusallığın rasyonaliteyi altedip ilişkilerin sarpa sarmasına mâni olur.
İşte böyle dönemlerde; kriz veya salgın dönemlerinde, devletler bozulan düzenleri ya da toplum içindeki kargaşaları ancak oturmuş bir sistemle, yani açık toplum olmanın yerindelikleri ile bir hâl yoluna sokabilirler.