Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Kasım '17

 
Kategori
Müzik
 

Yörem (Giriş)

Yörem  (Giriş)
 

BAŞLARKEN

Yerel sanatımız türkülerimiz

 

Tüm yurdumuzda olduğu gibi Kütahya Bölgemizin kültürel yapısının en önemli unsurlarından ve kültürel miraslarımızdan biri olan sözlü ezgileri üzerine Kütahya ili, ilçesi ve çeşitli köylerinde derleme çalışmaları yapılmıştır. Türkü derleme çalışmaları, türkülerimizi gelecek nesillere aktarmak için çok önemli ve değerli çalışmalardır. Bilindiği gibi çok değerli kaynağımız ve Hisarlı Ahmet sayesinde Kütahya'mızın en güzel türküleri gelecek kuşaklara en sağlıklı biçimde aktarılmış oldu. Daha öncesinde de 1800 – 1900’lü yıllarda başlıca kaynak kişi ve mahalli sanatçılarımız şunlardır:

 KÜTAHYA’LI MAHALLİ SANATÇILAR

Kütahya Türkülerimizin kaynak kişileri

Kamili Aşık Hasan Dede, Arifi, Pesendi, Hacı Ali Dede, Âşık Ömer, Kelerzade Ethem Bey, Nuri Çavuş, Dülgerin Hüseyin Ağa, Arabacı İbrahim Ağa, Kambur Celal, Terzi Sadık Türk, Âşık Ömer Kocaoğlu, Berber Kazım Baltaoğlu, Moymullu Ferit Dede, Hisarlı Ahmet İnegöllüoğlu

Kaynak kişilerimiz ve derleme çalışması yapan halk müziği icracılarımız araştırmacılarımız Kütahya yöremizin ezgilerine değerli katkılar sunmuş, halk kültürümüzün ve müziğimizin eğitim öğretim ve icra kurumlarında uygulama yapılmasına vesile olmuşlardır. Eserlerimiz çok değerli ustalarımız olan, Muzaffer Sarısözen, Yücel Paşmakçı, Nida Tüfekçi, Kemal Koldaş, Özay Gönlüm, Mustafa Hisarlı, Şeref  Canku tarafından derlenip notaya alınmış, TRT repertuvarlarına sunularak halk kültürümüzün devamlılığı adına ölümsüz kılınmıştır.

 Derleme çalışmalarımız Yücel Paşmakçı’dan edinilen bilgiler ve derleme metotları ışığında Bursa, İnegöl ve Kütahya,Tavşanlı civarlarında aşağıda belirtilen tarihlerde türkülerin ait olduğu köylere ses ve görüntü cihazları ile gidilerek derleme çalışmaları ve araştırmaları tarafımdan gerçekleştirilmiştir.

 

Köylerde her ne kadar doğal yaşam devam etse de eski geleneklerimiz yavaş yavaş yok oluyor, düğünlerimiz artık otantik biçimiyle icra edilmiyor. Sohbet ettiğim bir çok insan bundan şikâyet etse de bir şey değişmiyor; ama hala kına havaları, orak biçme havaları kadın ve erkek oyun havalarına, yaşanmış olayların türkülerine, köylerimizde ki yaşlılardan ulaşabildiğimize çok seviniyorum. Bu çalışmamız da ulaşabildiğim türkülerin bir kısmını sizlerle paylaşmak istedim..

Tavşanlının köylerinden bir olan Çaltılı köyünde gerçekleştirilmiş bir TV programında, bakla tarlasında türküler söyleyerek çapa yapan kadınlar arasında bir yaşlı teyzenin sözlerinden çok etkilenmiştim görüntülerini izlediğimde.

''İş nasıl görülür biliyonmu oğlum” diyordu televizyon programcısına, “odunu bilek keser, orak biçeriz, yürekten gelir içerden, öyle ayılmayla bayılmayla karın doymaz evlat. Ben öyle yaratılmışım. Neyle besliyorlar şimdikileri? Irahat lokumuyla, kurabiyeylen, tavuk etiynen, peynir zeytinilen, herşeyilen. Biz eskiden bir tarhana çorbasıylan bir pancar pekmeziylen büyüdük eriştik. Benim yaş yetmiş ikiden yetmiş üçe devrildi, bende durmak dinlenmek yoktur, aha bunlarda şahidim olsun yalan söylüyor desinler''  diyerek gösteriyordu parmağıyla tarladaki diğer kadınları ve sözlerine devam ediyordu. Yine eliyle baklaları gösterip; ''Bak evlat burdan bunu kaldıracak, yiyecek, çoluğunu çocuğunu besleyecek, bir dilenci hayırcı geldiği zaman doldurup ona da verecek, kuşlara atacak, herkesi doyurmaya gayret edecek karıncadan file kadar.”

Bu gönlü büyük teyze çalışıp üretmekten ve paylaşmaktan söz ediyordu en içten söylemleriyle de bunu dile getiriyordu.

Sevgi ve saygılarımla.

Emel ÖRGÜN

 
Toplam blog
: 13
: 969
Kayıt tarihi
: 27.10.17
 
 

"Ben gidersem türkülerim sen kal dünyada" ..