Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Ocak '07

 
Kategori
Siyaset
 

Yunanistan Kıbrıs' ı işgalmi edecek?

Yunanistan Kıbrıs' ı işgalmi edecek?
 

Bizler Iraktaki gelişmelere odaklanmışken, Batı sınırımızda büyük bir yığınak yapılmakta. Üstelik bu yığınak tüm barış söylemlerine ve dostluk rüzgarlarına karşın dolu dizgin sürmekte. Peki nedir amaç? Paranoyaya dönen Türkiye korkusu mu? Net olarak söylüyorum. Hayır değil ?

Yunanistan gelecek on yıl içerisinde 22, 5 milyar Avroluk silah alımı yapacak. Ama önümüzdeki on yıl içerisinde planlanan alımları değerlendirmeden önce son on yıl zarfında yapılan alımları gözden geçirmek daha doğru olur. Çünkü geçen on yıl zarfındaki alımlar ile Yunan ordusu büyük oranda savunma kabiliyetini arttırdı. Hava savunma füze sistemleriyle adeta bir füze şemsiyesi kurdu. Bunun için 25 adet TOR M1 20 km çaplı orta menzil hava savunma sistemi, 40 adet I-Hawk hava savunma sistemi, 2 adet S-300 uzun menzilli hava savunma sistemi ve 6 adet Patriot PAC-3 hava savunma sistemleri ile düşman hava hareketlerini çok uzaklardan tespit edebilen 6 adet EMB-145 Erieye HEİK uçağını envanterine kattı. Bu savunma sistemleri arasında yer alan Patriot savunma sistemi hatırlanacağı üzere Türkiye'nin çok istemesine rağmen müttefiklerimiz tarafından bize satılmamıştı. Körfez savaşı sırasında getirilmiş daha sonra sökülerek geri götürülmüştü.

Böyle bir hava savunma sistemini kurma çabasının doğal olduğu her ülkenin kendini savunmak için bunu yapabileceği düşünülebilir. Hatta savunmayı desteklemek için tamamlayıcı olarak alınan 100 adet F-16 savaş uçağı (teknik olarak bizdeki F-16'lardan üstün), 18 adet Mirage 2000-5 savaş uçağının alımıda makul karşılanabilir. Bu uçaklardan 20 adetinin Kıbrısa hareket icra edebilecek kabiliyette olduğu da görmemezlikten gelinebilir.

Fakat geçen on yılda Türk tarafında olan hava gücü dengesini ortaya getiren ve yeni uçak alım kararıyla bu dengeyi lehine çevirmek üzere olan Yunan tarafının tek hamlesi bu değil. Yunan tarafı F-22 Raptor uçaklarıyla ilgileniyor. Eğer bu uçakları temin edebilirse şu an dünyanın en etkili uçağı olarak kabul edilen bu uçaklarla bölgenin hava hakimiyeti Yunanistan'a geçecek. Üstelik açık denizlerde seyredebilen hava savunma kabiliyetli 6 adet fırkateyn için 2.2 milyar avro ayıran Yunanistan, bu gemilerini korumak için hava bağımsız denizaltılarını önceden aldı. Açık denizlerde kullanılan bu deniz silahlarının ege adalarını korumak için alınmadığı aşikar.

Ayrıca, kara gücünü geliştiren Yunanistan, mevcut beşyüzü aşkın leopard tankına ilave olarak, 182 adet Leopord 2A4 ana muharebe tankı tedarik etmiş ve 1.7 milyar dolarlık 291 adet Leopard 2A6 ana muharebe tankı için alım kararı almıştır. 24 adet PzH2000 Kundağı motorlu obüs, 20 adet Apache AH-64 tank avcısı taarruz helikopteri, 15 adet CH47 ağır yük helikopteri, 28 adet NH90 Genel maksat helikopteri ve 12 adet hafif nakliye uçağını da envanterine katmıştır. Deniz kuvvetleri ise 10 adet S sınıfı fırkateyn, 4 adet MEKO fırkateyn, 4 adet korvet, 5 Super vita hücum bot, 4 adet hava yastıklı çıkarma gemisini envanterine katmıştır. 4 adet denizaltının teslimatı ise sürmektedir.

Bu hatırı sayılır kuvvet son on yılda mevcut Yunan ordusuna katılmıştır. Üstelik bu kuvvete son teknoloji ürünü T-80 ve AMX-30 tankları, S-300 hava savunma füzeleri, BMP3 zırhlı araçlarına sahip adadaki Türk kuvvetiyle denk hale gelmiş Rum Milli muhafız ordusunu da dahil etmek gerekir.

Buna karşılık Türkiye uzun menzilli ve orta menzilli hava savunma sistemlerine sahip değildir. Hava savunmasını büyük oranda uçaklarla yapmaktadır. Stratejik noktaları uçaklarla savunmak zorundadır. Bu da muharip kuvvet oranını düşürür. Oysa yukarıda da bahsedildiği üzere Yunanistan hava savunmasını kara konuşlu füzelerle örmüş ve uçaklarına büyük bir serbestlik sağlamıştır.

Yunan askeri kuvveti hava savunması ile gardını almış yeni silahlarıyla saldırı pozisyonuna geçmek üzeredir. Yunanistan bu üstünlüğü kurtuluş savaşından bu yana yakalayamamıştır. İlk defa Kıbrıs'ta harekat icra edebilecek duruma gelmiştir. Geçmiş yıllarda kara gücü ve hava savunması zayıf olan Yunanistan Türkiye'ye karşı sesini yükseltemiyordu. 1974 Barış harekatına bu sebeple karşılık veremedi.

Yunanistan bugüne kadar askeri gücündeki zayıflık nedeniyle, diplomasi silahıyla Türkiye'yi köşeye sıkıştırmaya çalıştı. Hatta PKK'ya destek vererek Türkiye'yi farklı bir cephede oyalamak için strateji geliştirdi.

Türkiye'nin 2001 yılında ekonomik krize girdi ve Yunan ekonomisi AB fonlarının katkısıyla aynı dönemde altın çağını yaşadı. Yunan askeri gücü bu ekonomik gelişmeyle büyük bir fırsat yakaladı. Bu dönemde Türk tarafında bir çok askeri proje ertelenirken, Yunan tarafında adeta küçük bir ordu kuruldu. Tüm AB ülkeleri askeri harcamalarda kısıntıya giderken, Yunanistan tüm eleştirilere rağmen askeri harcamalarında kısıntı yapmadı. Bunun sonucu, daha önceleri Türk tarafının saldırısını bertaraf edip edemeyeceği konusunda şüpheleri olan Yunanistan, artık herhangibir saldırıyı bertaraf edip, karşılık verebilecek duruma gelmiştir.

Bu bilgilerden sonra akla gelen soru şu; Yunanistan Türkiye ile olabilecek bir savaşta kazançlı çıkabilirmi? Uzun vadede Hayır. Çünkü her iki tarafında asıl hedefi olan Kıbrıs'a uzun süreli bir lojistik desteği sağlanması Yunan tarafı için zordur. İlk anda Kıbrıs'taki teknolojik ve sayısal üstünlüğü ele geçiren Rum Milli muhafız ordusu, Yunan hava savunma desteği ile kısmı zafer kazanabilir. Ama bu üstünlük uzun vadede sürdürülemez. Türk tarafı tüm ağırlığı ile Kıbrıs'a yüklendiğinde lojistik desteğe sahip olmayan Rum Milli muhafız ordusu pes etmek zorunda kalacaktır. Böyle bir savaş her iki tarafada büyük zarar verir.

Yunanistan böyle bir riski alabilir mi? Normal şartlarda alamaz. Fakat önümüzdeki dönemde Türkiye'nin önünde duran Kuzey Irak problemi, Yunanistan için fırsat olabilir. Türkiye Kuzey Irak sınırına 250.000 asker yığdı ve 2007 de muhtemelen bir müdahale olacak.

Türk ordusunun yarısı Kuzey Irak'ta beklenmeyen bir durum ile karşılasırsa, Yunanistan için yeni bir Kardak krizi çıkarmak hiçte zor olmaz. Olası bir Türk-Yunan savaşı, Türkiye'nin sonsuza dek AB'ye girmesine engel olur. Kuzey Irak'la meşgul durumdaki Türkiye'nin tüm gücünü Kıbrıs ve Yunan tarafına vermesine engel olur. Bu durumda Kıbrıs'ta, Yunan tarafı kısmı bir başarı sağlayabilir.

Muhtemel senaryo şöyle gelişebilir; Sabah saatlerinde Kardak'a giden Yunan balıkçılar Türk botları tarafından uyarılır. Öğlene doğru Yunan botlarıda gelir. Yunan botları Türk botlarını bordolar. Bunun üzerine Türk savaş gemileri devreye girer. Mükabil olarakta Yunan gemileri. Olay, canlı yayınlar ile tüm dünyaya duyrulur. Herkes de her zaman ki kriz rehaveti oluşur. Tarafların biraz adanın etrafında dolanıp gideceği düşünülür. Ama gece vakti nereden atıldığı belli olmayan bir kurşunla çatışma çıkar ve bir anda önceden planlanmış Yunan saldırısı baskın tarzında başlar. Girit üzerinden alçaktan uçarak Kıbrısa ulaşan F-16 Block 52 uçakları, Kıbrıs'ta konuşlu S-300 ve gizlice Yunanistan tarafından gönderilem TOR M1 hava savunma şemsiyesi altında Türk hedeflerini vurur ve Rum Milli muhafızlarına geçiş koridorlarını açar. Bundan sonra Yunan tarafına düşen rakibine mümkün olabildiğince çok hasar vermek ve Türk tarafını Ege'de ve Trakya'da oyalamaktır. Ta ki Rum Milli Muhafız ordusu belirlenen hedefleri ele geçirip, Birleşmiş Milletlerin ateşkes çağrısına kadar. Bundan sonrası, Yunanistan, AB ve Türkiye'nin çıkarları düşünülerek değerlendirilebilir.

Bu nedenle Yunanlıların bu dostane tavırlarına güvenilmemesini ve reel politikada neler yaptıklarına bakılmasını tavsiye ediyorum. Görülecektir ki Yunan tarafı reel politikada 30 yıldır barış adına tek bir adım atmamıştır. Üstelik yukarıda bahsedilen savaş hazırlıklarını yapmıştır.

Türk ordusu bunun altından kalkamazmı? Elbette kalkar. Fakat askeri doktrinlerde tüm olasılıkları değerlendirmek ve muhtemel kayıpları önceden görerek bunlara yönelik tedbir almak esastır. En kötü durum düşünülerek tedbir almanın, kötü durumlarla karşılaşma riskini minimuma indireceği unutulmamalıdır.

 
Toplam blog
: 23
: 2625
Kayıt tarihi
: 28.11.06
 
 

İnsanca yaşamaya çalışan, zaman zaman düşen, zaman zaman kalkan, zaman zaman kaygılara kapılan, zama..