Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Temmuz '08

 
Kategori
Dünya
 

Yunanistan Paradigması

Yunanistan Paradigması
 

Onlar düşmanlığı ne bilsinler ?


Yunanistan ile Türkiye arasındaki tarihsel çekişmeyi artık tüm dünya biliyor. Bu tarihsel çekişmenin başlangıç noktası aslında İstanbul'un fethine ve Bizantinas'un bir anlamda Bizans İmparatorluğu'nun yıkılmasına kadar dayansa da, hepimizin belleğinde kalan milat Anadolu’daki Kurtuluş mücadelesi ile başlamış olması, Kıbrıs Barış hareketi ile devam etmiş bir süreç olmasıdır. Her ne kadar bu çekişmeler askeri alanlarda silahların gölgesinde olmuş da, zaman zaman sosyal, sanat, turizm, ekonomik ve siyasal alanlarda da Yunanistan’ın Türkiye’ye ye karşı üstünlük sağlamaya çalışması gözlenebilmiştir. Gözlenmektedir de !.. Hele ki Ege denizinin paylaşılamaması !..

Bakınız, hepimiz gazete okuyor, bir şekilde haberleri izliyor yada takip ediyoruz. Siz bu güne kadar Yunanistan’ın Türkiye’ye karşı çok dostane tavırlarına ne kadar şahit oldunuz? Bugün sokakta bir PIAR yapılsa ve dense ki “Yunanistan ve Türkiye denince ne geliyor aklınıza ?”

Hemen şunlar söylenecektir:

1) Kurtuluş Savaşı ve İzmir’den denize dökülmeleri,
2) Uçakların havada dog-fire(it dalaşı) yapmaları,
3) Enosis ve Kıbrıs
4) Yunanistan’da ki Albaylar Cuntası ve Türkiye’de ki askeri ihtilaller
5) Bizim olan Adalar’ı masa başında ele geçirmeleri
6) Hacivat-Karagöz, Baklava, Türk Kahvesi gibi değerlerimize sahip çıkıp kendi adına tescil ettirmesi veya teşebbüs etmesi
7) Küçük nüfuslarına rağmen sürekli hamaset edebiyatı yapmaları,
8) Sürekli Türkiye’den korktukları için, Türkiye’nin her an kendilerine saldıracaklarına inandırıldıkları için devamlı silahlanmaları
9) Vs.

Bu örnekler o kadar çok çoğaltılabilinir ki, burada sayfalar dolusu bir yazı çıkar. Çoğuna katılmayabilirsiz de, ama Ege’nin her iki kıyısında bulunan bu iki devlet, iki millet’in o kadar çok ortak özelliklerine rağmen, maalesef ki bunlar gerçektir. Gerçek olmaya da devam edecektir. Çünkü bugün Yunanistan’da okullarda temel eğitim ile birlikte Türkiye düşmanlığı, Türkiye karşıtlığı da genç beyinlere işlenmektedir. Ve bu gizli düşmanlık hem siyasette, hem askeri alanda sıcak yerini muhafaza etmektedir.

Yunanistan’ın bir kuyruk acısı olduğu malum. Bu Anadolu’daki Kurtuluş Savaşına kadar dayanmakta. Belki de, kendi topraklarında (unutmasınlar ki, o zamanlar o topraklar bizimdi) doğup, büyüyen birinin başka topraklarda ulusal bir mücadele başlatıp, kendileri ile birlikte dünyanın o zamanki süper güç devletlerini dize getirmesini hala sindiremediler. İzmir’den denize dökülmelerini içlerine sindiremediler. Üstüne bir de Kıbrıs konusu girince, Türklere düşman olunmasında ne olunsun ki ? Gökyüzünde her gün Yunan Jetleri, Tahrik ediyor. Açık denizlerde, Yunan askeri botlarını tahrik ediyor, falan filan. Üstüne üstlük bunlar uluslar arası sahalarda meydana geliyor. İşte bu süreç içinde bir de Yunanistan hızla silahlanıyor. Önce kendi sınırlarında silahlandı, sonra adaları kendi alanında en iyi kabul edilen Rus yapımı S300’lerle ve Amerikan Patriot’larla silahlandırdı. Kıbrıs’ta aynı analizden nasibini aldı.

Peki ne için ? Hemen söyleyeyim. Yunanistan’ın Türkiye korkusu hiç bitmedi de ondan. Bu o kadar büyük ve sıcak bir korku ki, askeri ve siyasi otorite Yunanistan’ı sürekli olarak silahlandırıyor. Silahlanmak içinde sürekli yeni senaryolar üretiliyor. İşte en son senaryo da ‘<ı>Türkiye’nin Çin ile birlikte Yıldırım F-600T füzelerini geliştirdiği, bu füzelerle 150 km’lik bir menzile ulaşabileceği ama asıl önemli olanın daha uzun menzilli Yıldırım B-611 (250-300 km’yi vurabilecek) tipi balistik füzeler geliştirdiği ve tüm Yunan adalarını, hatta Atina’yı vurabileceklerini’ iddia ediyorlar. Bu senaryo, Yunan genelkurmayını telaşlandırdığı gibi acil önlem almalarını gerektirmiş ve alarm durumuna geçmişler. Sonuç olarak da yeni silahlar, füzeler almayı kararlaştırmışlar. Amerikan Patriotlar’ı modernize ettirip, sayısını artırmayı ve Rusya’dan S-400 gibi yeni füzeler almayı düşünmeye başlamışlar.

Kararın gerekçesi belli ““Türklerin sahip olacağı füze gücüne Yunan tarafı hemen yanıt vermelidir” dendiğine göre, hedef de bellidir. Türkiye’ye kendilerini savunmak ama illaki Türkiye’yi imha etmek.

Türkiye silahlanıyor olabilir, o tip yada bu tip füzeler geliştiriyor da olabilir. Ama bu Yunanistan için midir? Bunu sorgulamak lazım. Yunanistan bugün 9-10 milyon nüfuslu bir ülke. Türkiye 70-75 milyon’luk bir nüfus sahip. Yunanistan’ın bugün tek düşmanı Türkiye. Oysa ki Türkiye’nin coğrafi, sosyo-politik, ekonomik ve siyasi duruşunu masaya yatırdığınızda tehdit olabilecek o kadar çok unsur var ki? Bunları alt alta sıraladığınız zaman Yunanistan belki en son maddeyi oluşturur. Türkiye sağından solundan, kuzeyinden, doğusundan sürekli tehdit almaya müsait bir ülkedir. Kurtuluş savaşında hangi ülkelerin Anadolu’da savaştığını iyi hatırlayalım. Çanakkale’ye bile dünyanın öbür ucundan ta Avustralya’dan Anzaklar (her ne kadar İngiliz sömürgesi olsalar bile) gelip savaşmadılar mı? Yanlış hatırlamıyorsam Türkler Osmanlı zamanındaki savaşlar haricinde <ı>(<ı>93 Harbi olarak bilinen 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı gibi) göğüs göğse bir çarpışmamız yok. Ama geçen gün gazetede okuduğum bir habere göre Ruslar yakın zamanda Türkiye’ye saldırmayı, füzelerle boğazı bombalamayı ve İstanbul’u imha edip boğazlardan rahatlıkla Akdeniz’e ulaşmayı ciddi ciddi planlamışlar ve uygulamaya ramak kalmış. Bu gerçekleşmedi ama gerçekleşmeyeceği anlamına gelmez. Onlarca yıldır, bir çok devletin gözünün Boğazlarda olduğunu bilmeyen var mı ? Güneyimizde, doğumuzda hala silahla susmamışken, yeni yeni savaş tamtamları çalınıyorken Türkiye’nin silahlanmasını yargılamak ne kadar doğru?

Yunanistan’a gelince !.. Ne Türkiye’nin, ne de Türklerin size açık bir düşmanlığı yok. Bilakis ben bu gerginliğin Yunan siyasilerinin, Yunan askerlerinin ve aşırı milliyetçi kesimin tırmandırdığını düşünüyorum. Bunlar hariç Yunan halkını seviyoruz. Ama iş vatan savunmasına gelirse, işte o an her şeyin bittiği andır. Dostluk, kardeşlik rafa kalkar, arkasından da jetlerimiz kalkar.

Türkiye herkese, her ülkeye zeytin dalı uzatmaya devam ediyor. Bırakın düşmanlığı, Ege denizi ve ortak tarihimiz her iki ülkeye de yeter. Bu coğrafya'da payidar kalması gereken başka değerler yok mu ?

 
Toplam blog
: 671
: 2572
Kayıt tarihi
: 26.06.06
 
 

Anadan doğma bir İzmirliyim ve bu şehirli olmaktan gurur duyuyorum.. Hem bu şehirde doğmuş, hem b..