- Kategori
- Haber
YÜRÜMEK...
Resim: Alıntı
yürümek;
yürümeyenleri arkasında boş sokaklar gibi bırakarak,
havaları boydan boya yarıp ikiye
karanlığın gözüne bakarak yürümek..
yürümek;
dost omuzbaşlarını omuzlarının yanında duyup,
kelleni orta yere
yüreğini yumruklarının içine koyup yürümek ..
yürümek;
yolunda pusuya yattıklarını,
arkadan çelme attıklarını bilerek yürümek ..
yürümek;
yürekten gülerekten yürümek ...
NAZIM HİKMET RAN
Türkan Saylan’ ın anısına…
Senin aydınlığından korkanlar! ... El üstünde tutmaları gerekirken seni (!) yaşına, başına, hastalığına aldırmadan! ... demir parmaklar arkasını sana reva görenler (son demlerinde) seni bize unutturmayı başaramayacaklar.
Arkanda bıraktığın her bir meşale yarın birgün on binler olup sokakları aydınlattığında, biz ne yaptık deyip kafalarını duvarlara vuracaklar. Vuracaklar ama fayda etmeyecek. Geldikleri gibi gidecek! ... kendi karanlıklarında boğulacaklar.
Sen rahat uyu Türkiye’min aydınlık yüzü Türkan Saylan.
Karlı kayın ormanında
yürüyorum geceleyin.
Efkârlıyım, efkârlıyım,
elini ver, nerde elin?
Ayışığı renginde kar,
keçe çizmelerim ağır.
İçimde çalınan ıslık
beni nereye çağırır?
Kar tertemiz, kar kabarık,
yürüyorum yumuşacık.
Dün gece on bir buçukta
ölmüş Berut, tanışırdık.
Bende boz bir halısı var
bir de kitabı, imzalı.
Elden ele geçer kitap,
daha yüz yıl yaşar halı.
Geceleyin, karlı kayın
ormanında yürüyorum.
Karanlıkta etrafımı
gündüz gibi görüyorum.
NAZIM HİKMET RAN