Zahid Akman'a helal, bize haram.

 Biliyorsunuz "haram" dinimizce yapılmaması gereken şeylerin başında gelir. Allah "yanıma kul hakkıyla gelmeyin,diğer günahlarınızı affedebilirim" demiş. Bundan şunu anlıyoruz,kul hakkı affedilemeyecek günahlardandır ve kul helal etmedikçe günahkarsın.

 Son zamanlarda kamuoyunu meşgul eden konuların başında "deniz feneri" olayı geliyor. Bu iktidar döneminde ortaya çıkan uluslararası bir sansasyon.

 Peki baş rollerede kimler var? Bir sürü kişi var ama başroldeki isim Zahid Akman!!!! Biliyorsunuz tutuklu bulunan kişilerin hepsinin tahliyesine karar verildi. Dikkat edin bereatine değil, tahliyesine. Sanırım tutuksuz yargılanacaklar.

Soner Yalçın'ın "Bu dinciler o müslümanlara benzemiyor" kitabından bir alıntıyı sizlere aktarmak istiyorum. "Zahit Akman, Hasan Hüseyin Ceylan, Zekeriya Karaman 'islam dergisi' ile başlayan hangi siyasi süreç sonunda Ankara'nın 350 milyon dolarlık Armada İş Merkezi'nin ortağı oldular?

Sözüm ona onlar ortak değil; ortaklar Turgut Akman, Mehmet Habib Karaman, Hamide Ceylan'dı.

 Yaptıklarını hukuk zeminine uydurabilirler ama hangi vicdanı kandırabilirler."

 Durum böyle olunca hemen aklımıza Silivri ve Hasdal'da yatan general ve amiraller ve de diğer askeri erkan geliyor. Yolsuzluğa bulaşmış kişilerin yurt dışına çıkma tehlikesi yokta, ömrünü dağlarda teröristlerle savaşmakla geçirmiş askerlerin mi yurt dışına kaçma ihtimalleri var? Suçları varsa tabbi ki çeksinler ama tutuklu olarak değil,tutuksuz yargılansınlar. Eğer yurt dışına kaçarlarsa zaten millet vicdanında suçlu duruma düşerler.

 Beş vakit namazını kıl,hacca defalarca git,tarikatlarda yandaşlğını yap bu arada da malı götür... Hangi dine,hangi ahlaka, hangi vicdana uyar bunlar be ademoğlu. Senin yaptığına kul hakkı yeme değil de ne denir? Bizim okuyup haz duyduğumuz Kuran-Kerim'den başka bi kitap bunu helal kılıyorsa söyle bizde okuyalım.

 Yıl 1934 Milli Piyango(Tayyare Piyangusu) yılbaşı büyük ikramiyesi 200 bin liraydı. Büyük ikramiyeyi Posta Telgraf  İstanbul Muhabere Müdürü Server Emin Üstünbaş kazanmış. Adamcağız güle oynaya eşinin yanına gitmiş. Eşi Revnak Hanım da paranın haram olduğunu, kumar parası olduğunu söyleyerek paraları makasla kesmiş. Renak Hanım'ın lakabı "deli saraylı" imiş. Tabi ki deli saraylı'nın yaptığı akıl karı bi iş değil ama, bunların yaptığıda akıl karı değil be kardeşim.

 Akman ve onun gibilere helal de bize haramsa, biz istemeyiz onların helalini. Emekli maaşı bizim gibi koyunlara çok bile.....esen kalın........