Zengin Türkiye'nin yeni asgari ücreti

Aslında amacım sizlere finansal piyasaların açık olduğu günlerde piyasa yorumu yapmaktı. Ancak sanıyorum yazmak insanda alışkanlık yapıyor. Eh ülkemizde de konu sıkıntısı yaşamadığımız göz önüne alınırsa ben de bugün biraz yeni asgari ücret ve memur maaşı artış oranları üzerine yazayım dedim.

Evet 2009 yılında asgari ücrete ve memur maaşlarına yapılacak olan zam oranları belli oldu. Buna göre 2009'un birinci 6 ayında 16 yaş üstü çalışan için yüzde 4, 3 ve 2. dönem için yüzde 4, 1 zam yapılacak. Memur maaşlarına ise Ocak 2009'dan itibaren geçerli olmak üzere yüzde 4, Temmuz 2009'da ise yüzde 4.5 zam yapılması öngörülüyor. Yani aşağı yukarı her iki ücret kesimine de 2009 yılının tamamı için kümülatif olarak %8, 6 - %8, 7 oranında zam yapılacağı açıklandı.

İşte tam da bu nokta da ben yine kendimi tutamıyorum ve soruyorum, geçtiğimiz aylarda yapılan ve %60 a yakın orandaki elektrik zammı ile %73 civarındaki doğalgaz zammını hangi gelir ile karşılayacak bu çalışanlar.

Aslında öyle bir dönemdeyiz ki, asgari ücretle çalışılabilecek bir işi bulabilen ya da elindeki işi kaybetmeyen vatandaş bile şanslı durumda sayacak kendini. Rakamsal olarak verecek olursak asgari ücret 1 Ocak 2009 dan itibaren net olarak 527 YTL olacak. Bu işçinin işverene maliyeti ise 776 YTL olacak. Asgari ücretle çalışan toplu iş sözleşmeli bir işçinin işverene maliyeti ise 1400 YTL. Yani işveren de zor durumdadır. Özellikle ekonomik krizin yaşandığı bu günlerde çoğu işveren işçi sayısını azaltarak maliyeti düşürme çabasına gitmektedir.

Elbette ki küçük esnaf da aynı durumdadır. Yanında hiç değilse 1-2 kişi çalıştıran esnafa bu 1-2 kişi bile yük olacak hale gelmiştir. Kasabalardan, köylerden insanlar büyük şehirlere göç etmiştir. Büyük şehirlerde geçinmek çok daha zor olduğu gibi, önümüzdeki günlerde iş bulmak çok daha zorlaşacaktır da.

Yıllar öncesinde ihraç ettiğimiz pek çok ürünü özellikle de gıda maddesini ithal eder hale gelmemiz, artık kendi kendimize yetmemizin de pek mümkün olmamasına yol açmaktadır. Çocukluğumuzda tarım ülkesi olarak bildiğimiz ülkemiz, tarımda bile kendi kendine yetememektedir. Sanayileşme iyi, güzel, hoş da güçlü olduğumuz alanlardaki gücümüzü kaybetmek doğru mu? İnsanın temel ihtiyacı nedir? Elbetteki ilk önce beslenme. O halde çiftçilik, hayvancılık yapan vatandaşlarımızı desteklememiz en doğrusudur. Finansal sektörün büyümesi ile gelecek maddi kaynak geçici olacaktır ama tarım ve hayvancılık sektörünün büyümesi ile gelecek kaynak kalıcı olacaktır bana göre. Neyse bu başlı başına bir konu, IMF politikaları neticesinde yapılan hatalar, devlet eliyle uygulanan yanlış politikalar, bunun üzerine sayfalarca yazı yazılabilir.

Son söz olarak ben önümüzdeki yıllardan umutsuzum. Sadece inşaat sektörü ile büyüyen bir ülkedeki böyle bir büyümenin vatandaşlarına bir şey vermeyeceği inancındayım. Umarım yanılıyorumdur diyeyim. Siz yine de benim karamsarlığımı boşverin ve güzel bir hafta sonu geçirin. Okuyanlardan ricam yorumları ile yazıma katkıda bulunmaları olacak. Benim en büyük inancım Türk halkının zekası ve azmidir. Ülkeyi ileri götürecek bizleriz, o halde hepimiz üstümüze düşeni yapalım ve en azından fikirlerimizi paylaşalım….