Zeus’un Aşkları

Zeus’un Aşkları

Poseidos; Okyanusların, Denizlerin Tanrısı, Zeus’tan Sonra Gelen İkinci Büyük Tanrı,

Zeus’tan söz edeceğiz. Ve aşklarından.”

“Tamam. O zaman çocuklar bildiklerimiz de olsa bir daha tekrarlıyoruz tamam mı?”

“Tamam Teyze.”

Muhtarda başını salladı. Rüya;

“Titanlar; Uranos ile Gaia’nın oğulları… İlk Tanrıların soyundan olan Titanlar;

Altı erkek, Altı kız olmak üzere on iki Titan doğmuştur. Erkekler;

Okeanos,

Koios,

Hyperion,

İapetos

Kronos…

Dişileri;

Theia,

Rheia,

Themis,

Phoibe… Şimdi biraz daha detaylı anlatıyoruz. Khaos’tan Gaia ani toprak ve daha da sonra çekici gücün sembolü Eros çıktı. Eros’un sayesinde;

Khaos ve Gaia’dan Erebos yani yer altı karanlığı ve Nyks yani Gece oldu. Onlardan;

Arther yani göğün üst tabakalarının ışığı ve

Hemera yani gündüz doğdu. Daha sonra;

Uranos yani gök ve Pontos’u yani Deniz’i dünyaya getiren Gaia Uranos’la birleşerek erkek ve dişi titanları,

Tek gözlü devler olan; kyklop’ları ve

Hekatonkheires adlı yüz kollu devleri doğurdu.

En son doğan erkek Titan Cronus babasını yenerek tüm evrenin kralı oldu. Krallığından olmamak için kendisi gibi Titan olan karısı Rhea’dan doğan çocuklarını yuttu.

Sadece birini kendinden kaçırdıkları için yutamadı.

Oda kimdi? Zeus’tu.”

İki genç alkışladılar. Çok heyecanlanmıştılar. Rüya güldü.

“Bayağı kaptırdınız kendinizi çocuklar.”

Muhtar gülümseyerek konuştu.

“Kaptırmamak mümkün değil ki…”

“Canım dur bak daha neler var neler?”

“Tahmin ediyorum.”

 “Şimdi Zeus’u tanıyalım.”

Elif gözleri parlayarak geldi.

“Biri Zeus’mu dedi ben mi öyle duydum.”

“Gel. Zeus’u anlatıyorum. Sıra nihayet ona geldi.”

“Şükür. Kavuşturana…”

“Zeus’u anlatmak güzel oluyor. Şöyle sıralayacağım onu anlatırken;

Tanrıların en büyüğüdür. Ona Tanrıların tanrısı denir.

Rheia ve Cronus’un oğludur.

Gaia ve Uranos’un torunudur.

Gaia Kronos’a oğullarından birinin onu yok edeceğini söylediği için bütün doğan çocuklarını yutar.

Rheia Zeus’u doğurmak için oradan uzaklaşır. Annesinden yardım alır ve Girit’e kaçar. Orada İda dağında bir mağarada doğurur. Kocasına çocuk diye bir taş verir sarıp sarmalar o taşı kocası şüphelenmez yutar.

Zeus mağarada sihirli bir keçi tarafından emzirilir ve büyür. Küçük Tanrıçalar ona yardım eder. Bundan sonrası Zeus’un büyüdüğünü yetişkinliğini gösteriyor. İlk olarak;

Zeus babası Cronus’u yener ve kardeşlerini kusturur. Böylece üçüncü kuşak tanrıların yani;

Olympos’lu tanrıların hâkimiyeti başlar.

Zeus’un kardeşi Hade; Yer altı dünyasını,

Poseidon’a Okyanusların hâkimiyetini verir. Kendi zaten büyük tanrıdır. İnanılmaz şeyler yapar. O zaten göklerin hâkimidir. Yağmur yağdırır, gök gürültülerini yapar, şimşekleri çaktırır.”

Muhtar kendinden geçmiş gibi dinliyordu. Didar güldü.

“Affedersin teyzeciğim. Muhtar’a bak.”

Muhtar’a bakarak konuştu.

“Senide sardı. Bu büyülü bir dünya… Bir kere içine girince çıkamıyorsun. Sarıyor insanı.”

Elif onlara baktı. Dudak büktü.

“Beni nedense çok büyülemedi.”

Rüya elife baktı. Gülümsedi.

“İyi ki çok sarmamış. Geldiğinden beri sadece bu konuyu konuşuyoruz.”

Elif sıkılmış gibi yaptı.

“İyide vakit geçiyor. Zeus mağarada büyüdü. Adam delikanlı oldu biz hala neleri konuşuyoruz.”

Rüya arkadaşına gülümsedi.

“Çocuklar bu Elif var ya bu Elif!”

Elif hemen atıldı.

“Eee ne olmuş bu Elif’e…”

“Bu benim canım arkadaşım ya…”

“Sende benim canımsın. Evet. Uzatmayayım. Zeus’un yaptığı işleri çabucak saysan da aşklarına gelsen...”

“Geleceğim ne kadar sabırsızsın!”

“İyi ki de sabırsızım. On beş saattir anlatıyor hala sabırsız oluyorum.”

“Çocuklar ben hızlı geçeyim bu benim arkadaşım beni mahvedecek yoksa! Bu arada Titanlar da boş durmammışlar tabi. Zeus’un annesini, kardeşlerini titanlar esir etmişler. Zeus bunu biliyor bunun için planlar yapıyor ve sonunda başarıyor.”

“Aslanım Zeus.”

“Aslan tabi Elif… Gerçi mitolojide boğa olarak simgelenir ama olsun.”

Gülümsedi. Derin bir nefes aldı.

“Zeus annesini, kardeşleri Hades ve Poseidon’u ellerinden kurtarır ve titanlara savaş ilan eder. Ne savaş ama… Hani tozu dumana katarak geliyor denir masallarda bir canavarı bir devi anlatırken! Onun gibi tozu dumana katmış Titanlara savaş açmış. Onları yakalamış. Ruhlarını yakarak onları esir almış. Kıyametler kopmuş. Ortalık kaynamış kaynamış.”

Muhtar heyecanlanmıştı.

“Rüya abla film izliyor gibiyim. Resmen gözümün önünde canlanıyorlar.”

Elif hemen itiraz etti.

“Aman canlanmasınlar benim ödüm kopar.”

Güldüler. Rüya içkisinden bir yudum aldı. Boğazı kurumuştu. Çok da heyecanlanmıştı…

“Tabi Zeus bunları yapmış ama Titanlarında büyükleri var. Mesela; En büyük titan Atlas bunu duymuş.”

“Eyvah.”

“Eyvah ki ne eyvah… Zeus annesini ve kardeşlerini kurtarırken atlas müdahale etmiş. Zeus buna müthiş sinirlenmiş. Şimdi dikkatli dinleyin bakın olanlara! Zeus ne yapmış biliyor musunuz çocuklar?”

Muhtar heyecanlanmıştı.

“Ne yapmış Rüya abla?”

“İnanılmaz bir şey yapmış. Zeus o kadar güçlü ki. Onunla boy ölçüşmek en büyük Titanın bile harcı değil canım. O boşuna Zeus değil yani. Üstelik Tanrıların Tanrısı ismini de boşuna almamış tabii.”

Elif yüksek sesle ve oldukça heyecanla;

“Rüya adamı çatlatma ya. Ne yapmış?”

“Atlas’ın ruhunu yakalamış ve onu sonsuza dek dünyayı taşımaya mahkûm etmiş.”

Elif fısıldar gibi konuştu.

“İnanmıyorum. Atlas’ı ha…”

“Evet. Hatırlıyor musunuz çocuklar kitaplarda vardır resimleri. Beklide birçok yerde görmüşsünüzdür. İri yarı adam ve ellerinde dünya yukarı kaldırmış, başının üzerinde tutuyor.”

Muhtar heyecanla konuştu.

“Ben böyle bir şeyi hatırlıyorum. Üstelik şimdi aklıma geldi. Bayağıda düşünüştüm. Bu ne diye?”

“O Büyük Titan Atlas. Zeus çıldırmış. Kıyametler kopuyor, yer gök yerinden oynuyormuş. Titanlar çok korkmuşlar. Kurtulanlar yer altına kaçmışlar ve orada yaşamaya başlamışlar. Zeus Babasının hükümdarlığını yıkıp yerine geçmiş, iyi bir yöneticiymiş zaten… Göklerin ve yağmurun tanrısı demiştim ya,

Zeus bulutları bir araya getirirmiş.

Onu kızdıranlara şimşekler fırlatırmış.

Bir kartal hizmetinde öyle beklermiş ki Zeus bir şey emretsin yapayım diye…

Sakiliğini ve getir götür işlerini; Ganymede yaparmış.”

“O kimmiş?”

“Ganymede’yi Zeus İda dağından yani şimdi bildiğimiz kaz dağı var ya oradan kaçırmış. Olympos’a getirmiş ve ölümsüz yapmış. Zeus ayrıca yeminlerini bozanların ve yalan söyleyenlerin de cezalandırıcısı olmuş. Meşe ağacı onun hayatında çok önemli bir yeri tutuyormuş. Bütün bunların yanı sıra biraz öncede dediğim gibi en büyük zaafı kadınlarmış. Çok kadın girmiş hayatına. Tanrıçalarla evlenmiş, ölümlülerle birlikte olmuş. Sayalım mı?”

“Sayalım…”

“Tanrıçalarla evliliklerinden başlayalım. Hem annelerinin yani hanımlarının isimlerini sayacağım Hemde onlardan olan çocuklarının da isimlerini sıralayacağım tamam mı?”

“Harikasın Rüya abla.”

“Metis; Athena

Themis: Horalar ve Moira’lar

Dione; Aphrodite

Eurynome; Kharis’ler

Mnemosyne; Musalar

Leto; Apollon, Artemis

Demeter; Persephone

Hera; Ares, Hebe, Eileithyaya da (Hephaisdos

“Normal kadınlarla olan evlilikleri ve çocukları;

Alkhemene; Herakles

Antiope; Amphion, Zethos

Kallistro; Arkas

Danae; Perseus

Aigina; Aiaskos

Elektra; Dardanos, lasion, Harmonia

Europa; minos, Rhadamanthys

İo; Epaphos

Leda; Helena, Dioskur’lar

Maia; Hermes

Niobe; Argos, Pelasgos

Pluto; Tantalos

Semele; Dionysos

Taygere; lakedaimon

Laodamia; Sarpedion… Zeus Olympos dağında yaşıyor demiştim hatırlıyor musunuz? Burada yalnız başına yaşamıyormuş tabi. Ondan başka on iki tanrı daha yaşıyormuş.”

“Tanrılar yani. Mitolojideki tanrılar.”

“Evet. Bunlar;

Zeus,

Hera,

Poseidon,

Ares,

Hermes,

Hephaisdos,

Afrodit,

Apollo,

Athena,

Artemis’tir.

Bu sayıya bazen;

Hades,

Demeter,

Dionysos,

Hestia’dasayılıyor. Bazen de hiç adları geçmiyor. Bunlar niye bazen varlar bazen yoklar biliyor musunuz?

Hestia Olimposta’ki yerini Dionysos’a bırakmış, insanlarla yaşamaya başlamış.

Yer altı ve Ahretin tanrısı Hedes ise; Çoğu zaman Olimpiyansayılmasına karşın genelde yer altında yaşadığı için,

Demeter’in kızı olan Persephone’dealtı ay yer altı dünyasında kocası Hedes’in yanında altı ay Olympos’ta yaşadığından her zaman sayılmıyorlarmış.”

“Rüya abla bu tanrıları yaptıkları ile birlikte sıralayabilir misin?”

“Tabi;

Zeus; Tanrıların kralı, en büyük tanrı, Olympos’un ve Tanrıların ya da her şeyin yöneticisi diyebiliriz.

Hera; Zeus’un karısı, Evliliğin tanrıçası,

Poseidos; Okyanusların, Denizlerin tanrısı, Zeus’tan sonra gelen ikinci büyük tanrı,

Hades; Yer altının ve ahretin tanrısı, ölen insanların ruhlarıyla ilgilenir, Zeus’tan sonraki en büyük ikinci tanrıdan biri.

Athena; Zekâ, sanat, eğitim ve savaş tanrısı,

Ares; Savaş ve kahramanların tanrısı,

Hephaisdos; Ateşin ve demirciliğin tanrısı, Tanrıların demircisi,

Apollo; Müzik, Sağlık ve Şifa tanrısı,

Artemis; Avcılığın ve hayvanların tanrıçası,

Hermes; Hırsızların ve yolcuların tanrısı,

Afrodit; Aşkın, cinselliğin ve fiziki güzelliğin tanrıçası,

Hestia; Evin, ailenin ve ocağın tanrıçası,

Demeter; doğanın, tarımın ve bereketin tanrıçası…

Dionisos; Şarabın ve sarhoşluğun tanrısı… Anladınız değil mi?

Bayağı detaylı ve sıralayarak anlattığımıza göre hepimiz anlamışızdır.”

“Anladık Vallahi…”

Elif bir süre kimsenin konuşmadığı anda sessizlikte bir şey bulmuş gibi konuştu.

“Rüya anlaşıldı biz bu gece eve gidemeyeceğiz baksana sohbette çok güzelleşti.

Zeus’un aşkları hakkında bilgi sahibi isen biraz açar mısın?”

“Nasıl açar mısın?”

“Hani hızlıca gittin ya. Öyle değil de mesela nasıl aşklar yaşamış, kime âşık olmuş, kimi canı çekmiş, kiminle flört etmiş, kimi ayartmış…”

“İyi ama baksana çocuklara yavaş yavaş yanımıza geldiler. Şimdi bunların yanında Zeus’un aşklarını mı konuşalım.”

“Konuşalım tabi. Üstelik bunlar çocuk mu? Birde masallarda sanki aşk yok mu? Ne var bunda bin bir gece masallarında da aşk yok muydu? Şehrazat bin bir gece masalını her gece yemek odasında anlatmadı ya krala…”

“Anladım yeter bu kadar detay gerekmiyor. Anlatırım anladım ne dediğini. Olur detaylı da anlatırım. Yeni işlemiştim bu konuyu da.”

Nazan Şara Şatana’nın Yunan Mitoloji Kitaplarından…