Zeytinyağı polemiğine son vermek istedim

Açıkçası son günlerde yapılan, zeytinyağı ve zeytinyağlı yemek polemikleri asabımı bozdu ve ben de yazmadan edemedim… En sonunda elim kırılsaydı da yazmasaydım diyeceğimi bilsem de, yine de yazdım ve muradıma erdim… Ben ne bir sağlık uzmanıyım, ne de gurme…

Hatta, yemek yapmayı bilsem bile, mutfakta o kadar iyi olduğumu da idda etmemişimdir bu güne kadar, o da biline… Ama güzeller güzeli zeytinyağına dil uzattıkları ve kullanımı konusunda kafaları karıştırmayı başardıkları için cevap hakkımı kullanmak istedim ve Allah ne verdiyse yazdım sevgili dostlarım…

Öncelikle zeytinyağı polemiğinin ne olduğuna değineyim ve ufak ufak hazırladığım eleştirilerime ve tavsiyelerime girebileyim… Konu, zeytinyağının ve onunla yapılan yemeklerin son derece sağlıklı olması ve zeytinyağına hiç bir eleştiri getirilmemesi gerektiği…

Bir kere bu tür üstün körü ve cahilce yapılmış kesin ifadeleri asla ve asla kabul etmediğimi belirtmek istiyorum… Çünkü herşeyden önce, neyi kullanırsanız kullanın, fazlaya kaçarsanız, dünyanın en faydalı şeyi dahi, bizlere kesinlikle zarar vermeye başlayacaktır, bunu asla unutmamamız gerekiyor…

Dolayısıyla zeytinyağını da fazla kaçırdığınızda, ister çiğ tüketin ister pişirin, hem kilo almanıza ve şişmanlamanıza sebep olacaktır, hem de pişirdiğiniz şeyin kendine has tadının önüne geçerek, yemeğinizin canına okuyacaktır… Dünyanın en iyi ahçısı olmasam dahi, bunu ben bile bağıra bağıra söyleyebilirim…

Çünkü, az biraz mürekkep yalamış herkes bilir ki, dünyada kalorisi en yüksek yiyecekler, elbette ki yağlardır… Yağlar kiloyu tetikler… Kilo almak her zaman sağlığı bozar… İç organların dengesi bozulur ve şeker, kalp krizi benzeri rahatsızlıklar, sık sık görülür hale gelir…

İkinci olarak, zeytinyağının o çok özel ve nezih tadını almak ve sağlıklı özelliğini yitirmemesini istiyorsanız, onu hiçbir zaman yakmamalı, yani mümkünse her defasında çiğ tüketmeye özen göstermelisiniz… Çünkü yandıkça ve ikinci kez kullanıldıkça, tüm yağlar trans yağa dönüşür ve size zarar vermeye başlar…

Dışarıda yenilen bir çok yiyecek de, en az 2 – 3 kez kullanılan yağlarda pişirildiğine göre, neredeyse en sağlıklı olduğunu iddia eden restaurantlarda dahi, yediğiniz tüm yiyecekler, bir şekilde trans yağ ihtiva edecektir… Yapılacak tek şey, elden geldiğince, dışarıda yemek yememeye özen göstermek olmalıdır kanımca…

E o zaman, hayat boyu mu evde tıkılıp kalacağız diye soracak olursanız, o sorunuza da ancak çok güvendiğiniz ve sözüne inadığınız yerde yemek yemelisiniz şeklinde cevap verebileceğim kendimi zorlayarak… Ne yapayım, şansınızı siz zorluyorsunuz, o kadar ısrar ediyorsanız benden günah gitti, gerisi sizin bileceğiniz bir şey…

Üçüncü olarak altını çizmek istediğim konu ise, ne tür yağ grubu kullanıyor olursanız olun, birinin enerjisinin diğerinden daha az yada daha çok olması diye bir ayrım söz konusu değildir… Çünkü tüm yağlar aynı enerji düzeyine sahiptir… Bir makarnayı tereyağlı ya da zeytinyağlı yapmanız arasında, size vereceği enerji bakımından bir farklılık bulunmaz…

Bu durumda, tereyağ tercih etmediğiniz için, makarnaya zeytinyağını bolca basabileceğinizi hiçbir zaman düşünmemelisiniz… Yani yine ilk maddemize ve önerilerimize gelmiş oluyoruz… Ne kullanıyor olursanız olun, o şeyin azı karar ve fazlası zarar olacaktır daima…

Bu ahkam kesici sözlerim nedeniyle, bütün sağlık uzmanlarından ve ahçılardan özür dileyerek sözümü bağlamak istiyorum sevgili dostlarım… En son söyleyeceğimi, yazımın en başında söylemeye çalıştım ve cevap hakkımı kullandığımın altını çizdim…

Sadece o canımın içi zeytinyağına dil uzatılması ve onun üzerinden ahkam kesilmesi sinirimi bozmuştu ve o nedenle kendimi tutamayarak kalemime ve kalvyeme sarılmıştım… Ne bir sağlık uzmanıyım ne de gurme… Nacizane yalnızca yemek ve mutfak sever bir insanoğluna aittir bu pek bilmiş sözlerim…

Sevgi ve Saygılarımla… Fırat ÖÇAL

www.hayatveinsan.com/zeytinyagi-polemigine-son-vermek-istedim/