Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Ekim '12

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Zorunda mıyız?

Zorunda mıyız?
 

Acaba bu kadar birbirimize saygısız olmak, kişisel haklarımızı hiçe saymak, ne pahasına olursa olsun bir adım önde olmaya çalışmak zorunda mıyız?

Şöyle bir günün istesek de istemesek de, akıp giden, dinamizminden silkinip, izleyen bir gözle, gün içinde nelere yetişmeye çalıştığımızı, bu yetişmeler ve yetişememeler sırasında girdiğimiz savaşları düşünelim. Koşarak son üç dakikasında vapurlara yetişiyoruz, burun farkıyla duraklara ulaşıyoruz, son adımda metronun kapısından kendimizi içeri atıveriyoruz. Ama tüm bunları yaparken, yuvasına ailesine, evine ulaşmaya çalışan ve hiç tanımadığımız insanlara zarar verebiliyoruz.

Eşim birkaç gün önce, dakikada bir durağına yolcu almak için ulaşan, metrobüs duraklarından birinde bir kaza geçirdi. Hangi düşünceyle, yarım dakika, metrobüsün kapısını açmamaya kararlı olan bir şöförün sebebiyet vermesi sonucu, arkadaki kalabalığın, en önde bulunan eşimi itip, yerden havalandırmaları sonucu, metrobüsün içine düşmesi ve insan kılığındaki bu kalabalığın ayaklarını ezmesi sonucunda, ayaklarından birinde kırık tesbit edildi, diğer ayakta da yumuşak doku ezilmesi bulunuyor, neredeyse o da kırılacakmış yani. İnanamıyorum..... Bu koskoca metropolde böyle mi yaşamalıyız, böyle mi olmalı? İnsanlarımızdaki vicdan, duyarlılık, yardım gibi insani kavramlar nerelere girdi acaba? Dakikada bir yeni araç geldiği halde, neden bu itiş kakış, bencillik, acımasızlık?

Almanya'da yaşayan bir akrabamız bir akşam sohbetimiz sırasında, 'Türkiye'de insanlar arasında sanki, yazılmamış kurallar var.' diye bir cümle sarfetti. Örneklendirmesi de şöyle; Mesela trafikte, ışıklardan sola dönüş verilen bir yolda, normal şartlarda sinyalimizi verip, sıraya girer ve bekleriz. Ama bir aklıevvel taksi şöförü, ya da özel araç, hatta belediye otobüsünün bile bunu yaptığına rastlayabilriz. Işık yeşil olunca, sizin önünüzden direksiyonu kırıp, geçiverir hızla. Hatta, zaman zaman sıraya aldırış etmeyip, ikinci bir sırayı, yeşil ışık yanan, asıl şeride engel olacağına aldırış etmeden oluşturanlar bile olur. Böyle bir durumda, çalınan, birkaç kornaya aldırış bile edilmeden, basar gider, buna öyle alışmışızdır ki, korna bile basmayız çoğu zaman. Ne değişecek ki? Bu yazılı olmayan bir kural gibidir.

Biz medeni olarak, haklarımıza saygı duyulan bir toplumu hak etmiyormuyuz, her birimiz buna layık değil miyiz?  Başka ülkelerde bu insani, toplu yaşama kuralları nasıl nerede öğreniliyor, biz birşeyler mi kaçırdık çok merak ediyorum doğrusu.Değişik kültürlerden, görgülerden gelen insanlar büyük metropollerde birlikte yaşıyor sorun bu diyelim. O zaman, kökenleri farklı birçok ülkelerden gelen Amerika bunu nasıl başarıyor, o kadar kalabalık Çin, Japonya nasıl başarıyor bunu?

Bir mağazada alışveriş yapıp, kasada ödeme yapılırken, gayet medeni görünüşlü bir bayan, öndeki kişiyi omuzlayıp, 'Ben burdaydım birşey bakıp, geldim', nasıl diyebiliyor. Soracağı birşey varsa, işlemi yapılan kişiyi yok sayıp, 'Pardon sadece birşey sormama izin verir misiniz?' deme nezaketini göstermeden direkt, kasadaki tezgahtarı nasıl taciz edebiliyor utanmadan. .....

İngiltere'de oynanan ve heyecan dolu bir maça takıldı bir akşam gözüm. İzleyiciler, sanki özenle sıraya dizilmiş, sanki biri sağdan say, 1 - 2 - 3 diyecekmiş gibi, simetri takıntısı olan birinin huzur bulacağı bir tablo gibi yerleşmişlerdi. Şaşırdım. Tabi ki onlarda da deli fanatikler, holiganlar var ama normal insanın katılımı bu. Biz ise, genelde iğne atsan yere düşmez, otobüslerde balık istifi, sokaklarda yol benim, trafikte ezerim geçerim düzenini, pardon düzensizliğini  tercih ediyoruz yazık ki.... Yıllar önce İtalya'ya gittiğimde kırmızı ışıktan, yeşile dönen trafik ışığına bakıp, araçların halen hareket etmemesine, arkadaki araçların korna basıp, 'Yürrrü hadi' diye tacizde bulunmamasına, sellektör yakmamasına şaşırmıştım. Meğer bir süre arabalar bekliyor ve yayaların yolun karşıya geçişini tamamlanması bekleniyormuş, yaya olsa sa olmasa da. Ne yazık, medeniyetin varlığı  beni sürekli şaşırtıyor, yine de tüm iyi niyetimle umut ediyorum, ülkem insanı beni şaşırtsın diye....

 

        

 
Toplam blog
: 46
: 826
Kayıt tarihi
: 07.08.12
 
 

Küçük bir gülümseyiş ya da farkındalıklar yaratacak atıştırmalık öyküler yazmayı planlıyorum, bun..