Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Kasım '11

 
Kategori
Magazin
 

Zülfü Livaneli olmak..!

Zülfü Livaneli olmak..!
 

Kolay Değil Bu kadar zorluğu aşmak


Hafta sonları, özellikle gündüz  izlenecek fazla televizyon  programı bulamayan cemaattanım bende. Bar kapılarını ezberleten, film ya da dizilerde izlediyiniz artizleri! bir daha izlememenize sebep olan programlar tüm kanalları kaplıyor. Magazin programı demişler adına ama;  kim kimi nerede yakaladı, kim kime ne yapmış, kim diskonun lavabosuna yetişemeden altına yapmış, kim içince sapıtmış, kim muhabire saldırmış vesaire vesaire hepsini bulabiliyorsunuz da başka bir mizaç sahibi iseniz işiniz zor.

Allah'tan Oylum Talu'nun programı var. Televizyon karşısında kahvaltıya benim gibi meraklıysanız, hiç kuşku duymayın bu program tam kahvaltılık. Konuklar seçkin, konular yormuyor, Sunucu iştahınızı kapatacak eylem ve söylemler de bulunmuyor velhasıl izlenebilecek programlardan biri.

Bu pazar da önce Rıdvan Dilmen'le Metin Tekin, sonra da Zülfü Livaneli vardı programda.

Zülfü Livaneli çok ta takip etmediğim bir kişilik aslında, kısaca yolum ayrı diyeyim. Ancak bu programda kendisini dinlerken bende hayranlık uyandırdığını söylemeliyim.

Biliyorum belki kızıyorsunuz, hatta "adama bak Zülfü Livaneli'nin farkına daha yeni varmış" demektesiniz ama bu bir eksiklikse ben de yeni giderdim işte, ne yapalım....

Kişilikler boşuna isim yapmıyor, marka olmak, yer edinmek hakikaten kolay değil. Yazar, müzik adamı, siyasetçi, Unesco görevlisi ve daha bir sürü faaliyet. Ancak her şeyden önce düşünür. Doğruyla yanlışı ayırırken siyaset, görüş, yandaştan  önce doğruluk. Evet ben bunu gördüm. Neden mi? Anlatayım:

Zülfü Livaneli bilindiği üzere sol görüşlü bir kişilik, CHP  milletvekilliği yapmanın yanısıra 80 öncesi ve sonrası bu yüzden de hırpalanmış bir şahsiyet. Ancak sabah programında Unesco faailiyetlerinden bahsederken Osmanlıyla ilgili " Biz Osmanlıyız, Osmanlıda bizdi" tarzında ki söylemi hele hele son günlerin tartışma konusu olan Padişah Abdülmecit'in anılmasına "O yenilikçi bir padişahtı, bütün bu tür şahsiyetlerde anılsın"  tarzındaki yaklaşımı kendisinin olayları ele almaktaki özgürlükçü ve mantıklı yaklaşımını da gözler önüne serdi. Özellikle " Atatürk'te bir Osmanlı generaliydi"  demesi ne yalan söyleyeyim beni çok şaşırttı.

Bundan 20 yıl kadar önce bunu yine söylüyor muydu bilmiyorum ama, kendi camiasındaki yaklaşımları bir kenara itip, bu tür bir söylemde bulunmak benim için yüce bir kişilik göstergesidir. Sanırım "büyük adam" da böyle olunuyor. Herkesin söylediğini değil, şartlar ve mekan ne olursa olsun doğruyu söyleyebilmek; arkadaş, yandaş, partili, dindaş ve daha ne derseniz diyin, kayırmak, hoşkişilik değil vicdan ve mantıkla doğru bildiğini söyleyebilmek bulunmaz bir erdem oldu artık .

CHP de siyaset yapan çok insan oldu, milletvekili, bakan da oldu; sanatçı!  besteci de çok var, yazar araştırmacı gazeteci! zaten istemediğiniz kadar. Ama  akılda kalan;  uluslararası siyaset ve sivil toplumda,  müzikte herkesçe bilinen az sayıdaki isimlerden biri  O  oldu. Evet doğruyu herşeye rağmen söyleyebilmek en zor sanat sanırım....

 
Toplam blog
: 164
: 672
Kayıt tarihi
: 21.10.10
 
 

İnşaat Mühendisiyim, olaylara anlık değil öncesi ve sonrasıyla bakmaya çaba gösteririm. Dağ havas..