- Kategori
- Sinema
''BENJAMİN BUTTON'un tuhaf hikayesi'' üstüne

Bugün, günlerdir vizyona girmesini beklediğim Benjamin Button'un Tuhaf Hikayesi'ni izledim.
Yaklaşık 2,5 saat süren ilginç filmin yönetmenliğini, David Fincher yapmış.
Fantastik sayılabilecek bu film, Scott F.Fitzgerald'ın öyküsünden sinamaya uyarlanmış.
Senaristliğini ise Eric Roth yapmış.
Başrollerde ise Brad Pitt ve Cate Blanchett oynamış.
...
I.Dünya Savaşında oğlu ölen bir saatçi; sevdiklerini geri getirmesi umuduyla, tersine işleyen bir saat yapar ve bu saati, tren istasyonuna asar.
Saatçinin ölen oğlu geri gelmez elbette, ama takip eden günlerde ilginç bir olay yaşanır...
Savaşın resmen bittiği gün, doğum esnasında hayatını kaybeden bir kadının, yüzü gözü kırışık, çirkin, ucube, garip ve 80 yaşında bir ihtiyarın fiziksel özelliklerini taşıyan bir bebeği olur. Doğumun ardından anne hayatını kaybeder.
Çok üzülerek, bu durumdan hem korkan hem de telaşa kapılan baba; çocuğu kaparak kaçırır, bir yaşlılar evinin merdivenlerine bırakır.
Yaşlılar evinin bakıcısı Queen, bu bebeği bulur, sahiplenir ve annelik eder. Benjamin adını verdikleri bebeğin yaşlılığından dolayı her gün ölüme adım adım yaklaştığını sanırlarken, bebeğin zamanla, yaşlılıktan gençliğe geçtiğini farkederler.
Yıllar boyunca bu yaşlılar evinde yaşayan Benjamin, yaşlılıktan gençliğe doğru tersine yaşarken, denizcilik yapar, hayata ilişkin pekçok deneyim yaşar, aşık olur, savaşa katılır, evlenir, çocuğu olur. Gitgide gençleşen, çocuklaşan ve küçülen Benjamin'in gerçekten çok farklı ve sıradışı öyküsünün yanısıra, Brad Pitt ve Kate Blanchett'in performansları hayranlık uyandırıcı...Gerçekten çok farklı, etkileyici, 13 dalda Oscar'a aday gösterilmeyi hak eden bir film.
...
Benim çıkarımlarıma gelince:
Hayatım yaşlılıktan bebekliğe doğru tersine de gitse; ya da şu anda olduğu gibi; bebeklikten yaşlılığa, farketmeyecek...
Hayata başladığım zamanla, kaçınılmaz sona yaklaştığım yani yaşlandığım zaman (eğer sağlıkla yaşlanacak şansım varsa!) yaşayacağım şeyler birbirine ne kadar da benziyor.
( Bir bebek - bir ihtiyar...)
Benim ve elbette herkes için hayatın durduğu o son nokta, final...
Sahip olduklarımın kıymetini biliyor muyum?
Kaybettikten sonra değerini anladığım neler var hayatımda?
Ve herşey zamanla değişir (mi)?
Yoksa değişmeyen şeyler de var( mı)dır ?
...
Filmde pekçok sahne ve pekçok diyalog inanılmaz etkileyiciydi...
Aşkın kesiştirdiği yolları ayıran tersine akan hayatlar, hayatın keyfi, ölümün hüznü...
Seyretmenizi öneririm.