- Kategori
- Deneme
"... bozukluklarımız..."
“Sislerin içinden karanlıkların arasından süzülür küçük çocuk;
Elinde bir demet yasemen!
Soğuk bir büyü yapılmıştır kaderine
Ve bilmez ki sırtına-sırtına vurulacak hayat şaplıkları gelecekte
Onu kocaman bir adam yapacak...
Gözleri, iri-iri, simsiyah ve parlak!
Adı muhtemelen şöyle-garip- Şan falan
Yani hayatında statü atlayacak haspam
Ezik kaderi hayatını bezdiremeyecek ve üstün gelecek çalışkan mücadelesinde!
Ve topluma bir uzman olarak katılırken
Paramparça psikolojisini başarıyla perdeleyecek
Ve imrenilecek bir potre çizecek
Hayatının prosedürlerini prensip diye oturtacak
Ve az da olsa dengeye ulaşacak
Tabi çocukluğunu unutarak
Başardığını zannederek duygularını da unutacak”
İşte kolay mı zannediyorsunuz böyle bir çocuk için büyümek?
Hani uzman olarak hayata atıldığında öyle gözüküyor ancak hakkaniyetle bakıldığında gerçekten zor hayattan gelmiş, zor bir adam!
Lana Del Rey’in bir röportajını okuduğumda şüphelerimde yanılmadığımı anlamıştım:
“İçimdeki mükemmel kadını yaratmak için Holywood’ta tüm erkeklerle yatmak zorunda kaldım!”. Belki de bu erkeklerden birkaçı onu dünya sahnlerinde parlatmıştı; olamaz mı? Son hali iyi de(?), öncesi nasıldı? Soruyor muyuz?
Ünlü olmak bir hastalık mıydı acaba? Ümit bey doğru mu söylüyor acaba blog yazarken bile böyle bir gizil amacımız olabilir miydi?
Adamın biri internette herkes bir gün ünlü olacaktır diye bağırmıştı! FASBÜK, TVİT ET, EnSesTEGRAM ve daha niceleri bu duruma vesile değil mi? Hepimiz böylelikle camiada bir çeşit ünlü gibi yaşamıyor muyuz?
Birisi demişti; şayet medyada gözükmezsen iyi kazanan bir sanatçı olamazsın!
Sanatçı olmak ne demek?
Hiç unutmuyorum, annesiyle ensest ilişki yaşayan bir ressamın sergisini gezmiştim Hollanda’da! Adam ünlü bir sanatçıydı!(?) Resmin birinde meme uçlarından uzayan iplikler yaşlı bir kadının rahmine uzanıyordu. İşte size ilginç bir sanat! Yoksa sapık bir adam mı demeliyim?
Her şeyi hatta ahlakı bile başarıya endeksleyen bir toplum veya toplumlar yaratırsanız doğru değerleri kaybedersiniz!
İnsanın iradesi tanrı(doğa) tarafından kül veya kil olarak yaratılmıştır. Eni konu bomboş doğmuş bir insanın ailesi ve toplumu tarafından şekillendirilmesinden söz ederken, ruh gerçeğini atlamadan, doğruları aileden başlayarak okulda devam ederek öğretilmesinden bahsediyorum. Diğer taraftan yüceleştirdiğimiz değerlerin veya kişilerin yersizliğinden de ayrıca bahsediyorum. Bir kişinin bütün olarak rol model olması, insanlığının zayıflığı gereği, imkansızlığından da son olarak bahsediyorum! Bu bağlamda kişilere odaklanmak yerine toplumdaki yetiştirme sistemlerinin düzenlenip geliştirilmesine işaret ediyorum.
Dün okuduğumuz bir haber bizi dehşete düşürdü: “Şayet fahişelik yapılacaksa İslami şartlar yerine getirelerek yapılmalı buna göre genelevde bir imam bulundurulup muta evliliği gerçekleştirilmeli”! Bunu şaka değil bir Türk kadını söylüyor!
Ya da yandaşlardan bir erkek: “Uzun adam öyle yüce biri ki karım ona feda olsun! Hatta kendimi bile cinsiyetimi değiştirerek ona sunasım geliyor”!
Erkek/kız bir sürü çocuğa tecavüz edilirken sadece sağlıksız/sapık bireylerden bahsetmek, bana gerçekçi gelmiyor. Benim tek anladığım Kuran’da bahsettiği üzere “biz bir toplumu öyle azdırırz ki arkasından al aşağı ederiz” gibi bir Türk toplumu yarattığımız. Bunu yaparken tümümüzün suçlu olduğu!
Kişinin kendini gerçekleştirmesi ile toplumun kendini gerçekleştirmesi çok farklı konular. İkisinde de birçok farklı etmen mevcut ama günümüzde de geçer akçe olarak başarının metalaşıp dolara dönüşmesi herkesi hayat konusunda kör ediyor ve inanılmaz bir mutsuzluk doğuyor!
Evet anlatmak istediğim büyük pencerede insan ve toplum olarak “bozukluklarımız”!