- Demiri suda erittik-

Kazanda kaynat şekeri, görürsün olur katran,
Katranı ne kadar kaynatsak da olmuyor ustam.
Nice dallar eğdik, şekil verdik kırılmadı.
Nice durgun sularla aktık durulmadık.
Toprağı elersen olur undan ufak.
Dokuzunda çırak, çalışmaktan yorgun,
Uyurdu ham hayallerle çocukluğum.
Tanımaksa bilmekse benden çok uzak,
Uyudum hayal gibi, düş gibi, biraz korkarak.
Hiç tanımadan büyüdüm,
Bedenimde soğuyan yorgunlukları.
Her yeni günün oluşunu solumak için,
En çocuksu heyecanlarla uyanışımsa,
O hala bende var olan.
Sor çocukluğumu ben anlatayım sana.
Kelebeği ipek böceklerine,
İpek böceklerini de kelebeğe sor,
Bal arısına ya da ateş böceklerine sor,
...onlar anlatsın sana...
Delikanlı avuçlarımızda bal sarısı nasırları,
Kaynar şerbetlerde soğuttuk.
Demiri suda eritip,
Ateşi avuç avuç hamur yaptık yoğurduk,
Herbirimiz kendi ustalığınca.
Sor da anlatayım sana;
Aşklarımızın sevdamıza sadakatini,
O zifir gecelerin karanlık ürpertisinden sıyrılıp,
Daha bir bağlandığımız düşlerimizi ,
Senin düşün dahi olamayacak gerçekliğimizi sor.