Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Prof. Dr. İbrahim Ortaş

http://blog.milliyet.com.tr/ibrahimortas

02 Mart '15

 
Kategori
Güncel
 

''İnsan insanı sömürmesin” Önerisinde bulunan Yaşar Kemal’in vefatı üzerine

“Kitaplarımı Okuyanlar İnsan Öldürmesin, İnsan İnsanı Sömürmesin” Önerisinde Bulunan
 Yaşar Kemal’in Vefatı Üzerine
 
Prof. Dr. İbrahim Ortaş
 
Çukurova Üniversitesi, iortas@cu.edu.tr
 
İnsanlığın Nobellini Alan Yaşar Kemal
 
Çukurova toprağının verimli toprakları artı değer üretirken çok sayıda insan Adana’ya çalışmaya geliyordu. Van dan Çukurova’ya göç eden bir ailenin çocuğu olan Yaşar Kemal bereketli toprakların üretim ilişkilerinin bütün süreçlerini yaşayarak büyümüş. İşçilik, su satıcılığı, çavuşluk yapmış. İçinde bulunduğu kırsal köy yaşamını kendi yeteneği ve yaratıcılığı ile anlatarak edebiyat dünyasının en ön saflarına çıkabilmiştir. Eserleri birçok dile çevrilmiş, milyonlarca okurun gönlünde saygın bir konumu yükseldi. İlk kez Nobel’e aday gösterildi, Nobel’i İsveçlilerin elinden almadı ancak milyonların kalbinde almayı hak etti. Çukurova’nın, Türkiye’nin yetiştirdiği bu dev çınar yüreklerdeki İnce Mehmet artık aramızda ayrıldı. Aramızdan fiziki olarak ayrıldı ancak ruhen yazdıkları ile öğrettikleri ile halen yaşıyor ve yaşayacak da. Yaşar Kemal  “İnsan evrende gövdesi kadar değil, yüreği kadar yer kaplar” diyordu. Evet, insan yaşamı anladığı ve itiraz edebilme cesareti gösterdiği kadar vardır.  Bütün farklıkları doğal gören ve farklılıklardan beslenerek bugünkü saygınlığına ulaştı.
 
En Büyük Öğüdü Kitaplarımı Okuyanlar Birbirlerini Sömürmesin
 
İnce Mehmet'in yazarı Çukurovalı Yaşar KEMAL Bilgi Üniversitesinde 2014 yılında kendisine verilen Fahri Doktora törenlerinde yaptığı konuşmasında şöyle seslenmişti;
 
“Kitaplarımı okuyanlar katil olmasın, savaşa düşman olsun.
 
İnsan insanın sömürmesine karşı çıksın".
 
Kimse kimseyi aşağılayamasın.
 
Benim kitaplarımı okuyanlar yoksullarla birlik olsunlar, yoksulluk bütün insanlığın utancıdır. Benim kitaplarımı okuyanlar cümle kötülüklerden arınsınlar.
 
Bu mesajlar ülkemizde ne denli karşılık gördü bilinmiyorum. Mesaj çok güçlü ve tarihsel niteliktedir.
 
Yaşar Kemal tam bir insan tasvircisi, destan yazarı ve röportajcı olarak İNSANI yazdı. 'Ben mecburen insanı anlattım' diyordu. Çünkü içinde doğduğu koşular, Çukurova’nın cehennem sıcağından Torosların eteklerine kadar yoksuların, ırgatları ve Kadirli'nin ağalarının gerçek yaşamından çıkmıştı. İnce Mehmet yaşamın ta kendisiydi Çukurova’nın tarım toplumunda.  
 
Yaşar Kemal aynı zamanda bir doğaseverdir. Doğaya karşı saygılı olmayı ve onun insan üzerindeki etkisini 1981'de Le Monde'da yayımlanan röportajında “Doğanın bir süs veya manzara olmadığını, doğanın insanın canı kanı gibi” olduğunu belirtiyordu. Kitaplarında bol miktarda doğa nesnesi ve canlının anlatımı görülmektedir. Doğadaki farklılıkları kavramış ve oradaki farklılıkların sosyal haytada farklılıklara işaret eder gibi insanı insan zülüm etmesine karşı çıkmıştır. Hayatım boyunca nerde zülüm varsa ona karşı çıktım diyor.
 
İnsan bir birine tahammül etmeli. Aynı görüşte olmasa da başkasının kendi görüşlerini savunmasına tahammül etmesi önemli. İnsan bir birine saygı duyarsa ve bir birine tahammül edebilirse insanlık gelişir ve demokratikleşir.
 
TÜYAP Kitap Fuarında Kitap Okurları Yaşar Kemalin Öğüdünü Dinlemiş Gibiydi
 
2015 yılı Adana 8. TÜYAP kitap fuarı günlerinde Yaşar Kemal yoğun bakımda ancak kitapları stantlarda ve alındığını görüyorum. Evet, kitabın yazarı yoğun bakımda ancak kitapları halen ilgi görüyor. Ben de her yıl fuardan çok insanımızın kitaba olan ilgisini görmek için değişik yönlerden izliyor not alıyorum. 
 
Kitap fuarında farklılıkları görmek insanın bir birine önyargısız bakması ve bir birini selamlaması çok önemli. Volteri'nin “sizin ile aynı görüşte ediğim ancak görüşlerinizi savunmanız için sonuna kadar sizin yanınızdayım” ifadesini hep önemsemişimdir. Bu bağlamda fuarda farklı renklerin bir arada bulunması istedikleri etkinliğe katılması yan yana salonlarda bir birinden faklı düşünceleri izlemesi Yaşar Kemal’in mirasına yakışır diye düşünüyorum. Bu anlayışla her renkten insan fuarda, farklı dünya görüşlerine sahip insanın aynı çatı altında binlerce insanın arzu ettiği standa uğraması ve istediği yazara kitaplarını imzalatması toplumun okuyarak farkına varıla bilirliğini savunanlar için mutlu bir durum.
 
Yaşadığı Coğrafya Yaşar Kemali En Üst Düzeyde Eğitti
 
Yaşar Kemal doğal olarak iyi bir eğitim görmedi, başlangıçta zaman zaman batılı eğitim düzeyi ve entelektüel düzeyi düşük diye hakir de görüldüğünü okuduklarımızdan anlıyoruz. Ancak yaşar kemal hayatın içinden geldiği için kısa sürede farkına varılabilirlikle eksikliğini doğal yoldan kapatmıştır.
 
2009 yılında Çukurova Üniversitesinde kendisine Fahri Doktora unvanı verilmişti. Üniversitemiz kendisine yakışır bir şekilde Çukurova’nın yetiştirdiği değeri onurlandırmıştı. Orada yaptığı konuşma aldığım notlarımda barış ve insanlığın erdemlerinde bahsetmişti. Kendisinin yaşamında Ramazanoğlu Kitaplığında okuduğu kitapların önemini belirti. Konuşmasında "Üstünde yaşadığımız bu toprağın kültürleri dünya kültürüne yardım etmiş, kaynak olmuş kültürlerdir. Bunu bizim kuşak da, batının bilim adamlarından öğrendik. Bu toprağı pıtırak almış bugün, ama bütün Anadolu'yu pıtırak otu sarmış değil. Pıtırak hiç bir şeye yaramayan, ekinlerin içinde biten yapışkan bir ottur. Anadolu'da yararsız kişilere pıtırak gibi derler. Öyle bir iyi talih ki bütün toprağımızı pıtırak sarmış değil. Halklar da, hele Anadolu gibi köklü toprakların insanları kolay kolay yozlaşmazlar. Bozulurlar, iyi niteliklerinden bir şeyler yitirirler ama yozlaşmazlar. Öyleyse bizim asli kaynağımız, sağlam, sağlıkla sonsuz bir yaratıcılıkta halkımız ve toprağımızdır. Büyük doğanın, evrenin büyük insanlığın bir parçası olan halkımız ve toprağımızdır” demişti. İyi insanlar da var toprağımızda ve onlara güvenmek gerekir demişti. Konuşmasında umudumuzu kaybetmemiz gerektiği belirterek bir kitabından alıntı ile “Umutsuzluktan umudu öğreneceğiz. Umudum şudur ki Türkiye kendine gelecek. Ne savaş olacaktır, ne başka bir şey" demişti.
 
Yaşar kemal Türkiye’nin sağduyusuydu, barışını savundu, ayrıcalığa karşı çıktı. Herkes benim köyüm gibi olsun demişti.
 
İnsan Yaratıcı Bir Yaratıktır
 
Yaşar Kemal bir söyleşisinde, insanın yaratıcı olduğunu, okusun veya okumasın, delisi şizofreni dahi hepsinin yaratıcı olduğunu belirtiyor. “İnsan yaratıcı bir yaratıktır” diyor. Çukurova Üniversitesinde yaptığı konuşmasında “efsane yazdığını ancak kimse neden bu adam efsane yazıyor diye sormadı” diyerek bizleri sorgulamaya davet ederken “İnsan efsane yaratan bir yaratıktır” diyordu. Kendisi yaratıcıydı, sorgulayıcıydı ve öğrendikleri ile hepimizin de ufkunu açtı. Kitapları ile bizlere okumayı sevdirtti. Ne yazık ki yüzde 45’inin evlerinde kitap olmayan bir toplumda Yaşar Kemal ne kadar biliniyor. Hoş görü mesajları ne kadar karşılık buluyor bilmiyoruz. Türkiye insanının okuması yazması ve kendisini geliştirmesi ve eğitimli bir toplum yapası ile hoşgörüyü içselleştirerek bir arada yaşamayı başaracaktır.
 
Yine de iyi ki bu topraklar Yaşar Kemal ve diğer yazın ve düşün insanlarını yaratı. Eğer ülkemiz insanı rahat bırakılırsa, iyi eğitim alırsa eminim ki daha büyük yazarlar yetiştiririz. Bu ülkenin toprağı da bereketli, insanı da zeki. Ancak ülkemizin içinde bulunduğu ortam insanımızın elini kolunu bağlamış görülüyor. Eğitimdeki ezberci ve teste dayalı sınav sistemi, yanında eleştiri ve kritik yapmama durumu yaratıcılığın önündeki en ciddi bir sorundur.
 
Yaşar Kemal’in olmadığı bu dünyada kitaplarını okumak, kitapları ile yaşatmasını sağlamak herhalde ona olan saygının en iyi örneği olacaktır. Teşekkürler öğrettikleri için.
 
1 Mart 2015 Adana. 
 
Toplam blog
: 190
: 1163
Kayıt tarihi
: 21.06.07
 
 

1985 yılında Çukurova Üniversitesi, Ziraat Fakültesi’nde mezun oldum. 1986 yılında Şanlıurfa Köy Hiz..