- Kategori
- Güncel
‘Âkıl’e en çok ihtiyaç duyduğumuz günlerde…

Yeniasya'dan, İbrahim Özdabak, 23/12/2015...
Akıl nerede?
Aklımız karışıyor!
Aklımızı peynir-ekmekle mi yedik?
Akıl tutulması mı?
Akıl tutulması nasıl bişey?
Güneş tutulması gibi mi?
Nasıl bu kadar akılsız olabiliyoruz?
“Akıllar” tutuklu mu?
Yoksa aklımız havada mı?
Kaç karış havada?
Akıl alacak gibi değil!
Aklımız tavana vuruyor!
Aklımızı kaçıracağız!
Aklımız almıyor!
Hiç akıl işi değil!
Allah’ım, aklımızı sen koru!
x x x
BİR “AKİLLER HEYETİ”MİZ VARDI!
Akıllar bu kadar karışmışken,
Akla bu kadar çok ihtiyaç duyulurken,“akil insanlar”ımız nerede?
Size, sizin aklınıza en fazla şimdi ihtiyacımız var!
Hem de acil… Çok acil!
Acil ama sükûnetle düşünen, sükûnetle “çözüm” bulan, “barış” getiren bir akla!
“Akil insanlar”!
Hülyalar, Kadirler, Orhanlar neredesiniz?
Yılmaz Erdoğanlar, Kezban Hatemiler neredesiniz?
Rıfat Hisarcıklıoğlu, Can Paker, İzzettin Doğan, Avni Özgürel, Etyen Mahcupyan,
Ahmet Taşgetiren, Ali Bayramoğlu, Erol Göka, Vedat Bilgin, Oral Çalışlar neredesiniz?
İki buçuk sene evvel, “akil” seçilince, Saraylarda toplantılar yaparken ağızlar kulaklardaydı!
Şimdi nicesiniz?
Nerelerdesiniz?
Hadiseler karşısında bir “aklınız”, “fikriniz”,
Bir “çözümünüz”,
Bir “çağrınız” yok mu?
Devleti, milleti aklınızdan şimdi yararlandırmayacaksınız da ne zaman yararlandıracaksınız?
Yoksa size de mi sokağa çıkma yasağı var?
Sokağa çıkamıyor musunuz?