- Kategori
- Kitap
''Kimsesiz hayaller'' Kitabımdan
Kimsesiz Hayallerden bir sayfa...
Kışlari, tüm baharlarını almıştı hep. Hiç çiçek açmamıştı duyguları. Mevsimler hep karışmıştı, duyguları gibi. Baharlarda buz tutmuştu yüreği. Ne yaz, ne kış yaşanmamıştı. Soğuktu her mevsim ona. Şimdi hesaplaşıyordu yıllarla. Aynayı da tanık edecekti boşluklarına.
Baktıkça bakıyordu aynad ki kendine. Kendisiyle de yeni tanışıyordu sanki. Öylesine yabancıydı bakan gözleri. Sonra birden yaşlar boşaldı, güzel olduklarını söyledikleri gözlerinden." Gözleriniz sigortalı mı" diye sormuştu bir çapkın adam. Hiç önemsememişti ne adamı ne de söylediklerini. Gözlerinin bir gün umutsuzca bakacaklarını düşünmemişti kadın.
Iskalanmış hayat mı, yaşanmamışllıklar mı, bedenine, ruhuna koyduğu sınırlar mıydı şimdi böylesine canını yakan? Annenin de rolü vardı bu saklanmalarda. Hep ebe olmuştu; o körebe ve saklan dedikleri bir daha çıkmamışlardı. Oyun bitmiş ama o hep ağaca yummuştu gözlerini. Başka başka yerlerde, başkaları oyunlar oynuyorlardı. Kaybede kaybede edinimler birikmişti heybede Artık işe yaramazlardı, olsalar da bellekte.
Göz yaşları eski, çizik, soluk aynaya bulaştı. uzlu göz yaşları aynayı iyice buğulandırdı. Artık ne kadın ne de ayna birbirlerini görebiliyorlardı. Bütün birikmiş mutsuzluk gücü ile aynaya vurdu kadın. Ayna paramparçai eli kanlar içinde.
Her bir kırık parçada bir dolu gözler oluştu. Nereye baktıkları belli olmayan, ağlayan sayısız göz ve ayna parçalarını toplayan yaralı eller...
Ojesizdi tırnakları, kanamıştı elleri, kırmızı kırmızıydı...
Kırmızı bu kadar mı acımasızdı
Yine kanıyor yüreğim ellerim gibi anne....
Kimsesiz hayaller Sayfa 152-153
Cahideden