Öğrencilere de akredite! Bari, “Açılışa Katılım Belgesi” verilseydi!

Ankara Üniversitesi’nin “akademik yıl açılış töreni”, benim öğrencilik yıllarımda bizim Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi’nde “Farabi Salonu”nda yapılır.

Duydum ki, Ankara Tıp Fakültesi’nin Sıhhiye’deki “Morfoloji Binası”nda yapılan bu yılki "açılış töreni", Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın katıldığı “konferans”a dönüştürülmüştür.

Haberlere göre, çevrede geniş önlemler alınmış.

Bilen bilir, “Morfoloji Binası”, bizim DTCF’nin arkasında, ön yüzü Sıhhiye Tren İstasyonu’na bakar. O çevrede hastaneler, başta Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi vardır.

Öyle önlemler alınmış ki...

Bırakın yolda kalan araçları, ambulanslar bile önlemlere takılmış.

Protestocu öğrencileri saymıyorum.

Başbakan'ı dinleyecek öğrenciler, dışarıdakiler biber gazı yerken, içeride “Itri” konseri dinlemişler. Bu öğrenciler, öyle ellerini kollarını sallaya sallaya oraya gitmemişler.

Seçilmişler!

Bir bakıma “seçilmiş atanmışlar”...

Bilmiyorum ya, Başbakan'ı alkışlamaları zorunlu da, Öğrenci Konseyi Başkanı’nı da alkışlamışlardır. Çünkü Başkan, kendini AKP Kongresi’nde sanmış olmalı ki, “hedef”lerden söz etmiş; “Biz ne kadar iyi yetişirsek 2023 yılında hedefimize o kadar yaklaşmış, hatta daha ileri götürmüş oluruz.” demiş.

Yetmedi, bir de “sizler” dediklerine söz vermiş:

“Sizlerin bizlere yüzüncü yılında bırakacağı Cumhuriyet’i biz de bu topraklarda doğuşumuzun 1000‘nci yılında 2071’de bizden sonraki nesillere en güçlü Türkiye olarak bırakacağız.”

Bugünkü gençlik, üniversite gençliği hangi düzeyde?

İşte, öğrencileri temsil eden öğrencinin ağzından üniversiteli gençlik:

“Bugün gençliğin söz hakkı varsa, bu gençlik artık geri planda değilse, yedek kulübesinde değil ilk 11’de bulunuyorsa, Türkiye’de bütün devlet üniversiteleri ücretsiz eğitim kurumlarına dönüştüyse, bu kararı destekleyen Başbakanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a da teşekkür etmek istiyorum.”

Demek ki, gençlik “yedek kulübesi”nde değil “ilk 11’de”...

Doğru söze ne denir?

Doğru, çünkü salona “seçilmiş” olanlar, “ilk 11’de” olmayı hak etmişler. Öğrenci temsilcisin de bunları söylerken zaten onlardan söz ettiği anlaşılıyor!

Bu “açılış töreni”, böyle giderse, gelecekte ne/ler olacağının habercisidir.

Yaşasın “ilk 11”e girenler!

Öğrenciyim diye ortaya çıkıp, elinden iş gelmediği için bağırıp çağıranlara ne demeli?

Bağıracağınıza, “ilk 11’e” girmenin yollarının “bilen”lerden öğrenin.

Aferin, “ilk 11”e girenlere!...

Onlar ki, Ankara Üniversitesi’nin “yeni akademik yılı açılışı”na “katılım belgesi”ni hak ettiler!