Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Mart '11

 
Kategori
Deneme
 

''Tepeden tırnağa çiçek açmış ağaç''

Bir bahar daha geliverdi sessizce. Ve bir bahar daha kendi zaman boşluğunda sessizce geçip gidiyor. Gelip geçen baharlar kendi zaman dilimine yine esir alıyor kişileri. Kendince, özgürce ve hiç kimseyi dikkate almadan…  

Bilmem, bu günler sizin kaçıncı baharınız?  

Benim bir hayli baharlarım oldu. Başka bir deyişle, benim bir hayli baharlarım da hiç olmadı.  

Orta yaşı gerilerde bırakmış kişiler; topu topuna en son üç-beş baharını ya hatırlar ya hatırlamaz.  

O kişilerin acı ve tatlı anılarıyla hafızalardan süzülmüş ve net olarak hatırlayabilecekleri üç-beş baharları ya vardır, ya yoktur.  

Bu coğrafyada maalesef böyle…  

***  

Bir taraftan kişisel ve toplumsal sorunların ucu bucağı görünmeyen piramit gibi durmadan yükselmesi. Bir taraftan her gün ve her an beklenilmeyen olayları da içinde barındırarak, kontrolü irade dışı akıp giden zaman. Bu zamanın çemberinde gelecek kaygısı. Bir taraftan kalkınmanın sadece ekonomik kalkınma olarak zihinlerde yer ettirilmeye çalışılması.  

Yani beyinsel kalkınmanın ve çıkar gözetmeksizin saygınlık içeren davranışların kalkınma anlayışı çemberinden uzak tutulması.  

Üstelik bu anlayışın benimsetilmeye çalışılıp ve ardından gelen çıkar amaçlı oy avcılığı. Bir de buna eklenen kişisel ilişkilerdeki tek taraflı çıkar amacı ve bu amacın genişleyen kurnazlık çemberinin içinde tutulması. Bütün bunların ülke koşullarında kişilerin kendilerine özel bir yetenekmiş gibi sunulur hale gelmesi, vs.  

Ayrıca her gün genişleyen polisiye olaylar. Her an her hangi bir yerdeki patlamanın çemberinde bulunmak. Bilhassa büyük kentlerde kap kaç olaylarına ve kör bir kurşuna hedef olma ihtimali... Çünkü ülkemizde her sekiz kişiden birisinin belinde tabanca var. Bu kişilerin karşı kişilere olan güvensizliğimidir, yoksa onların kendini; ‘’ Ben senden güçlüyüm ’’ göstergesi midir? O da ayrı bir araştırma konusu.  

Neredeyse ülke ikiye ayrılacak. Tabancası olanlar ve olmayanlar diye.  

Ve azınlıkta da olsa bazı kişilerin yazıyla bütünleşme uğraşısı.  

Gerisi de sizlere kalmış.  

***  

Evet, yaşamımızdan bir bahar daha geçiyor. Siz farkında olsanız da, olmasanız da gelip geçen baharlar sizi hiç dikkate almaz. Umurunda bile olmazsınız. O, bir yıl sonra tekrar gelir. Ya siz?  

Daha önce gelip geçen baharların hatırlanması bende kronolojik bir sıra içermiyor. Çünkü her yıl tekrar gelip geçen doğanın değişmez zamanı bende unutulmayacak bir iz bırakmadı. Belki de ondandır.  

Senede bir sefer uğrayıp geçiveren bu üç aylık doğasal süreç, acaba unutulmayacak olaylar da içermelimidir? Bunun en doğru kararı yine size bağlı.  

Yaşanılan baharları yaşanılacak baharlarından daha az kalan kişiler verebilir bu sorunun en sağlıklı cevabını. Çünkü onların şu anda; ‘’ Neydi o eski günler’’ diyecek zamanları sanıyorum.  

***  

Bu bahar yine bütün ağaçlar çiçek açma telaşında. Her yıl olduğu gibi yine çıldırmış gibiler. Ve yine erik birinci. Ardından badem, kayısı ve ona komşu şeftali. Ayva her bahar yine sonuncu… Bu sıra dünya durdukça hiç değişmez. Daha doğrusu insanlar ve egemen güçler küresel iklim değişikliğine yol açmadıkça ve doğanın dengesini bozmadıkça... İşte o zaman geleceğin çocukları da sormazlar kendinden büyüklerine, O.Veli’nin : ’’ Deli eder insanı bu dünya, bu gece, bu yıldızlar. Ve tepeden tırnağa çiçek açmış bu ağaç’’ dizelerindeki; ‘’ Bir ağacın tepeden tırnağa çiçek açması ne demek ‘’ diye.  

Evet, sizin de gelip geçen baharlarda unutulmayacak anınız ne olabilir ki? Bunu hiç düşündünüz mü?  

Bütün baharlarınızla birlikte diğer mevsimlerinizde mutlu geçsin efendim.  

 
Toplam blog
: 31
: 544
Kayıt tarihi
: 01.05.09
 
 

29.05.1949 Uşak doğumluyum. Lise dahil eğitimimi uşakta tamamladım. Yıldız üniversitesi inşaat bölüm..