"Ayak Topu" mu, "Ayak Oyunları" mı?

Biz futbolu:
On birer kişilik iki takımın belirlenen kurallarla, topu karşı kaleye sokma oyunu olarak bilirdik.
"Ayak topu"nun içinde türlü "ayak oyunları"nın olduğunu/olacağını bilmek/düşünmek istemezdik... 

Attığımız her gol sevincimiz;
Yediğimiz her gol üzüntümüz, kahrımız olurdu.
Kah güler...
Kah ağlardık.
Hele ki şampiyonluk:
"Düğünümüz bayramımız" olurdu... 

Öylesine değil;
Böylesine severdik biz futbolu... 

Hiçbir kulüp, aldatma ve sahtekarlığı meslek edinmiş kişileri bünyesinde barındırmamalı, ona sahip çıkmamalıdır.
Menfaat karşılığı anlaşmalarla, danışıklı dövüşlerle futbolu böylesine çirkinliklerin içerisine sürükleyen her kim veya kimler varsa yasaların öngördüğü cezadan kendisine düşen payı almalıdır. 

Camialar; ahlaksızlığı (Varsa) savunmakla değil, temizlemekle büyür, saygınlık kazanır...