- Kategori
- Aşk - Evlilik
"Ben Seni Sevdiğim Zaman Bu Şehre Yağmurlar Yağdı"
“iki insan birbirlerini tanıdıkça, aralarında konuştukları dil sözlüklerde karşılığı bulunan sözcükleri aşar. samimiyetle yeni bir dil doğar, iki âşığın birlikte işledikleri ve başkalarınca hemen anlaşılamayacak öyküye göndermelerde bulunan bir “özel” dildir bu. onların paylaşılmış deneyimlerini ima eden bu dil, ilişkinin tarihini barındırır içinde, sevgiliyle konuşmayı başkalarıyla konuşmaktan ayıran da budur…” demiş, Aşk Üzerine' de Alain De Botton...
Ama benim seninle yani bizim, ilk konuşmamızdan itibaren, dil sözlüklerde karşılığı bulunan sözcükleri aştı...
Kimsin sen dedim, beni nerden tanıyorsun...
Bu nasıl bir algı. Ya kelimelerin...
Bu karşılaşmadan akıl almaz bir haz almıştım; akıl dışı, şaşkın ve hoşnuttum.
Kelimeleri hızla ve benden daha sabırla, daha yerli yerinde kullanan bir kadın...
Genellikle tersinden kurduğum cümleri bu denge de bulduğum bir insan...
Üstelik tamamen sanal; ses yok, görüntü yok, gülümsemenin dudaktaki, gözdeki halleri hiç yok...
Sonra kelimeler coştu meydanlarda.
Karşılaşmanın o nitelikli sevinci yayıldı kente...
Hangi kent mi?..
Garip bir kent... "Özgürlük"...
Garip bir gezegen kenti, ülkesi yok...
Rengarenk... Bazen bulanık... Ve sanal...
Bu Botton'un bahsettiği "özel dil" ilk anda parladı, ayrı ayrı yıllardır biriktirdikleri benzer algılar yansıdı...
Sona yağmur altında buluşmaya karar verdiler...
Masal başladı...
İkisi de büyücü...
Seninle biz orada sevinçle, senin güzel ve güçlü, benim ise tersinden kurduğum cümlelerle meydanda haykırdık: aşkı....
O dili kısmen dahi bilenler izledi, katıldı, sevinç duydu, büyülendi, şaşırdılar belki.. kesin bilmiyorum...
"Sokaklar dolusu bir adamın yalnızlığı" birden tükeniverdi...
Sokak lambasının altında karşılaşma umuduyla...
Onun "Göğe bakma durağı" olmuştu orası, sokak lambası..
Ve ben seni sevdiğim zaman bu şehre yağmurlar yağmaya başladı..
Ve herkese eşit yağan yağmur hiç böyle beklenmemiş, belki de böylesi anlam hiç yüklenmemişti...
Bugünlerde Kasım yağmurlarındayız ve yağmur sensin...
Sonra ... Yağmur yağmaz oldu ...
Gece çok karanlık oldu... Göğe bakma durağı ise görünmez...
"Seni düşünmek yorgun caddelere ansızın yağan yıldız tozu..." dedi, yağmur...
Bende sustum..
Neyse işte...
"Beni de ezberine al
kelime haznende unut,
ya kaybolayım fikrinde
fikrine dönüşeyim yahut
H.Ferhad"