"Çöl"

Susuzluktan dudağım kurudu. Sanki nefes alamıyormuş gibi bir suyun etrafında kocaman-kocaman soluklanıyorum. Tuzlar birikti dudaklarımda, terimden pişik oldum. Elimde bir radyo dinlemeye çalışıyorum ardındakileri, ülkemle ilgili, hiçbir çeşmenin akmadığına dair haberleri. Günlerdir konuşmuyorum. Hayır, ısrarcıyım yorum yapmayacağım! Sadece bir nefeslik su için neler vermezdim? Her şey bir demokrasi arayışı ile başlamıştı oysaki!

Arzuladığım sadece eşitlik, ilkecilik ve adaletti!

Her şey savaşla beraber çölün içine gömüldü! Ve onca gencecik gençler, silah altında, çölün ince kumları altına gömüldü. Arkalarından o kadar çok şey söylendi ki, onlardan, hiçbir ses çıkmadı! Hani o topraklardan çıkacaktı zem-zem!

Hayal ediyorum kumların içinde kendime mezar kazarken, ya bu susuzluk beni öldürmeyip demokrasiden uzaklaştırıp uzun adamın kollarına bırakırsa! Ya gerçekten de intihar etsem dahi ölemesem ve bu adamın ellerine esir düşsem!

Büzüğümden bile korkar oldum. Evet, ecel terleri dökmek, hiç umurumda olmadı ama onca gencin yanında kendimi sağ görmek, katlanılmaz duygu! Gençleri seviyorsam eğer, milletim nerde? Ordularım, şanslı, şerefli geçmişim, Kanuniler, Fatihler, fetihler nerde? O tabancayı ateşlerken kuru sıkı tutan motosiklet sürücüsünü öldüren emniyet müdürünün öfkesi nasıl tanımlanabilir? Kürtler mi düşman yoksa PKK mı?

Girdikçe toprağın, kumun arasına, üzerimde oluşan şekil bir mezarı andırıyor! Saatlerdir burada karanlıkta susuzluktan ölmek üzereyim. Ya gerçekten kendime izin verip ölürsem şimdi, intihar etmiş olur muyum?

Tonlarca atılan bombalar kendimize dönüp bizi mi öldürüyor? Silahlardan çıkan her kurşun, Amerika’nın cebine giden bir sent mi? Patriotlar niye toplatılıyor? Anlaşma yaptık ya ondan! Seçimden önce alınan olağanüstü yasal kararların bugün uygulanmaya başlaması bir tesadüf mü?

İlk defa meclise gireceklerdi ama, he ya, onlar terörist değil miydi? Dağlardan onları hangi sözlerle yere bizler indirmiştik?

Kendimi iyiden iyiye mezara çevirdim. Mezar taşımı beynime yerleştirdiler!

Nefesimi iyice tuttum ve yanımda sadece bir radyo!

“Bugün şu kadar kişi şurada şehit oldu...”