- Kategori
- Siyaset
"Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi" Halk nezdinde başladı

Türkiye'nin ihtiyacı neyse Biz getiririz. Başkasına ihtiyacımız olamaz.
"Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi" Halk Nezdinde Başladı
16 Nisan 2017 sonrası Kazananların performansı, 2019 seçimlerinde "Yeni sistemin getirecekleri bu kadarmış" diye Halk nezdinde kıymetlendirilecektir düşüncesindeyim.
2019 Kasım'ındaki veya daha erken yapılabilecek seçimlere halk ekonomik olarak daha iyi şartlarda girerse yeni sistem ekonomik olarak iyi, demokrasi uygulamaları iyi yönde gidiyorsa demokrasi gelişiyor şeklinde halk tarafından kıymetlendirilebilecektir.
Halk nezdinde fiili olarak Başkanlık sistemi başlamıştır. Cumhurbaşkanı hem Hükümetin başkanı hem de partinin Başkanı'dır (Başbakanı delege etmiş ve iki yerde de emrinde). Ayrıca, OHAL kolaylıkları sistemi zaman kaybetmeden ve kanun yapma süreçleri için Mecliste beklemeden KHK'larla yönetme, uygulama imkanı veriyor. Hatta KHK'li mevcut yönetim imkanı, 2019'da sağlanacak imkandan daha iyi sayılabilir. İki yıllık uygulama başarısı veya başarısızlığı, yeni sistem fiilen tam olarak 2019'da başlasa bile, referandumda önerilen sistem için kıymetlendirilecektir.
Hayır itirazları uygulamaları etkilemediğinden yapılanlar ve yapılacaklar yeni sisteme mal edilecektir.
İktidar yapabileceği çözümleri, yenilikleri Halk'a göstermek durumundadır. Bürokrasi FETÖ kalkışması sonrası her karar için Ankara onayını almak istemekte, yeterince aktif olma değil bekleme modunda kalmaktadır. Bu halk için işlerin beklemesi anlamındadır. Bürokrasi iş yapmaya odaklanmalıdır.
Mevcut siyasi ortam hoşgörülü duruma getirilebilirse ve ekonomik sorunlar çözüm yönünde iyileştirilirse, 2019 yılında tam olarak geçilecek sisteme artı olarak yansıyacaktır.
Türkiye AB ilişkileri iyileşir, Suriye yükü azalır, PKK terörü minimize edilir, Halk Kürt meselesinde olumlu bir yönelme hissedebilir, FETÖ mücadelesinde sonuç alındığı görülür ve siyasi kutuplaşma azaltılır, hoşgörü artırılırsa bunun artıları seçime yansıyacaktır. Ayrıca, ekonomik olarak işsizlik azalır, turizm düzelir, halkın kazancı artar ve ekonomik gidişat iyileşirse Halk'ın geleceğe yönelik umutları artacaktır.
Bu durumda AKP hem milletvekili hem de cumhurbaşkanlığı seçimlerini kazanacaktır. Çünkü iki yılı aşan 29-30 aylık sürede problemleri çözümleme gücünüz varsa uygulamada halka bunu gösterebiliyorsanız, yaptığınız çözümler yeni seçime iyi bir altlık veya zemin oluşturacaktır.
Bunun tersi olması, Türkiye'de kutuplaşmaların artması, ülkenin içe kapanması, ekonominin daralması aksi sonuçlar verecektir. Bahsedilen konularda kısmi başarılar sağlanması yeterli değildir. Kalan problemler milletvekili seçimlerini, milletvekili dağılımını etkileyecektir. Ayrıca, yeterli başarı gösterilemezse ve muhalefetin çıkaracağı aday, adaylar güçlü olursa Cumhurbaşkanlığı seçimi ikinci tura kalabilir.
Siyasi muhalefet iktidarın başarı ve başarısızlıklarını kıymetlendirmede, halkı aydınlatmada etkin olmalıdır.
Muhalefet sadece eleştirmeyip, iktidar tarafından sunulmayan başka olası çözümleri halka sunabilirse ve bunların uygulanması gerekirken uygulanmadığını anlatabilirse oy alabilecektir. CHP'nin PYD ile şartlı görüşülebilir yaklaşımı dahil, Suriye politikası ve dış politikada gösterilecek farklı çözüm imkanları, savaş değil diplomatik yaklaşımlar, AB ile alternatif çözümler, muhalefetin ekonomik alanda önereceği çözümler muhalefetin tepsisine oy olarak dönebilir. Muhalefet de oy alabilmek için sorunlara çözümler önermeli ve umut yaratmalıdır.
Siyasi partilerin milletvekili dağılımı ve Cumhurbaşkanı adayı konularının ilişkili fakat biraz farklı olabileceğini düşünüyorum.
Türkiye'de değişim şart, "Değişimi Ben Yapacağım" diyen bir aday "Yapabileceklerini anlatabilirse" ve yeni bir heyecan oluşturursa oy alabilecektir.
2019 yılında merkezde odaklanmış bir aday çıkıp "Ben kusurları giderilmiş bir parlamenter sistemi ve referandumda önerilenden farklı modifiye edilmiş "Bağımsız yargısı olan, Yürütme ve Yasama'sı uzlaşmaya dayalı, ancak Kuvvetler ayrılığı olan, partili Başkan içermeyen" bir Başkanlık sistemini Halka tekrar soracağım. Halk Parlamenter sistem veya Başkanlık sisteminden hangisini tercih ederse onu ileride gerçekleştirmek yönünde çalışacağım. Halk ne isterse O tercihi doğru olarak uzun dönemde uygulama yoluna gideceğim diyerek Başkan olmak istediğini söylerse seçmenden %50'yi aşan oy alabilir mi? merak ediyorum. Siyasetin sıcaklığı, önerilen çözümlerin cazipliği halkta değişim iyidir duygusunu yaratabilir.
Bir başka görüş ise parti ve adayına başlangıçta sadık kalmak, ikinci tur olursa görüşüne yakın saydığı adaya oy kullanmaktır. Halk niçin riske gireyim diyerek, fikriyatına yakın bulduğu, tanıdığı adayda kalabilecektir. Bu yaklaşım biraz da yenilik yok yaklaşımı, eski defter eski hesap yaklaşımıdır. Muhalefete fazla bir getirisi olamayacaktır.
İster iktidar, ister muhalefet olsun siyasilerin halka borcu Türkiye'yi 2019'lara daha iyi durumda ulaştırmaktır.