Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Temmuz '22

 
Kategori
İlişkiler
 

'dan sonra...

Nasıl ki bekleyen her şey bir sandığın içine konulmuş, atılmış, sanırsın artık hepsinden kurtulunmuş; bilebilir misin çıkmaya hevesi yok içindekilerin. Görüşmediğimiz, geride bıraktığımız insanlar için belki de bıçak gibi kesilip silinmiştir varlığımız. Biz, bizde olup biteni az çok yorumlarız da bir şekilde hayatına temas ettiğimiz insanın, hayvanın, bitkinin, eşyanın hatta suyun havanın bile bizden sonraki reaksiyonunu kestiremeyiz.

Sosyal hayatımızda gözümüzle görmediğimiz her bir şeyin yokluğunu kabul mu edeceğiz yoksa görmesek de vardır mı diyeceğiz? Mesela uzaktaki sevgilinin de gözlerine ışıltı doluyor, kalbi hızla çarpıyor, yüzüne bir tebessüm oturuyordur. Belki bir kafede arkadaşlarıyla laflıyor, kahve yudumluyor, sağdan soldan gelip geçene kulp buluyordur. Görmediğimiz, yalnızca telefon ile görüştüğümüz insanın telefon kapattıktan sonra o anın içinde donup kalmadığını, bir yaşamayı temsil ettiğini, akıp giden zaman içinde olduğunu ve o akışta birçok eylem ve düşünce içinde olabileceğini yok mu sayıyoruz? Söylenmeyince yaşanabilecek acıyı, kederi anlayamıyor muyuz?

Karşımızda bizi merkeze koyan insanların olmasıyla mutlu olunuyor mu sahi? Yanınızdaki insan hep sizi mi dinlesin, uzaktaki sevgili hep sizi mi düşünüyor olsun? Sevsinler mi hep? Hep sizin mi dediğiniz olsun? Böyle hazır olda gibi ya da bir parmak şıklatır gibi her arzu duyup çağırdığınızda koşsunlar mı? Peki bunları dilerken siz, biz, kim oluyoruz bu şölende? Bu kadar ego, bu kadar kendini beğenmişlik nereden geliyor.

Ben böyleyim, işine gelirse tavırları alıp götürüyor insanlığı sonra. Hatta sanılıyor ki ne yaparsa yapsın reddedilmez, bırakılmaz, terk edilmez biridir. Bu özgüveni sağlayan alt yapıyı sorguluyorum. Ne istediğini tam olarak kendi dahi bilmeyen insanların bir başkasının hayatına temas etmesini ve sonrasında hani çok da bir gerekçe bulamayıp matah bir iş gibi çekilip gitmesini, yorduğu, yıprattığı insanı geride bırakırken savaş kazanmış gibi çalımlanmasını diyorum, acıyacağım tutuyor. Çünkü senin mağrurca yarı yolda bıraktığın insan aslında yolda durdu; sen bırakmadın aslında o devam etmedi. Sandığa kapatılmış bir sır gibi artık bahsi bile geçsin istemediğin yaşanmışlıkları o da yaşadı ama senin gibi yok saymadı. Hayatına dokunduğun o insan var ve yaşıyor, mis gibi nefes alıyor, yürüyor, gülüyor, eğleniyor.

İşte böyle. Biri, birinin hayatından gidince, diğeri karanlıklar içinde robot gibi kaldı sanıyor. Hadi canım... Kaldı ki nereden bileceksin telefonu kapattığında karşı tarafta neler olup bitiyor, bu ne yorumlama hırsı. İstiyor ki kendinden sonra kıyamet kopsun. Maalesef…

 
Toplam blog
: 10
: 205
Kayıt tarihi
: 13.04.17
 
 

Gönülden Sosyolog, araştırmacı şahsiyet, keyfine çalışkan arımaya. ..