'Deli' İbo

Süper kupa maçı çok güzel başlamıştı oysa. İlk yarı genellikle Fenerbahçe ağırlıklı geçti. İkinci yarıya ise Beşiktaş iyi başlayıp daha çok Fenerbahçe yarı sahasında oynandı maç. Birde maçı izlerken uzun zamandır Türkiye Süper Liginde bu kadar tempolu ve zevkli maç izlemedim diye düşünenlerin sayısı baya fazla olmuştur, bende aynı şeyi düşündüm. Sahadaki herkes futbol oynamaya çalışıyor. Kimse birbirine sert girmiyordu. Hatta uzun zamandır görmeyi beklediğimiz gibi futbolcular birbirlerine çok centilmence yaklaşıyorlardı ve birbirlerine yardımcı oluyorlardı.

Bu durum seksen beşinci dakikaya kadar böyle devam etti. Fakat sanırım maçın seksen ikinci dakikasıydı Kezman golü attıktan sonra sinirler gerilmeye başladı. Zaten Kezman'a kızgın olan Beşiktaş futbolcuları ona karşı sert oynamaya başladılar. Seksen beşinci dakikada Kezman orta sahada yerde yatarken Beşiktaş taraftarının deli diye çağırdığı ve Beşiktaş'ın kaptanı olan İbrahim Üzülmez gidip Kezman'a diziyle ve eliyle hareketler yapıp vurmaya ve itmeye başladı. Hakem'de yapması gerekeni yapıp onu oyundan attı. Fakat İbrahim Üzülmezi sahadan çıkarmak mümkün olmadı. Kendisi bir şehir eşkıyası gibi sağa sola ve hakeme saldırmaya ve küfür etmeye başladı. Maçın bitimine beş dakika kalmış uzatmalarla birlikte yaklaşık yedi sekiz dakika diyebiliriz. Bu kadar değerli olan dakikaların neredeyse yarısını onu sahadan çıkarmak için harcadı herkez. Bu dakikaları kendi takımından resmen çaldı İbrahim Üzülmez.

İşin ilginç tarafı bu adama güvenmişler ve profesyonelliğine inanıp takım kaptanlığını vermişler. Fakat o kolundaki bandın anlamını bilmiyor anlaşılan. Herkesten çok sakin olması gerekirken o shadaki en sinirli futbolcu.

Fakat anlamadıkları bir şey var bir insan veya bir futbolcu sende milyon dolarlar kazanarak profesyonel veya eğitimli birisi olamaz. Profesyonel veye eğitimli olabilmesi için mutlaka bu konularda eğitim almalı. Yoksa çok para kazanmakla profesyonel olunsa İbrahim Tatlıses ikide bir Oxford vardı da biz mi okumadık diye şikayet etmezdi herhalde. Diyebilirsiniz ki eğitimle her şey halloluyor mu tabi ki hayır insanın biraz içindede olması lazım tabi. Fakat eminim ki İbrahim Üzülmez ortaokul değilde (Türkiye'deki bütün futbolcular neredeyse ortaokul mezunu istisnalar hariç) iyi bir eğitim almış olsaydı o olayların ancak onda biri yaşanırdı.

Aldığı cezadan sonrada açıklama yapmış kendisi neymiş efendim çirkef Sırp'mış. Eğer bir şeyi olduğuna inansaymış böyle davranmazmış yardımcı olurmuş. Yukarıda eğitimsizliğinden bahsettik ama özür dilerim sanırım ben atlamışım kendisi doktor galiba. Baksanıza bir bakışta anlamış bir şeyi olmadığını ve sanırım yerde boşuna yatmasın diye gidip vurmaya başlamış ki hakem gelince bişeyi var zannedip sarı kart vermesin Kezman'a aldatmaya yönelik haraketten dolayı.

Cezadan sonra birde menajer Sinan Engin konuşmuş tabi. Çarşıyla arası kötü onu düzeltmeye yönelik bi konuşma yapmış doğal olarak. Bu ceza çok fazlaymış adam mı öldürdük diye soruyor kendisi. Ama adam öldürmenin cezasının en az 25 yıldan başladığından haberdar değil galiba.

Neyse görüyoruz ki her şeyin sonu eğitime dayanıyor!!!!! İstediğin kadar para kazan yada inanılmaz zengin ol eğer eğitim ve kültür yoksa para bunları kazandıramıyor insana ve hep bir yanın eksik kalıyor.