- Kategori
- Güncel
"Fırçasız Ressam" vefat etti

Kendini " fırçasız ressam" olarak niteleyen, Cemil Başo'yu kaybettik. Bu habere çok üzüleceklerden biri de hiç şüphesiz Mesude Hanım olacaktır.
Mesude, rahmetliyi Teşvikiye Camii avlusunda tanımıştı. Başo yaptığı resimleri avluda teşhir eder, ilgilenenlere mütevazi bir fiyatla satardı. Mesude ise İstanbul'lu bir ev hanımı, iyi bir sanat takipçisi, ressam ve mütevazi tablo koleksiyonu olan ayrıcalıklı sanat sevdalısı.
Mesude bir gün Teşvikiye'de galerileri gezerken Başo'nun yanına da uğrar. Resimlerini çok beğenir. Bir iki derken, elindeki paranın tümünü verir, yine de borçlu kalır. Başo'ya dönerek:
- Ustam param çıkışmadı. Ben her hafta buralara çıkarım...
O daha sözünü tamamlamadan, Başo araya girerek:
-Ziyanı yok, paranız olduğu vakit ödersiniz. Der.
Mesude pek memnun olur ve resimleri çantasına yerleştirir. Tam ayrılacağı sırada :
- Ustam, resimleri aldım, gidiyorum. Siz beni hiç tanımıyorsunuz. Ya size dönmezsem?
O güzel insan, kendinden emin bir tavırla ve nezaketle:
- HİÇ ENDİŞEM YOK, BENİM RESİMLERİMİ SEVEREK ALAN BİR KIŞİ, ONLARIN PARALARINI MUTLAKA ÖDER.
Bu anlamlı sözler, ciltler dolusu yaşam felsefesinin kısacık bir özeti değil mi?
Rahmetli ile Bursa'da sıkça görüşürdük. Bir gün kendisine surdum:
- Niçin evlenmediniz?
-Yarı aç yarı tok, bir hayat yaşıyorum. Bu kaderimle hiç kimsenin hayatını karatmayı göze alamadım.
Cemil Başo, kendini tanıtabilecek olanaklara sahip olsaydı, güzel ruhu ile bağdaşan daha mutlu bir hayat yaşayabilirdi. Sanat camiası mütevazi bir değerini kaybetti. Ona Allahtan rahmet, yakınlarına başsağlığı dilerim.